En kolayı savaş karşıtlığı

TÜRKİYE'nin ABD ile pazarlık yapıyor olmasını desteklediğim yazım, bazıları tarafındoan ‘‘savaşı desteklediğim’’ şeklinde algılandı.Hayatı siyah beyaz görenler için bu algılama normal. Bu köşenin sürekli okurları ise benim başından beri savaşın karşısında olduğumu biliyorlar. Ben yıllardır Irak'taki mevcut statükonun Türkiye'nin aleyhine olduğunu savunmama rağmen, bunun ABD'nin çıkarları doğrultusunda, savaşla değişmesinden yana değilim. Ancak bir başka gerçekleri bilmeyecek kadar ‘‘avanak’’ da değilim. Daha önce de yazdım. Irak'a yapılacak müdahale konusunda saflar ‘‘savaşı isteyenler’’ ve ‘‘savaşı istemeyenler’’ olarak şekillenmiyor. Böyle görünse de bu böyle değil. Fransa, savaş istemiyor. Irak'ı ve Iraklıları çok sevdiği i çin mi?Hayır. Fransa, ABD'nin boş bıraktığı ‘‘petrol ülkelerinde’’ uzun zamandan beri müthiş bir çalışma yürütüyor. Bunu daha önce bu köşede dile getirdim. Irak ve İran gibi iki riskli ve ABD ile sorunlu ülkede Fransız petrol devlerinin son yıllarda elde ettiği imtiyazlar bu çalışmanın ürünü. Kuzey Irak'taki Kürtler üzerinde de Fransa'nın yıllardır süren faaliyetleri var. Fransa, Irak'ın bir savaşla altüst olmasını bu yüzden istemiyor. Çünkü savaşla Irak hiyerarşisinin değişmesi, Fransa'nın 10 yıllık çabalarının çöpe gitmesi demek. Bunun yanı sıra Fransa ve buna bağlı olarak AB, Amerika'nın Irak'tan sonra bölgede kuracağı hákimiyetin genişlemesinden de korkuyor. Türkiye'nin durumu ise kendine özel. Finlandiya'da ya da Norveç'te savaş karşıtı olmak kolay. Biz ise istesek de, istemesek de zaten olayın tarafıyız. Kuzey Irak diye bir derdimiz var ve oradaki gelişmeler bizi ilgilendiriyor. IMF diye bir derdimiz var, ABD'nin buradaki hákimiyeti bizi ilgilendiriyor. 100 milyar doların üzerinde dış borcumuz var bu borcun çevrilmesi bizi ilgilendiriyor. ‘‘ABD'ye üs açarak’’ savaşa dahil olsak da, Amerika'ya ‘‘Başının çaresine bak’’ diyerek uzağında kalmaya çalışsak da, bu gelişmelerden ötürü Türkiye büyük kayıplara uğrayacak. Bizi bu da ilgilendiriyor.. Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu açmazı ‘‘savaş yandaşlığı’’ veya ‘‘savaş karşıtlığı’’ diye basite indirgemek bu yüzden doğru değil.Yoksa en kolayı ‘‘savaşa karşı’’ olmak. TSYD mi gereğini yapacak güldürmeyin beni!HINCAL Uluç, Spor Yazarları Derneği'ni eleştirmese yazmayacaktım ama artık yazmak farz oldu. Sevgili Uluç, derneğin Aziz Yıldırım'ın iddiaları karşısında sessiz kalmasını eleştiriyor ve Yıldırım'a kızıyor. Bir yandan da mesleki dayanışma istiyor.Bence hata ediyor. Ve hata ettiğini gayet iyi biliyor. Çünkü az sonra anlatacağım olayı Uluç'la birlikte yaşadık. Yaklaşık 15 yıl önce bir spor yazarı, bir kulüp yöneticisiyle yakınlığını kullanarak piyasayı dolandırmıştı.O sıralarda ben de bir spor dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü'nü yapıyordum.Dergimizdeki yazarlardan sevgili dostum Taner Kutlay da bu olayı köşesine taşımış ve eleştirmişti. Birkaç gün sonra Spor Yazarları Derneği, beni ve Taner Kutlay'ı çağırdı. Zannettik ki, soruşturma yapacak, bu kişiyi dernekten atacaklar ve bunun için de bizden bilgi istiyorlar.Nerdeeee!Dernek, bizden ‘‘savunma’’ istedi. Çünkü mesleği küçük düşüren bir yayın yapmıştık. Mesleği küçük düşüren, piyasayı çarpan meslektaşımız değil, bunu haber yapan bizdik. Ben derneğin çağrısına yanıt bile vermedim. Taner Kutlay da zehir zemberek bir yanıt verdi ve TSYD'den atıldı. Bu sırada Hıncal Uluç da derginin yayın yönetmeniydi. Yani birincisi, TSYD bu işlerin üzerine gitmez, bunu Hıncal Abi de biliyor.İki, başka meslekler rezillikleri konusunda dayanışma içinde olabilirler, ama bizim meslek bunu kaldırmaz.NYT: En pahalı müttefikNEW York Times'ın dünkü editoryal yazısının başlığı ‘‘Dolar Diplomasisi’’ydi. Türkiye'nin 32 milyar dolarlık talebinin ‘‘Şimdiye dek en yüksek bedele alınmış müttefiklik’’ bedeli olduğunu yazan NYT, Washington'ın Türkiye ile anlaşmasının Kürtleri bir kez daha kazıklamak olacağını da ima ediyor. Washington'ın Kürtleri Saddam'a karşı kullanıp kullanıp sonra yüzüstü bıraktığını ve bunu bir kez daha yapmanın ‘‘Demokratik Irak’’ için kötü bir başlangıç olacağını da yazan NYT, Türkiye'nin 1. Körfez Savaşı'nda milyarlarca dolar zarara uğradığını da hatırlatıyor. New York Times'ın yazısı Amerikan entelektüellerinin Türkiye'ye bakışının da bir özeti aslında. Ve bizdeki ‘‘kafa karışıklığı’’ orada da hákim. Kanıt fatura AMERİKA, Birleşmiş Milletler'in müdahaleye yeşil ışık yakmaması üzerine son koz olarak Bush'u Güvenlik Konseyi toplantısına yollar. Bush'a sorarlar:- Irak'ın elinde kitle imha silahları olduğuna bizi ikna edecek delilleriniz var mı?Bush yanıtlar:- Evet var. İşte şirketlerimiz tarafından Irak'a kesilmiş faturaların orijinalleri. Bir soru da FenerbahçelilerdenBEN dün Ceyhun formasının maliyetini üniversite sınav sorusu olarak sorunca kimi Fenerbahçelilerden ‘‘küfür’’, kimilerinden ise neşeli karşılıklar geldi. Onların da bir üniversite sınav sorusu varmış. ‘‘5'ten büyük, 7'den küçük olan rakam hangisidir?’’ Yanıtı biliyorum ama söylemeye dilim varmıyor. NE ZAMAN ADAM OLURUZ?Medya ahkámı kesmek, aynı yazıyı iki kere yollayarak yazı işlerini kandırmaya çalıştığı için kovulan gazetecimsilere kalmadığı zaman.
Yazarın Tüm Yazıları