Eleştirmek ve eleştirilmek

BENİM yazılarımın en sert eleştirmeni eşimdir.

Sadece yazılarımda değil, hayatta yaptığım her işte onun beğeneceği ve kabul edeceği bir yol izlemeyi tercih ederim.

Onun aklına, zekasına, kadınsı içgüdülerine çok güvenirim..

O da beni acımasızca eleştirir.

Geçen gün ondan gelen bir mail'i sizlerle paylaşmak istiyorum:

‘‘Hindistan'da çok ünlü bir ressam varmış...

Herkes bu ressamın yaptıklarını kusursuz kabul edecek kadar beğenirmiş...

Ve onu ‘Renklerin Ustası' anlamına gelen Ranga Çeleri olarak tanısalar da; kısaca Ranga Guru derlermiş...

Onun yetiştirdiği bir ressam olan Raciçi ise artık eğitimini tamamlamış ve son resmini yaparak Ranga Guru'ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş...

Ranga Guru ise;

- Sen artık ressam sayılırsın Raciçi. Artık senin resmini halk degerlendirecek, diyerek resmi şehrin en kalabalık meydanına götürmesini ve en görünen yerine koymasını söylemiş. Yanına da kırmızı bir kalem koyarak halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı bırakmasını istemiş.

Raciçi denileni yapmış. Ve birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki, tüm resim çarpılar içinde ve neredeyse görünmüyor... Çok üzülmüş tabii. Emeğini ve yüreğini koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvar sanki..

Alıp resmi götürmüş Ranga Guru'ya ve ne kadar üzgün olduğunu belirtmiş.

Ranga Guru üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş. Raciçi yeniden yapmış resmi ve gene Ranga Guru'ya götürmüş. Tekrar şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş Ranga Guru...

Ama bu defa yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde yağlı boya, birkaç fırça ile birlikte...

Ve yanına insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı birlikte bırakmasını söylemiş. Raciçi denileni yapmış...

Birkaç gün sonra gittiği meydanda görmüş ki, resmine hiç dokunulmamış, firçalar da, boyalar da hiç kullanılmamış..

Çok sevinmiş ve koşarak Ranga Guru'ya gitmiş ve resme dokunulmadığını anlatmış.

Ranga Guru ise; ‘Sevgili Raciçi, sen birinci olayda insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün...

Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.

Oysa ikinci konumda onlardan hatalarını düzeltmelerini istedin, yapıcı olmalarını istedin... Yapıcı olmak eğitim gerektirir... Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye kalkmadı, cesaret edemedi...

Sevgili Raciçi mesleğinde usta olman yetmez, bilge de olmalısın...

Emeğinin karşılığını, ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın... Onlara göre senin emeğinin hiçbir değeri yoktur... Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma...' demiş.’’

Hakkımı mahkemede arayacağım

TMSF'ye dün bu köşede bir teklif yaptım.

Anladığım kadarıyla ciddiye almadılar.

Oysa çok ciddiyim. ATV ve Sabah'a talibim.

Merkez Grubu'nun yılda 10 milyon dolarlık kirasına karşılık ben minimum 20 milyon dolar öneriyorum. Merkez Grubu'nun verdiği garantiler neyse, aynılarını da vereceğim. Böylelikle kamunun alacağını çok daha hızlı tahsil etmesini sağlamış olacağım ve bağımsız bir basın patronu olarak ortaya çıkacağım.

Hatta istiyorlarsa sözleşmeye basın dışında bir işe girmeyeceğime dair bir madde de koyabilirim. Şaka yapmıyorum. Son derece ciddiyim.

TMSF'nin hiçbir araştırma yapmadan, hiçbir teklif almadan bu iki şirketi kafasına göre bir fiyatla kiraya vermesine seyirci kalmayacağım. Gerekirse dava yoluna gideceğim.

TMSF şaka yaptığımı düşünüyorsa çok yanılıyor.

Birilerinin ‘‘kafasına göre’’ uygun bulduğu bir fiyata yüz milyorlarca dolarlık bir şirketi birilerine peşkeş çekmesine seyirci kalamam.

TMSF yüzde kaçla borçlanıyor?

TMSF Başkanı Ahmet Ertürk ile yaptığımız görüşmede bana batık bankalara büyük miktar kaynak aktardıklarını söylemişti.

Bu kaynağın adresi olarak da Hazine'yi göstermişti.

Ertürk'ün verdiği bilgiye göre TMSF'nin elindeki kaynaklar yeterli olmadığı için gereken parayı Hazine'den borç olarak alıyordu.

Ertürk, ‘‘Bir yandan da Hazine'ye faiz ödüyoruz. Hem de ciddi bir faiz’’ demişti.

Şimdi yeni bir merakım var.

Dinç Bilgin TMSF'ye olan 900 milyon dolar borcunu yüzde yarım faizle ödeyecek.

Peki TMSF bu 900 milyon dolar için Hazine'ye ne kadar faiz ödüyor?

Yani Dinç Bilgin'in borcunun TMSF'ye asıl maliyeti kaç dolar olacak?

Bir bilgi var mı?

Yoksa ‘‘takma kafanı bu işlere’’ mi?

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Politik durum sandık başına gitme şevkimizi kıracak hale getirilmediği zaman.
Yazarın Tüm Yazıları