Galiba gereği yapılacak

ÖNCEKİ akşam bir davetteydim. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da aynı davetteydi.

Aynı akşam, Kanal D Ana Haber Bülteni’nde AKP Kadın Kolları Başkanı Selma Kavaf’ın eşinin bir kamu kuruluşuna genel müdür olarak atanmasıyla ilgili haber yayınlanmıştı.

Sahnede bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan sahneden inince yanıma geldi.

Hal hatır sorduktan sonra, ‘Bugünkü haberiniz hakkında Ömer Bey’e detay bilgi verin de, gereğini yapalım. Böyle şeyler olmasını istemiyoruz’ diyerek benimle aynı masada oturan Adana Milletvekili Genel Başkan Siyasi Danışmanı Ömer Çelik’i işaret etti.

Belli ki, gelmeden önce bizim haberi izlemişti.

Biz zaten Ömer Çelik’le konuyu konuşmuştuk.

‘Konuştuk’ dedim.

‘İyi iyi’ dedi ve ‘Ömer beni de bilgilendir’ diyerek ayrıldı.

Ömer Çelik de zaten haberi izlemişti ve daha masaya oturur oturmaz, ‘Çok iyi yaptınız. Devam edin de cin olmadan adam çarpmaya çalışanlar ortaya çıksın’ demişti.

Hem Başbakan’ın, hem de danışmanın siyasi gücü kendi çıkarları için kullananlara karşı tavrı son derece açıktı.

Umarım ‘gereğini yapma’ konusunda da aynı derecede ‘net’ olabilirler.

Merak etme kovmayacağım

SABAH Gazetesi’nde bana sövmek için tutulmuş bir ‘adam’ var.

Eskiden köşesine gençlik resmini koyardı. Ben de kendisini tanımadığım için bir gün ‘Çocuk’ diye bahsettim. Alınmış. O günden bu yana nispeten yeni bir resmini koyuyor.

Bu adam yıllarca bana sövdü ve ekmeğini hak etti.

Şimdi yine beni Başbakan’a kötülüyor. Aklınca aramızı bozacak.

Bilmediği şey şu ki, Başbakan’la veya başka bir siyasi ile benim zaten aram yok.

Ben işimi yapıyorum. Aksini ispat edecek varsa buyursun.

Ama onlar kendileri öyle olmadıkları, birisi hakkında sadece menfaat için iyi bir şeyler yazdıkları ya da menfaat için insanları karaladıkları için beni de kendilerinden zannediyorlar.

Bu yazarın son günlerdeki paniğinin nedeni de benim Sabah Gazetesi ve ATV’ye talip olmam.

Yılda 10 milyon dolar kirayla kapattıkları şirketler için ben 20 milyon dolar önerip devletin alacağına sahip çıkınca düzenleri bozuldu. Şimdi ya kirayı yükseltecek ve malın hakkını verecekler, ya da Sabah’ı ben kiralayacağım.

Bu arada bu zat iyice panikledi. Biliyor ki bu ülkede kanun varsa, Sabah ve ATV o fiyata bunlara kalmaz. Hele hele 20 milyon dolar kirayla bana kalırsa bunca zaman bana sövmüş bir adamı orada tutmam zannediyor.

Oysa yanılıyor.

Sabah’ın sahibi olsam da, o zatı kovmam.

Tam aksine, bana veya benim göstereceğim kişilere sövmesi için değil, özgürce yazması ve varsa fikirlerini halkla paylaşması için işine devam etmesini isterim.

NOT: Bu yazdıklarımı okuyanlar Sabah Gazetesi’nin sahibi, yöneticileri, çalışanları ile aramda bir husumet var zannetmesinler. Yaptıkları işe, çıkardıkları gazeteye saygı duyuyorum. Ellerine sağlık. Sadece ben patronlarının bu işin hakkı olan kirayı ödemesini istiyorum.

Erol Bey Sabah’ı nasıl izliyor?

SEVGİLİ
Erol Simavi Türkiye’ye gelmiş. Tedavi için gelmiş olması üzücü. Keşke sapasağlam, gezmeye gelseydi.

Erol Bey’i çok severim. Onun ‘Hürriyet’inde’ çalışmak nasip olmadı ama bence Hürriyet o gün neyse bugün de o.

Onun döneminde çalışmış olmamama rağmen, Erol Bey zaman zaman telefonla arar, yazılarım, aldığım tavırlar hakkında övücü sözler söyler ve bazen de ‘uyarılar’ yapardı. Gazetenin kurucusu ve eski bir gazeteci olarak buna hakkı olduğunu düşündüm hep. Ve ben de onun uyarılarını hep dikkate aldım. ‘Fenerbahçe’ye bulaşma’ uyarısı dışında.

Ancak dün Sabah Gazetesi’ne söylediği bir cümle beni şaşırttı. Sabah’ı izlediği ve incelediği iddia edilen Sevgili Erol Simavi Sabah için ‘Hürriyet’ten daha iyi gazete olmuş’ demiş.

Bu Erol Bey’in fikri mi bilmiyorum. Ancak yıllardır Avrupa’da yaşayan Erol Bey’in Sabah’ı nasıl izlediğini doğrusu merak ettim.

Acaba her gün Türkiye’den kendisine Sabah mı yollanıyor.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Okumadan, izlemeden dış politika ahkamı kesmenin ahmaklık olduğunu anladığımız zaman.
Yazarın Tüm Yazıları