Erdoğan’ın asları İsrail’e gidiyor

TÜRKİYE-İsrail son dönemde gerginleşmişti. İsrail’in Kuzey Irak’taki faaliyetleri, bu faaliyetlerin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül vasıtasıyla Amerikan medyasına yansıması, Başbakan Erdoğan’ın İsrail’le ilgili çıkışları bardağı ağzına kadar doldurdu.

Gerilen ilişkilerden ABD de büyük rahatsızlık duyuyordu. ABD’deki İsrail lobisi bu rahatsızlığı her iki tarafa da uygun dille iletmeye çalıştı. Bir ay kadar önce İsrail Başbakan Yardımcısı Ankara’ya gelerek ilişkilerin ‘tamiri’ konusunda önemli bir adım attı.

Ancak gerilimin dozu tam olarak düşmedi. Başbakan Erdoğan’a sürekli olarak Türkiye açısından İsrail’in ve İsrail lobisinin gücü hatırlatıldı. Erdoğan Türkiye açısından İsrail’in önemini biliyordu ama o da kendisine mesaj iletenlere Türkiye’nin de İsrail açısından taşıdığı önemi hatırlattı hep.

Şimdilerde İsrail ile ilişkileri düzeltmek için yeni bir adım atılacak.

Başbakan Erdoğan, 30 Ağustos’ta İsrail’e çok önemli bir jest yapacak. Özellikle dış politika konusunda en yakın çalışma arkadaşlarını ‘toplu halde’ İsrail’e gönderiyor.

AKP’nin liberal kanadının en önemli üç ismi, bir heyet halinde İsrail’e gidecek ve ilişkilerin ‘tamiri’ için kritik görüşmeler yapacaklar.

Şaban Dişli, Ömer Çelik ve Egemen Bağış 30 Ağustos’ta İsrail’e gidiyorlar. Bu gezinin tek hedefi İsrail. Bu üç isim İsrail’de çok üst düzey görüşmeler yapacak, ilişkilerde sorun yaratan noktaları masaya yatıracaklar. İsrail’in de Türkiye’yi rahatsız edecek bir tutum içinde olmadıklarını bu gezi sırasında net bir şekilde ifade edecekleri umuluyor.

Erdoğan’ın ‘üç asının’ gezisi ilişkileri normale döndürecek gibi görünüyor.

Sata sata Türkiye biter mi?

YABANCI uyrukluların emlak alımına imkan veren yasal düzenlemeden sonra, Türkiye’de pek çok yabancı emlak almaya başladı. Dünyanın pek çok ülkesinde bu uygulama var.

Pek çok Türk’ün özellikle ABD veya İngiltere’de mal mülk sahibi olduğunu biliyoruz. Biraz daha ‘zevkli’ olanlarının İtalya, Fransa ve İsviçre’de mülkleri var.

Şimdi de yabancılar Türkiye’de mülk sahibi olabiliyorlar. Bence bir zararı yok. Tabii bu arada spekülasyonlar gırla. Yakında bu yasaya karşı bir kampanya açılırsa hiç şaşırmam. Spekülasyonların hedefinde ise İsrailliler var. İsraillilerin GAP bölgesinde çok miktarda arazi aldıkları iddiaları bir süredir ortalarda dolaşıyor.

Bu ‘iddialar’ İsrail’i rahatsız etmiş olmalı ki, önceki gün İsrail Başkansolosluğu’ndan Kanal D Haber’e bir bilgi yollandı.

Yollanan bilgide Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nden alınan veriler var. Buna göre yabancılara satılan toplam arazi sayısı: 42 bin 884. Bu arazileri 44 bin 740 kişi almış. Arazilerin toplam büyüklüğü 273 milyon 408 bin 382 metrekare.

Bu araziler içinde 95 İsrail vatandaşına satılan 130 parselin büyüklüğü ise 61 bin 946 metrekare. Satılan 273 milyon metrekare arazi içinde en fazla pay Arap komşularımıza ait. 273 milyon metrekarenin 252 milyon metrekaresini Arap ülkelerinin vatandaşları almış. Türkiye’de en fazla arazi alanlar ise Suriye vatandaşları. 2462 Suriye vatandaşı Türkiye’de toplam 245 milyon 852 bin 582 metrekare arazi almış.

Onu Lübnanlılar takip ediyor. 200 Lübnanlının aldığı arazi toplamı 3 milyon 718 bin metrekare.

Suriyelerin aldığı arazilerin illere göre dağılımı da bilgi olarak veriliyor.

Hatay’da 114 milyon 33 bin 913 metrekare, Kilis’te 54 milyon 940 bin 860 metrekare, Mardin’de 49 milyon 991 bin 629 metrekare, Gaziantep’te 23 milyon 4 bin 187 metrekare ve Adana’da 2 milyon 14 bin 462 metrekare arazi Suriye vatandaşları tarafından satın alınmış.

Türkiye bu şekilde satılarak bitmez. Böyle bir paranoyaya sahip değilim. Bu bilgilerin Türkiye açısından ‘stratejik’ bir önemi var mıdır onu da bilmiyorum.

Ama bana ilginç geldi...

Size...

Atina’da tribünlere asker mi oturacak?

İSTANBUL
olimpiyatları düzenlemek için uğraşırken, Hıncal Uluç ‘Olimpiyat bizim neyimize? Burada olimpiyat düzenlesek rezil oluruz. Futboldan başka spor tanımayan bu millet oyunlara gitmez boş tribünlerle ele güne rezil rüsva oluruz’ diye karşı çıkardı. Atina Olimpiyatları Uluç’un kaygılarını haklı çıkarır nitelikte. Tribünler bomboş. Yunanlıların favori olduğu halterde bile salonun yarısından fazlası boştu.

Yabancı basın, Yunanlıların olimpiyat yerine tatile gitmeyi tercih ettiğini yazıp dalga geçerken, Uluslararası Olimpiyat Komitesi, Atina Organizasyon Komitesi’nden boş tribünlere acil bir çare bulunmasını istedi. Şimdi Yunanistan’da sivil giydirilmiş ordu birliklerinin tribünlere oturtularak görüntüyü kurtarması düşünülüyor.

Acaba oyunlar bizde olsaydı, görüntü sizce farklı olur muydu?

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Önlemin sadece devlet veya kamu kuruluşları tarafından alınan bir şey olduğunu zannetmediğimiz zaman.
Yazarın Tüm Yazıları