VATAN Gazetesi’nin benimle yaptığı bir röportaj ve benim bu köşede yazdığım bir yazıdan sonra Galatasaray Başkanı’na vekáleten Ergun Gürsoy bir basın toplantısı yaptı.
Toplantının tek hedefi bendim.
Yazdıklarımın ve söylediklerimin Galatasaray ananesine aykırı olduğunu iddia ederek beni disiplin kuruluna vereceklerinin sinyalini verdi.
Başkan Canaydın’ın sağda solda söylediği, ama yüzüme karşı her seferinde yalanladığı ‘Beni, Ali Dürüst’ü ve Burak Elmas’ı Galatasaray’dan silme operasyonunun başlatılmak istendiğini düşünüyorum.
Sevgili Gürsoy, benim Galatasaray’da görev almadığım için ‘kıskançlık içinde’ olduğumu ima etti.
Güldük.
Galatasaray’da son derece zor bir dönemde görev aldım, onca yokluk içinde takımı şampiyon yapan ekibin parçası oldum ve kendi isteğimle bıraktım.
Ergun Gürsoy’un Başkanı Özhan Canaydın, seçimden önce bana geldi.
Yanımızda Gürsoy’un oğlu, Sevgili Ali kardeşim de vardı. Bana 2. Başkanlık teklif etti.
Düşünmeden reddettim ve Ergun Gürsoy’u 2. Başkan olarak yönetime almasını ben kendisine önerdim.
Hatta komplekslerinden arınmasını, barış dönemi başlatmasını, Faruk Süren’i Sportif AŞ’nin, Mehmet Cansun’u da Futbol AŞ’nin yönetim kurullarının başına geçirmesini önerdim.
‘Faruk’la konuşacağım’ dedi.
Seçimlerden önce de Başkan Canaydın neredeyse her gün yanımdaydı.
Bunlar yazılacak, söylenecek şeyler değil ama beni mecbur bırakıyorlar.
Her seferinde hatalarını yüzlerine söyledim. Başkanın son olarak bir gece yarısı evime yaptığı ‘sürpriz ziyarette’ de kendisine yanlışları bir kez daha anlattım.
Anlamadılar.
Galatasaray’ı utanç verici bir noktaya doğru sürüklediklerini görmediler.
Galatasaray’ı kendilerinden daha çok sevenlerin, Galatasaray’ı günü geldiğinde kurtarmak için bir araya gelmelerinden bile rahatsız oldular.
Ve hayatındaki en önemli şeyin Galatasaray olduğunu söyleyen bir adama, bana savaş açtılar.
Basın toplantısı sona erdikten sonra başta Necdet Çobanlı olmak üzere, Galatasaray’ın onlarca sembol adamı arayarak ‘destek’ verdiler. Sağolsunlar...
Yönetim ise basın toplantısıyla cepheyi değiştirmek, transfer rezaletini ve başarısızlığını gündemden düşürüp yeni bir gündem yaratmak peşindeydi.
Ama o bile olmadı.
Habersizlikten her şeyi yayınlayan haber televizyonları dahi bu basın toplantısını yarıda kestiler.
En çok da buna üzüldüm.
Galatasaray 2. Başkanı’nın basın toplantısı yarıda kesilecek kadar önemsiz hale gelmiş.
Vah benim Galatasaray’ıma...
NOT: Basın toplantısından sonra Galatasaray Başkanı Özhan Canaydın ile konuştum. Milano’da yemekte olduğunu söyledi. Ergun Gürsoy’un basın toplantısından haberi olmadığını, Gürsoy’un yanlış yaptığını belirtti. ‘Bana kızma. Beni bu işin dışında tut’ dedi.
İsrail Kuzey Irak’ı seviyor
BİRKAÇ ay önce İsrail’in Kuzey Irak’ta birtakım faaliyetleri olduğu yolundaki iddia bu köşede yer almıştı. Aynı iddialar, şimdi ABD ve İngiliz gazetelerine de taşındı.
Pulitzer Ödüllü gazeteci Hersh, İsrail’in Kuzey Irak’ta Kürtlerle işbirliği yaptığını, askeri eğitim verdiğini yazıyor.
İsrail’in hem Ortadoğu’yla ilgili uzun vadeli planları, hem de güvenliği açısından bu şekilde davranması son derece doğal.
Türkiye’nin de bu gelişmeleri kendi açısından değerlendirip zaman zaman işbirliği içinde olması, zaman zaman da tepki göstermesi kaçınılmaz.
İsrail’in bölgedeki Yahudi Kürtlerle işbirliği içinde olduğu, buralarda örgütlenmeye çalıştığı da iddia ediliyor.
Bunlar işin siyasi tarafı.
Diğer yandan daha önce de yazdığım gibi pek çok İsrail firması, Türkiye üzerinden Kuzey Irak’ta iş yapmaya çalışıyor, şirketler kuruyor. Havacılıktan madenciliğe kadar uzanan pek çok İsrail şirketi, Kuzey Irak merkezli olarak kuruluyor ve şimdilik bunların operasyonları Türkiye’den yürütülüyor.
Bu şirketlerin ‘şimdilik’ ne iş yaptığı, yine ‘şimdilik’ meçhul.
Ancak İsrail’in bölgeye yoğun bir ilgisi olduğunu açıkça ortaya koyan bir başka unsur olarak dikkate alınmaları gerek. Çünkü ABD’nin bölgesel politikalarını İsrail belirliyor.
Bush özel WC’siyle gelip yaptıklarını geri götürecek
ABD Başkanı Bush, NATO Zirvesi için geleceği İstanbul’da Conrad Hotel’de kalacak.
ABD başkanları bu otelin manzarasını çok seviyorlar herhalde. Haksız da sayılmazlar.
Bush’un otelde hangi odada kalacağı sır.
Ancak kuvvetle muhtemel daha önce Clinton’ın da kaldığı dev süitte kalacak. Süitte birkaç yatak odası ve 4 tuvalet var. Fakat Bush bu tuvaletlerin hiçbirini kullanmayacak. Çünkü Başkan Bush, İstanbul’a gelirken ‘tuvaletini’ de yanında getiriyor. Bunun nedeni ise ‘güvenlik’. Genetik bilimindeki gelişmeler nedeniyle artık ABD başkanları gittikleri ülkelerde ‘helaya’ bile girmiyorlar. Amaç, ABD başkanlarının dışkısının alınıp incelenmesini önlemek. Çünkü bu dışkıdan ABD Başkanı’nın genetik özelliklerinin belirlenmesi, buradan hareketle kişiye özel bazı ilaçlar veya zehirler üretilmesi veya bazı maddelere karşı hassasiyetinin tespit edilmesi mümkün. Bunun yanı sıra, yine dışkıların incelenmesi yoluyla başkanın sağlık durumunun belirlenmesi, buna bağlı olarak bazı spekülasyonların yapılması da olası. Bu nedenle ABD başkanları gittikleri her yere yanlarında ‘Özel WC’ götürüyorlar.
Portatif bir klozet, başkanların kalacağı yere monte ediliyor ve başkan oteli terk ederken, arkasında ne kılı, ne de kakası bırakılıyor.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Kendi komplekslerimizin başkasında da var olduğunu düşünmediğimiz zaman.