İmparator dedik o da inandı

ERTUĞRUL Özkök, İbrahim Tatlıses’in Asena’ya yönelik tehditleri karşısında isyan etmiş.

‘Yok mu bu kadına sahip çıkacak bir emniyet müdürü?’ diye soruyor. Yurtdışından örnekler veriyor. Özkök son derece doğru ve yerinde bir soru soruyor ama.

İşin bir de ‘aması’ var.

Bundan birkaç yıl önce İbrahim Tatlıses Almanya’da bir kadına tecavüzle suçlanıyor.

Çocuğunun annesini vurdurmakla itham ediliyor, sevgililerinden birini dövüp hastanelik etmiş.

Rezilliğin bini bir para.

Ve İbrahim Tatlıses her gün gazetelerin manşetinde.

İşin acısı bu gazetelerin arasında Hürriyet de var.

Yok imparatormuş, yok şuymuş yok buymuş... Rezilliklerle değil, başarılarla manşet.

Bir gün gazetede Ertuğrul Özkök’ün yanına gittim, ‘Abi sence İbrahim Tatlıses’e bu gazetede biraz fazla yer vermiyor muyuz: Bu hareketleri yapan adamın her gün Hürriyet’te sanatçı kimliği ile haber olması abes değil mi?’ diye sordum.

‘Haklısın. Yapmamak lazım. Arkadaşları uyaracağım’ dedi.

Nitekim bu konuşmamızın ardından ‘İmparator Tatlıses’ haberleri bir süreliğine azaldı ama sonra yine başladı.

Biz bir ‘Türkücüyü’ imparator yaptık. Hatalarını görmezden geldik ve sürekli pohpohladık.

O da sonunda kendini gerçekten imparator zannetmeye başladı.

Bugün yasa, kural tanımazlığı bu yüzden.

Yazık. Oysa Türkiye’nin gelmiş geçmiş en güzel sesi.

Keşke onu ‘sapıttıracak’ kadar büyütmeseydik.

200’de birini ödedi

BİRKAÇ okur aramış. ‘Karamehmet parayı ödedi Fatih Bey’den ses yok’ demiş.

Karamehmet’in ödediği para ödemesi gereken para değil. ‘Sadaka’ kabilinden bir ödeme.

BDDK Başkanı’nın da söylediği gibi BDDK’ya yapması gereken ödemeyi henüz yapmış değil.

Anlaşmalar net olarak açıklanmadığı için 30 milyon dolarlık ödemenin ‘ne için’ yapıldığını kesin bilemiyoruz. Fakat YKB’ye ödemesi gereken iki taksitte 115’er milyon dolardan 230 milyon doların ödenmediğini biliyoruz.

Ödenen para büyük ihtimalle çok çok önce ödenmesi gereken Pamukbank’la ilgili taksitler.

Toplam borç tutarı olan 6 milyar doların 200’de biri.

Ne oldu bize böyle?

SON aylarda duyduğumuz haberler asap bozacak cinsten. Hafızalara kazınan ilk olay Güneydoğu’dan gelmişti. 11 yaşında bir kız çocuğuna aralarında devlet görevlilerinin, ilçe esnafının da bulunduğu bir grup adam uzun süre tecavüz etmişti. Bir ilk olduğu için olsa gerek kıyamet koptu.

Ardından bir başka rezalet Ankara’da patladı. 11 yaşında bir kız çocuğu annesi tarafından pazarlanmıştı. Kelli felli adamlar, 11 yaşındaki kızla yıllarca ilişkiye girmekte hiçbir beis görmemişlerdi.

Sonra bir başka ‘pislik’ Adana’dan filiz verdi. Bir kayıpeder yıllarca silah zoruyla gelinine tecavüz etmişti. Koca babasından korkup susunca, kadın polise gitmiş ve tecavüzcünün torunlarının da ‘babası’ olduğu ortaya çıkmıştı.

Ve son rezalet, belki de hepsinden beteri Adana’da patladı. 9 yaşında bir erkek çocuğa 25 kişi tecavüz etmişti. Aralarında yine devlet görevlileri, polisler, hatta ordu mensupları vardı. İşin daha da vahimi, tecavüzcülerden 7’si öğretmendi. Sapıklardan 7’sine her gün yüzlerce çocuk emanet ediliyordu.

Bütün bu olanlar benim miğdemi bulandırıyor. Ne oldu bize diye düşünüyorum.

Böyleydik de, biz mi farkında değildik, yoksa böyle mi olduk!

RTÜK ha babam ‘genel ahlaka aykırı’ diye çocuk programlarına bile ceza kesiyor.

Bu mu genel ahlak!

Bütün bu kokuşmuşluğun bu kadar artmasında ‘televole kültürünün’ etkisi var mı acaba diye düşünüyorum?

Yoksa bu pisliğin kökü daha mı derinlerde!

Sustur şu adamı başkan!

BAZI dostlardansa, akıllı düşmanı yeğleyen kimse çok doğru yapmış.

Galatasaray, hiç kimseden çekmedi Galatasaraylı olduğunu iddia eden bir yöneticisinden çektiği kadar.

Fenerbahçeli yöneticiler stada ‘sidik büyüsü’ yaptırmışlar.

Olay patlamış. Millet Fenerbahçe ile gırgır geçiyor. En fanatikler bile kendilerini savunamayacak hale gelmişler. Ezeli rakip utanç içinde. Galatasaraylılar eğleniyor.

Yardım eli Galatasaraylı bir yöneticiden geliyor.

‘Biz de büyü yaptık.’

Büyü dediği ‘uğurlu’ gelir diye birilerine kafes yaptırmış elinde gezdirmiş.

Fenerbahçeliler rahatlıyor, Galatasaraylılar şaşkın.

Ardından şike iddiaları patlıyor.

Fenerbahçe ile Sedat Peker arasındaki ilişkiler ortaya çıkar gibi oluyor. Beşiktaşlı futbolcuların adı şike iddialarıyla anılıyor.

Yine aynı Galatasaraylı yönetici çıkıyor ve demeci patlatıyor:

‘Türkiye liginde şike yoktur. Olsa biz yapardık.’

Olacak şey değil. Şikecilikle övünecek neredeyse. ‘Şike yapılacaksa kralını biz yaparız’ diyecek.

Camianın, tribünlerin nefret ettiği, Galatasaray’a, kaptanına sövmüş, ‘Bir gün herkes Fenerbahçeli olacak’ şapkasını takmış ama sonunda Fenerbahçe’den de kovulmuş Fatih Akyel boşta geziyor. Başkanı, basın sözcüsü ‘İşimiz olmaz’ diyor, aynı yönetici çıkıp ‘Alabiliriz’ diyor.

Bir Galatasaraylı yönetici ki, Galatasaraylıları utandırmaktan, kızdırmaktan başka hiçbir işe yaramıyor.

Başkan Canaydın da oturmuş bu olanları izliyor.

O yöneticinin adı Ergun Gürsoy.

Özhan Canaydın’ın yıllarca ‘Galatasaray’a yakışmıyor’ dediği adam.

Sustur şu adamı artık Başkan. Bizi daha fazla utandırmasın.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Partiler halka açıkladıkları vizyon ve misyona uymayan milletvekillerini temizlemeye cesaret ettiği zaman.
Yazarın Tüm Yazıları