Diyanet'ten sorumlu Bakan'dan yanıt

DİYANET İşleri'nden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Aydın aradı.

‘‘Benim gibi tarikatçılıkla, cemaatçilikle alakası olmayan bir adamın Diyanet'i tarikatların emrine vereceğine nasıl inanırsınız?’’ diye sordu.

‘‘Parti politikası’’ dedim.

Karşılıklı güldük.

‘‘Yok, yok. Olmaz merak etmeyin’’ dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yasasının değiştirilerek Diyanet'in tarikat ve cemaatlerin kontrolüne verileceği ve bunun bölünme yaratacağını yazdım dün.

Bakan Aydın ise ‘‘müsterih’’ olmamızı istiyor.

‘‘Söz ettiğiniz proje benim projem değil. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hazırladığı bir taslak. 2 yıl önce hazırlanmış ama bir türlü hayata geçmemiş bir yasa taslağı. Diyanet İşleri Başkanı'nın bir komisyon tarafından seçilmesini öngören bir taslak’’ diye anlattı Bakan Aydın.

‘‘Taslağı biliyorum. Aynen Meclis'e getirecek misiniz?’’
diye sordum.

‘‘Hayır’’ dedi. Üzerinde çalışıyorlarmış.

Plana göre Diyanet İşleri Başkanı bir komisyon tarafından seçilecek. Komisyonda il müftülerinin ve ilçe müftülerinin temsilcileri, İlahiyat Fakülteleri'nden YÖK tarafından onaylanmış temsilciler olacakmış.

Bakan Mehmet Aydın, ‘‘Anglosakson modeli söz konusu değil’’ dedi.

Yapmaya çalıştıkları, Diyanet'in sadece tarikat ve cemaatlerin değil, siyasetin de etki alanı dışına çıkarılması imiş.

‘‘Merak etmeyin, yanlış bir şey yapmayız’’ dedi.

‘‘Merak etmeyin. İzliyorum’’ dedim.

Bakan Aydın başka konularda da bilgi verdi ama onları da başka bir yazıya inşallah.

Savaş havası rezervasyonu engellemedi


BİR yandan savaş havası var, bir yandan turizmde müthiş bir talep. Öger Tur'dan Hüseyin Baraner ile konuşuyor.

Olumsuz şartlara rağmen geçen yıla oranla Almanya'dan Türkiye'ye yönelik rezervasyonlarda yüzde 18'lik bir artış var.

Bunun daha da artması muhtemel.

Üstelik bütün bu durum Irak'la ilgili gelişmelere rağmen oluşuyor.

Eskiden bir Alman gazetesinde tek sütun 2 santim Türkiye hakkında olumsuz bir haber çıksa rezervasyon iptalleri başlardı.

Baraner'e soruyorum, ‘‘Gazetelerde savaş haberi çıkmıyor mu?’’ diye.

O da şaşkın:

‘‘Çıkmaz olur mu, her gün Türkiye haritaları, füzeler, bombalar ama galiba umursamıyorlar. Türkiye hakkında yıllarca öyle olumsuz bir tablo yaratıldı ve buna rağmen Türkiye öylesine güvenliydi ki, galiba Almanlar bu işi ciddiye almıyorlar’’ diyor.

Eğer Irak'a yönelik bir harekát olmazsa, Türk turizmi bu yıl müthiş bir sezon daha yaşayacak gibi.

‘‘Savaş çıkarsa ne olur?’’ diye soruyorum.

‘‘Vallahi mart ortasında yapılacak Berlin Fuarı'na kadar biter veya biteceği yönünde bir hava oluşursa etkilemez. Ama başlar ve belirsiz bir hale gelirse bu seneyi unutabiliriz’’ diyor Baraner.

Turizm şimdilik umut verici.

Bakalım mart sonunda tablo ne olacak!

Kaybeden biz olacağız


PAZARTESİ akşamı emekli büyükelçi Yalım Eralp ve emekli Korgeneral Hasan Kundakçı ile konuşurken, ikisi de çok önemli bir noktada fikir birliği içindeydiler:

‘‘Siz bakmayın Amerika'nın yapacağı operasyona karşı çıkıyormuş gibi duran AB ülkelerine ve Araplara. Operasyon kaçınılmaz olunca hepsi destek vereceklerdir.’’

Nitekim öyle oluyor.

İngiltere yoldan gönüllü çıkmıştı.

Almanya ‘‘Madem yapacaksınız, ne diyeyim’’ noktasında.

Operasyona ‘‘en karşı’’ ülke durumundaki Fransa önceki gün ordusunu alarma geçirdi ve ‘‘Hazır ol’’ emri Cumhurbaşkanı'nın ağzından verildi.

Suudiler ABD'nin Riyad'daki üssü büyütme çalışmalarını görmezden geliyorlar.

Bir tek Türkiye'de garip bir belirsizlik var.

İcraatta destek var gibi ama söylem müthiş anti-Amerikan.

Kararsız, kişiliksiz bir tavır.

Doğru, konum olarak en sıkıntılı yerde biz varız.

Bizden istenilen başkasından istenmiyor.

Bunlara eyvallah ama bu kadar da ‘‘tavşan pisliği’’ olabilecek bir noktada değiliz.

O kadar ki, belirsizlik artık kendi Genelkurmay'ımızı bile rahatsız ediyor.

Ve Türkiye 12 yıldır bir Irak politikası oluşturmamış olmanın bedelini ödüyor.

Gidişata bakılırsa bu kez de Körfez Savaşı'nın tek kaybedeni olmaya adayız.

Operasyon olsa da olmasa da, Saddam kalsa da gitse de, bu işten zararlı biz çıkacağız.

Bunun tek nedeni ise ‘‘politikasızlık’’.

Atatürk'ün ölümünden beri hiçbir politika üretememiş olmamız.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?


Seks manyaklarını televizyon eleştirmeni yapmadığımız zaman.
Yazarın Tüm Yazıları