Ergun Babahan bunları da yazar mısın?

ERGUN Babahan kardeşim istediği kadar ‘‘temizlik’’ naraları atsın ve ‘‘temizim’’ demekle temiz olunacağını zannetsin, rakamlar ve gerçekler ortada.

Sabah Gazetesi en büyük vergi yüzsüzleri arasında.

İşin acısı pek çok medya kuruluşu listede ilk sıralarda.

Sabah ve ATV ise en tepelerde geziyorlar.

SATEL'in 2 trilyon 729 milyar, Sabah Yayıncılık'ın 1 trilyon 887 milyar, Sabah Dış Ticaret'in 555 milyar, ATV Haber Ajansı'nın 364 milyar, Medya Grubu Reklam'ın 399 milyar ve Medya Holding'in 231 milyar Türk Lirası vergi borcu var.

Tertemiz, namus abidesi Ergun Babahan'ın yere göğe sığdıramadığı gazetesinin ve televizyonunun toplamı 6 trilyon 165 milyar vergi borcu.

Bunların dışında da BDDK'ya yaklaşık 600 milyon dolar, yani yaklaşık 1 katrilyon ve kamu bankalarına da yaklaşık 500 milyon dolar yani yaklaşık 750 trilyon borç.

Ama Ergun Babahan tertemiz ve pirüpak bir iş yapıyor.

Diyor ki: ‘‘Onlar geçmişte kaldı. Biz yeniden başladık.’’

Banka borçları, hortum borçları ve vergi borçları devlete.

Yepyeni başlangıç Ergun Babahan ve patronu Dinç Bilgin'e.

Yerseniz.

Bu arada biz yaza yaza BDDK sonunda mal kaçırma operasyonunu fark etti ve bir şeyler yapmaya çalışıyor.

ATV'nin milyonlarca dolar reklam geliri elde ettiğini ama bunu BDDK'dan şirketlerin başına ‘‘Merkez’’ ekleyerek kaçırdığını yazınca, BDDK da zahmet buyurup reklam ajanslarına bir yazı yazdı. Bu yazıyla ATV'ye reklam toplayan şirketlerin adını zikretti ve bu şirketlere yapılan ödemelerin BDDK'ya yapılmasını istedi.

Dinç Bilgin ve Ergun'un uyanıkları durur mu, hemen şirketlerin adlarını bir daha değiştirdiler..

Reklam ajansları da BDDK'ya ‘‘Biz bu şirketlere ödeme yapmıyoruz’’ dediler.

Oysa BDDK'nın yapması gereken çok basit.

Şirket adı falan vermeden ATV ve Sabah'ta yayınlanacak reklamların parasını isteyecek.

Bakalım BDDK'nın bunu akıl etmesi için daha kaç milyon doların kaçırılması gerekecek.

İkisi de bilmiyor


HINCAL Uluç ile hakem eskisi meyve sebze pazarlamacısı arasında yine bir tartışma başladı.

Hıncal Abi, Lig TV'deki programında formasını çıkaran futbolculara kart gösterilmemesini eleştirmiş ve ‘‘Hakemler yeni uygulamayı bilmiyor. Bu artık yasak’’ demişti.

Hal kökenli yorumcu ise ona çatma fırsatı bulduğu için sevinmiş, ‘‘Hıncal Uluç hiçbir şey bilmiyor. Böyle bir yasak yok’’ diye saldırıya geçmişti.

Hakem eskisinin spor yazarının kültürü ve bilgisi hakkında bir şey dememe gerek yok. Tarzı zaten ortada.

Hıncal Abi ise bir şey duymuş ama tam anlamamış.

Ancak gördüğüm kadarıyla ikisi de bu konuda ‘‘bilgisizler’’.

Çünkü işin aslı şu:

FİFA, bu yıl bir karar alarak formaların altına giyilen içliklerin üzerine mesaj yazılmasını ve sevinç gösterileri sırasında formaların kaldırılarak bu mesajların gösterilmesini yasakladı.

FİFA'nın bu yaparken gerekçesi, sahada futbol dışında bir şey olmamasını istemesiydi. Buralara siyasi veya başka içerikli mesajlar yazılarak ‘‘futbolun ruhunun’’ gölgelenmemesini istedi.

İkili arasındaki kısır tartışmanın arkasındaki gerçek bu kadar basit.

Bu para istenmez


SON günlerdeki açıklamalarıyla içimi ferahlatan Adalet Bakanı Cemil Çiçek, acaba bakanlığının aşağıda söz edeceğim uygulamasından haberdar mı?

Adalet Bakanlığı, kadrolarına özürlü personel alımı için bir sınav açtı. Sınav 21 Eylül'de yapılacak. Burası iyi.

Ancak bakanlık sınava girecek özürlü yurttaşlardan sınav masrafı olarak 35 milyon lira istiyor. Bakan'ın dediği gibi hortumcudan parayı alamayan Adalet, özürlüden alacağı 35 milyonun peşinde.

Milletin 2 milyon lira için birbirini öldürdüğü bir ülkede, iş peşindeki özürlü yurttaştan bu parayı istemek bana pek de ‘‘uygun’’ gelmiyor.

İnsaflı bir adam olarak tanıdığım Bakan Çiçek'in bu ‘‘ayıbı’’ ortadan kaldıracağını umuyorum.

AÇIKLAMA


Afşin Elbistan Termik Santralı ile ilgili yazıyı Erhan Akgün'le görüşmem gerçekleşmediği için ertelemek zorunda kaldım. Hürriyet yayın ilkeleri gereği, kendisi ile görüşmeden bu yazıyı yazmam mümkün değil. Karşılıklı olarak araştık ancak bir türlü görüşemedik.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?


Dostluğun gerçekleri görmemizi engellemesine izin vermediğimiz zaman.
Yazarın Tüm Yazıları