İmar Bankası'na Maliye bakmalı gayri ciddi BDDK değil

UZAN Grubu'nun ‘‘yasalar üstü’’ bir çiftlik haline getirerek, müthiş bir soygun makinesine dönüştürdüğü İmar Bankası'ndaki bilmeceyi BDDK çözmeye çalışıyor.

Bana sorarsanız BDDK değil bu bilmeceyi, ayakkabısının bağını bile çözemez ya neyse!

Öyle ya, benim yıllardır yaptığım uyarıları dinlemiyor, tam aksine bana dava açıyorlar, yıllar sonra benim yaptığım uyarıların ‘‘gerçeğin ta kendisi’’ olduğu ortaya çıkınca panikleyip, meseleyi çözmeye çalışıyorlar. İmar Bankası'nda bu oldu.

Şimdi Sabah Grubu'nda da bu oluyor. Bugün Sabah Grubu'nun Merkez Grubu üzerinden mal kaçırarak devleti ‘‘çırak çıkarmasına’’ göz yumuyorlar. Atı alan Üsküdar'ı geçince, yani ortada kaçırılacak bir mal kalmayınca ortaya çıkıp, hiçbir zaman bitmeyecek sözde davalarla bu malları geri almaya çalışacaklar. Bu arada bütün bu malların ekonomik ömrü bitmiş olacak. Neyse konumuz o değil, İmar Bankası. İmar Bankası'ndaki durum BDDK gibi iş bilmez ve gayri ciddi yönetilen bir kuruma bırakılmayacak kadar ciddi. Olaya el koyması gereken yer Maliye Bakanlığı. Çünkü ortada Maliye Bakanlığı'nı ilgilendiren suçlar da var. Bu meseleyi çözse çözse BDDK'nın, işssizlikten BDDK'ya çöreklenmiş eski bankacıları değil, Maliye'nin uzmanları çözer.

Şöyle ki, anlaşıldığı kadarıyla İmar Bankası yıllardan beri ‘‘sahte’’ hesaplarla hem müşterilerini kandırıyor, hem de devleti dolandırıyor. Çifte kayıt sisteminin avantjı şu. Banka ayırması gereken karşılıkları ayırmayarak Merkez Bankası'nı yıllardır kandırıyor.

Fakat diğer taraftan işin bir de vergi kısmı var. Bankadaki hesapların faizlerine vergi tahakkuk ediyor. Ancak kayıtlı bir hesap olmadığı için bu vergiler aslında tahakkuk falan etmiyor. Ancak Uzanlar, hesap sahiplerine ödeme yaparken bu vergiler sanki tahakkuk etmiş gibi ödeme yapıyorlar. Yani vergiyi kesiyorlar ama devlete yatırmıyorlar. Çünkü devletin bu hesaplardan haberi yok.

Bir okurum bunu hesaplamış. Kayıt dışı mevduatın söylendiği gibi 6 katrilyon lira olması halinde devletin aylık vergi kaybı 40 trilyon. Bunu geriye doğru götürün ve zamanaşımına uğramayan dönem için bile katrilyonluk bir vergi kaçağına ulaşın. Hem de sadece kayıt dışı hesaplardan. Maliye Hesap Uzmanları bu rezalete de el koymalı. Bu iş gerçekten BDDK'yı aşar.

Lige en hazır takım Galatasaray

BİRKAÇ gün yazmadık, türlü dedikodu çıkmış. Allah ayırmasın, Hürriyet'ten ayrılır mıyız hiç! Dört gün Galatasaray'la birlikte Amsterdam'daydık.

Başkan Canaydın, Futbol Şube Sorumlusu Özer (Saraçoğlu) ve Fatih Terim'le beraberdik.

4 gün Galatasaray konuştuk, Galatasaray yedik, Galatasaray içtik.

Transfer döneminin sonunda, ilk hazırlık maçlarından sonra fikir soran gazetecilere Pinto ve Prates'i çok beğendiğimi, Galatasaray'ın orta sahada bir ‘‘usta’’ dışında ihtiyacı olmadığını, Baliç'in gelmesiyle birlikte sol kanatta da büyük rahatlama olacağını söylemiştim. Tek eksiğin ideal bir kadro belirleyip bunu küçük değişikliklerle üst üste oynatmak olduğunu da eklemiştim.

Bu hafta sonu bu düşüncelerimi pekiştirdi. 9 yıldır soldan oynayan Galatasaray artık Pinto-Prates ikilisiyle sağdan oynuyor. Hem de öldürücü bir biçimde. Bu ikili Galatasaray'a ilerde para kazandırır. Özellikle de yaşı itibarıyla Pinto.

Geride Terim yenilik arıyor. Bülent'siz bir operasyon yapmaya çalışıyor. Bunun iki nedeni var; biri Bülent'in yaşı, diğeri ise sahada diğer oyunculara karşı agresif tavrının özellikle gençleri bozması.

Solda Hakan giderek daha iyi oluyor. Olursa ne álá olmazsa hem Abdullah var, hem de Orhan Ak. Ergün'de üç yıldır tatilsiz maç yapmanın sıkıntısı var gibi ama Liverpool maçında son yılın en iyi topunu oynadı. Baliç gelince o yerine, orta sahanın ortasına gider.

Hasan Şaş ne oldu diyeceksiniz?

Hasan'a bir şey olmadı. Hasan'ın aklını başına alması gerek. Basit oynamayı, her şeyi değil yapabildiğini yapmayı kabullenmesi lazım. Şimdi kendisini almayan Avrupalılara ve kıymetini bilmeyenlere kendini kanıtlamaya çalışıyor. Öyle olunca oynayacağı kadarını da oynayamıyor, saçmalıyor. Bir gün iyi oynayacak diye tahammül edilecek durumda değil. Forvette ise sıkıntı bence yok. Avrupa maçlarında tek forvet oynanacak. Bu Hakan Şükür olur, Ümit Karan olur, Ali Lukunku olur. Lig maçlarında ise Hakan'la Ümit. Transferde Başkan ‘‘star’’ almak istiyor. En büyük aday Riquelme. Terim ise ‘‘koşmayan adam’’ istemiyor. O iki genç Rumen'i tercih ediyor.

Bence hepsi uyar.

Galatasaray'ı lige hazır görmeyen ‘‘sözde spor uleması’’ ise yine saçmalıyor. Liverpool ve İnter yerine Almanya ve Avusturya'nın 3. lig takımlarıyla oynayıp beş atsaydı hazır mı olacaktı!

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Sorun çıkarmayan insanları adam yerine koymama huyumuzdan vazgeçtiğimiz zaman.
Yazarın Tüm Yazıları