UZANLAR'a karşı yapılan operasyonun ‘‘yurtdışı’’ yankıları çok olumlu.Çünkü Uzanlar, dünya çapındaki şöhretleriyle Türkiye'ye gelecek yabancı sermayeyi ürküten en önemli unsurdu. Yabancı yatırımcılar Motorola'nın başına gelenlerden, Uzan Grubu'nun Türkiye'deki iş yapma biçiminden çok ürkmüşlerdi. ‘‘Bu ülkede yatırım yapmak enayilik. Çünkü hukuk yok’’ diyorlar, ‘‘Var’’ diyene örnek olarak Uzanlar'a karşı eli kolu bağlanan hukuku gösteriyorlardı. Amerika Başkanı Türkiye'den her istediğini aldığı bir dönemde dahi, Uzanlar'a karşı hukukun işletilmesi istemine yanıt alamamıştı. Şimdi yabancı yatırımcı Türkiye'de hukukun Uzanlar'a karşı ‘‘bile’’ işlediğini görüyor. Bunun olumlu sinyalleri Financial Times'ta görülmeye başladı bile.Türkiye'de ilk kez bu gruba yönelik olarak ‘‘haklı’’ bir hareket başladı.Türkiye'de hukuku Uzanlar'ın satın alabileceği bir şey olarak gören yabancılar şimdi dikkatle izliyorlar. Uzanlar'la ilgili bu karar Türkiye'ye akacak yabancı sermayenin önünü açacaktır. Bu operasyon Türkiye'ye güveni azaltmayacak, tam aksine artıracak.Hey gidi İlhan Selçuk hey...UZANLAR'a karşı harekete geçen devlet sonunda doğru olanı yaptı. Bunun en açık kanıtı yıllardır bunların zulmü altında inleyen Çukurovalı sanayicilerin birbiri ardına yaptığı açıklamalar. Bölgede herkes memnun. Basında da genel hava bu yönde. Herkes hukukun üstünlüğünün kanıtlandığını düşünüyor. Elindeki güce ve hukuki boşluklardan yararlanmak üzerine kurulmuş bir sisteme güvenerek başkalarının ve kamunun haklarını hiçe sayanlara karşı atılmış bir büyük adım bu yapılan. Namuslu tüm vatandaşların beklentisi bu işin Uzanlar'la sınırlı kalmaması. Doğru, bir numara Uzanlar'dı ama Türkiye'de kendini dokunulmaz zanneden kim varsa ve bu dokunulmazlığa güvenip hukuk dışılığa sapıyorsa aynı muamele ona da yapılmalı. Gazetele ve yazarlara şöyle bir bakınca Star dışında Uzanlar'ı savunan pek yok. Genel kanaat ‘‘Çoktan hak etmişlerdi’’. Bir tek Cumhuriyet Gazetesi'nin önemli yazarlarından İlhan Selçuk Uzanlar'a yapılanın ‘‘doğru olmadığını’’ savunuyor. Tabii bu son derece şaşkınlık verici bir durum. Çünkü Cumhuriyet Uzan Grubu ile yıllarca çok uğraştı. Uzanlar'la ilgili pek çok haber yaptı. Bu arada ilginç bir not, Cumhuriyet Gazetesi Uzanlar'a ait İmar Bankası'ndan bir dönem yüklü bir kredi almıştı. Daha sonra Cumhuriyet Gazetesi bu krediden ötürü Uzanlar'la ‘‘kapıştı’’. Ve küçük bir şirket değişikliği operasyonu ile bu borçtan kurtuldu. Acaba İlhan Selçuk bu yazı ile ‘‘vicdani’’ bir borçtan da mı kurtuluyor?Medya etikçileri Uzanlar için ne düşünür acep?İKİYÜZLÜLÜĞÜN Türkiye kadar iyi pazarlandığı bir yer var mıdır acaba?Uzan Ailesi'nin ‘‘ticari işleri’’ nedeniyle devletle sorunları ortaya çıkıyor. Devlet ‘‘bence’’ haklı ve hukuki gerekçelerle bunların devletten aldığı ancak alırken yaptığı sözleşmenin hükümlerine uymayarak ‘‘kamu yararına aykırı’’ bir biçimde kullandığı malları bunlardan geri alıyor. Bunun üzerine Uzan Ailesi sahip oldukları ‘‘medya gücünü’’ kullanarak hükümete saldırıyor. Star Gazetesi'nin birinci sayfasında Başbakan'a ‘‘Kalleş’’ diye sövüyor. Aynı gün Bursa'da bir miting düzenleyerek neredeyse ‘‘sülale boyu’’ sövüyor. Bu ‘‘sövgüleri’’ de sahip olduğu televizyon kanallarından yayınlıyor. Ve Türkiye'de medya etiği üzerine ahkám kesenlerden tek bir ses çıkmıyor. Bir grup daha önce çeşitli kereler kişileri veya ticari rakiplerini sindirmek için kullandığı ‘‘medya gücünü’’ bu kez siyasi iktidarı sindirmek ve yıllardır ‘‘alıştığı’’ biçimde, hukuku kendine göre eğip bükerek iş yapmayı sürdürmek için kullanıyor. Ve dediğim gibi ne medya etikçisi yazarlardan, ne medya etikçisi internet sitelerinden tek bir kelime ses çıkmıyor. Anladığım kadarıyla Uzanlar söz konusu olunca bütün bu yapılanlar normal ve sıradan oluyor. Uzanlar'ın hukuka uymaması, sövmesi, elindeki medyayı kendi çıkarları için kullanması vakayı adiye olarak kabul ediliyor ve eleştirilmiyor. Ama sonuçta bu durum net bir ‘‘ikiyüzlülük’’ oluyor.NE ZAMAN ADAM OLURUZ?Olayları yorumlarken özneye değil, fiile göre davrandığımız zaman