BEKLENİLDİĞİ üzere Rauf Denktaş ipe un seriyor. Benim ‘‘bebekliğimden’’ beri Kıbrıs davasını savunan, yüzlerce toplantıya katılan ve aleyhinde konuşurken Annan Planı'nı ezbere bildiği izlenimi veren Rauf Bey, ‘‘10 Şubat'a kadar hazır olamam’’ diyor.
Oysa Rauf Bey'in birikimine bakan, onun Kıbrıs meselesini tek eliyle savunurken, diğer eliyle omlet yapabileceğini zanneder.
Aslında da durum budur.
Rauf Bey'in sözlerinden benim anladığım şu:
Sayın Cumhurbaşkanı hazır değil. Ama onun hazır olmadığı görüşmeler değil, çözüm.
Rauf Denktaş kendi lisanında diyor ki, ‘‘Ben çözüme hazır değilim’’. Türkiye'de ‘‘çözüm istediğini’’ söyleyen güçler, acaba Rauf Bey'i de ‘‘çözüm istemeye’’ ikna edebilirler mi?
Erdoğan, Batı için az bulunur bir ürün
BAŞBAKAN Erdoğan'ın ABD gezisinin ABD medyasında yer almadığı haberlerinin doğru olmadığını yazdım.
Bir grup ‘‘ideolojik kör’’den yanıt geldi: ‘‘Aldıysa aldı. Bize ne?Sen Başbakan'ın avukatı mısın?’’
Başbakan'a ve partisine muhalifler ya, doğruyu söylemek de yasak. Elimde döküm var. Çok kızdırırlarsa onu da yazarım. Ama mesele o değil. Gelin size, Tayyip Erdoğan'a ABD'de neden büyük bir ilgi gösterildiğini yazayım. Bunun tek ve çok önemli bir nedeni var:
‘‘Erdoğan İslamcı kökenli bir Başbakan.’’
ABD ve medyası için bu yüzden çok önemli. Erdoğan'ın ‘‘terör karşıtı’’ sözleri bu nedenle önemli. Erdoğan'ın Musevi cemaati ile ilişkileri bu yüzden önemli. Erdoğan'ın Batı dünyası ile iyi ilişkiler kurması bu yüzden önemli. Başbakan Erdoğan'ın söylediklerini Başbakan Ecevit, Başbakan Yılmaz, Başbakan Çiller söylese, ABD umursamaz bile. Ama Erdoğan söyleyince kıymetli. Çünkü Erdoğan, ABD'nin ‘‘sorunlu bölgesine’’ hitap ediyor.
‘‘Proislamist’’ diye bilinen bir partinin, ‘‘Proislamist’’ diye bilinen lideri kalkıp da Harvard'da, ‘‘Müslümanülkelerteröre karşı işbirliği içinde olmalıdır’’ deyince salon yıkılıyor.
Aynı lider, birkaç ay önce Türkiye'deki merkezi bombalanmış bir bankanın New York'taki binasının 11. katında Musevi lobisinin önde gelenlerine elini uzatınca herkes bayılıyor. Müslüman ülkeler kapalı rejimler olarak çalışırken, Proislamist Başbakan, dünyanın önde gelen yatırımcılarını Türkiye'ye davet edip, ‘‘Nesorununuz varsa çözeceğim’’ deyince dinleyenler kendinden geçiyor. Erdoğan'a ilgi bu yüzden. Hem ‘‘İslamcı’’ kimliği var, hem de ‘‘Batılı’’. Bu çok görülmüş bir şey değil. Az bulunur bir ürün. Bu yüzden de onlar için değerli.
Batı'nın hiçbir Müslüman lidere söyletemeyeceği şeyleri, Erdoğan içinden gelerek söylüyor. Değerlendirme yapacak olanların bu çerçeveyi içlerine sindirmesi gerekiyor.
Yoksa ‘‘sallamak’’ en kolayı.
680 milyon dolar burada kalsa iyi olmaz mı?
YILLAR önce bu köşede bir uyarı yer aldı. Türkiye, Türk Ordusu'nun ihtiyacı olan Howitzer, yani kundağı motorlu top satın alacaktı.
Aslen ABD yapımı olan bu toplar için Türkiye bir Güney Kore firması ile anlaşma yapmak üzereydi. O dönemde ben bir uyarı yapmış, Amerikan menşeli orijinalinin taklidi üretilen bu topların 3.5 milyon dolarlık fiyatının, 3 milyon dolarlık orijinal fiyatından pahalı olduğunu yazmıştım.
Ve yine bu topların pek çok parçasının Türk Savunma Sanayii tarafından üretilebileceğini de eklemiştim.
Dönemin Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu, hangi akla hizmetse Kore firması ile anlaştı ve bu toplar Kore'de yapılmaya başlandı.
Ancak benim uyarılarım etkili olmuş ki, anlaşmada Türk firmalarından tedarik edilebilecek parçaların Türk firmalarından alınmasına yönelik bir de madde yer aldı.
Fakat her nedense bu madde bir türlü hayata geçmedi.
Oysa Türk Savunma Sanayii firmaları, bu topların kaba bir hesapla en az 1 milyon dolarlık bölümünü üretebilecek kapasitede.
Öyle ki, orijinalini üreten ABD firması da bu parçaları Türkiye'den alıyor.
Ama her ne hikmetse, Türkiye için üretilen toplara bu parçalar koyulmuyor.
Anlaşmaya göre Koreli firma, Türk Ordusu için 680 top üretecek.
Bunların her birinin 1 milyon dolarlık bölümü Türk firmaları tarafından üretilse, Türkiye'nin bu işten kazancı 680 milyon dolar olacak.
De ki, 680 milyon dolar olmaz.
500 milyon olsun, 300 milyon olsun... Az para mı?
Üstelik de Türk Savunma Sanayii güç kazanmış olacak.
Bunu neden mi yazıyorum?
Başbakan Erdoğan yarın Güney Kore gezisine başlıyor.
Belki bu konu da aklının bir köşesinde yer eder de, memleketin birkaç yüz milyon dolarının memlekette kalmasını sağlar.
Suudi Arabistan'a Türk malı zırhlı araç satmaya çalışırken, kendi aldığımız silahlara da kendi parçamızı koydurursak fena olmaz.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Ülkelerin gelecekleri, geleceği olmayan adamların elinde oyuncak olmadığı zaman.