Hangisi skandal

NOKTA Dergisi geçen hafta iddialı bir başlıkla çıkacağını duyurdu ve gazetelerin genel yayın yönetmenlerine dergiyi önceden gönderdi.

Habere göre ortada bir AKP kurucusu tarafından Milli Savunma Bakanı’na gönderilen ‘skandal’ niteliğinde bir mektup vardı. Ve bu mektup yüzünden bir askeri bir ihale iptal edilmişti.

Haber ilginçti. Okudum. Ve hayret ettim.

Ortada bir skandal vardı ama skandal Bakan’a yollanılan mektupta değildi.

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’e gönderilen mektup aynen şöyle başlıyor:

‘Sevgili Vecdi Bey, Sayın Bakanım, daha önceki hükümetler döneminde yapılmış, daha doğrusu yapılamamış olan 30 yataklı seyyar hastane projesi ile ilgili aldığım bazı duyumları size nakletmek isterim.’

Ve ihaleyle ilgili bazı iddiaları, ihaleyle ilgili bazı duyumları, kayırma söylentilerini aktarıyor.

Nitekim bu mektuptan sonra ihale iptal ediliyor.

Mektubu yazıp, Bakan Gönül’ü uyaran kişi Cüneyd Zapsu.

Ama bu ilk iptal değil. Daha önce de aynı ihale çeşitli kereler iptal edilmiş.

Nokta Dergisi, Bakan’a yazılan bu mektubu ‘skandal’ olarak değerlendiriyor.

Bu mektuptaki bilgiler bende olsa, ben bunları köşe yazısı yapar Bakan'ı uyarırım.

Yazar değil, bakanın arkadaşı olsam duyduklarımı bakana aktarır öyle uyarırım.

Zapsu da bunu yapıyor.

Bana sorarsanız asıl skandal Zapsu’nun Bakan’ı uyaran mektubunda değil. Bu mektubun, ihaleyi kazanan firmanın temsilcilerine ulaşmasında.

Bakan Gönül’e, oradan da büyük ihtimalle gereken araştırmanın yapılması için ilgili yerlere gönderilen mektup ihaleyi kazanan firmanın temsilcisine gidiyor.

Bence asıl skandal bu. Ya sizce!

İyiyim sağolun

Pazartesi gecesi Kanal D’nin tanıtım davetinde basit bir mide rahatsızlığı geçirdim. Ancak sevgili dostlarım ne olur ne olmaz diyerek hastaneye götürdüler. Çeşitli testler falan derken, önceki günü Florence Nightingale Metropolitan Hastanesi’nde geçirdim. Arayan, merak eden, iyi dileklerini yollayan bütün dostlarıma teşekkür ederim.

Geç kalan yazılar

GAZETECİ Necati Doğru, Vatan’da yazmaya başladı. İyi kalemdir. Geri gelmesi iyi oldu. Doğru, yazılarına başlarken ele aldığı ilk konu Uzanlar oldu. Doğru’nun yazdığına göre, Uzanlar'ın İmar Bankası’nda yaptıklarıyla ilgili ilk rapor 1986 yılında yazılmış.

Ve o dönemde de sumen altı edilmiş. Uzanlar mazi olduktan sonra Doğru bu rapordan alıntılar yayınlıyor. Okuyunca güldüm. Ben yıllarca Uzanlar’ı yazarken, Necati Doğru neredeydi!

Neden o zaman bu konulara girmedi. Şimdi Uzanlar'la ilgili hukuki her şey yapıldıktan sonra bu raporlar falan yazılmaya başlandı.

Biraz geç olmadı mı?

Star Grubu nasıl satılacak?

STAR
Grubu’nun satışıyla ilgili sağda solda ‘abuk’ yorumlar çıkıyor.

Bilmeden ahkam kesenler çok.

TMSF bu grubun diğer malları gibi, gazete ve televizyonlarını da, Telsim’i de satacak. Öncelikle bir değer tespiti gerekiyordu. Bildiğim kadarıyla bu büyük ölçüde tamamlandı. Bir diğer sorun, Uzanlar’ın şirketleri paramparça etmiş olmasıydı. Tek bir iştigal konusu, 10 şirketin kontrolündeydi. Önce bunlar birleştirildi. Şirketler tek başlarına işe yarar hale getirildi. Sonra bu işe yarar şirketlerin birbirleriyle bağlantısı ayrıldı ve teker teker satılabilir hale geldi.

Şimdi televizyonlar, radyolar, gazeteler ayrı ayrı satılabilir oldu.

Star Grubu’nun bulunduğu binayla ilgili sorunlar vardı. Bu da halledildi. Bina Telsim’e bırakıldı. Yani televizyonları veya radyoları ya da gazeteyi alacak olan kişi veya kurumlar belirli bir süre sonra binadan taşınmak zorunda kalacaklar.

Şirketler borçsuz, alacaksız ve hatta belki de, personelsiz olarak temiz bir halde satılacaklar. Şimdi bunun önündeki engeller temizlenmeye çalışılıyor.

TMSF sorunları büyük ölçüde çözdü. Tek çözülmeyen konu satış yöntemi ve başta RTÜK ve ilgili kanunlara göre bu satışın hukuka uygun olması. Bununla ilgili Başbakan’ın ve TMSF Başkanı’nın kapısını aşındıran çok kişi var. Bunların arasında medya patronları da mevcut. Bence en doğru ve tek doğru yöntem açık artırma.

Aynen turizm tahsislerinde Bakan Mumcu’nun dediği gibi. Ne Ali’ye, ne Hasan’a, parayı basana...

Kapat, kurtul

HALTER Federasyonu, ‘bayan şubesini’ kapatma kararı almış.

Neden. Bir taciz iddiası ortaya atıldı, ortalık pislik doldu ya. Çare kapatmak. Tam bize göre bir iş.

Düzeltmek, ortaya çıkan hatalı bir durum varsa bunu hukuk yoluyla çözmek yok. Çünkü kimsenin kimseye güveni, inancı yok.

Böyle şeyleri çok gördük.

Örnek mi? Kumarhaneler. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti üç beş mafya bozuntusu, üç beş eli silahlı adamla başetmeye çalışacağına, devlete para kazandıran, turizmi canlandıran kumarhaneleri kapattı.

Şimdi benzer şekilde olimpiyatlarda Türkiye'ye madalya kazandıran bayan haltercilerimize spor salonlarını, halter podyumlarını kapatıyoruz.

Neden? Ortada bazı iddialar var ve bu iddiaların üzerine gidecek yüreğimiz yok diye.

Bu kafayla, bu ülkede açık kurum kalmaz.

Benden söylemesi.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Kendi hırsızımızın başkalarının hırsızlarından daha namuslu olduğunu düşünmediğimiz zaman.
Yazarın Tüm Yazıları