Dinç Bilgin de yastığı görünce uyuyor mu?

SSK'nın ve Bağ-Kur'un ilaç bedellerini ödemediğini ve bu nedenle de eczanelerin bu iki sosyal güvenlik kuruluşundan gelen hastalara ilaç vermediğini daha önce yazmıştım.

Benim bu yazılardan sonra Sabah Gazetesi de, bu önemli soruna el attı ve birinci sayfadan bu konuyu ele alarak gündemde tuttu.

Ben de bu tavrından dolayı Sabah'a teşekkür ettim.

Ancak Sabah Gazetesi açısından bu haberi işlemek hayli zor olmuş.

Sabah Gazetesi'nden bir muhabir arkadaşımız, SSK Genel Müdürlüğü'nü arayarak, ilaç paralarının ne zaman ödeneceğini ve SSK'lıların mağduriyetlerinin ne zaman ortadan kaldırılacağını sormuş.

SSK'daki üst düzey yetkili fırsatı kaçırmamış.

Kendisini arayan Sabah muhabirine, ‘‘Çok çok haklısınız. Bu durum bizi de çok üzüyor. Ama ne yazık ki, SSK'nın da alacaklarını toplmamakta büyük sıkıntıları var. Gazetenizin yöneticilerine bir zahmet söyleyiverin, onlar SSK'ya olan trilyonlarca lira borçlarını ödesinler, biz de sizin haber yaptığınız ve hepimizi çok üzen kanserli hastaların ilaç paralarını ödeyelim’’ demiş.

Son derece trajikomik bir öykü.

Ama durum ne yazık ki bu.

Bir yanda iyi niyetle toplumsal kaygılarla haber yapmaya çalışan muhabirler.

Bir yanda banka hortumlayan, vergi ve SSK borçlarını ödemeyen ama on milyonlarca dolarlık yatlarla, özel uçaklarla gününü gün etmiş bir patrona sahip bir basın kuruluşu.

Ve onun ‘‘Ben yastığı görünce uyuyorum’’ diyen yayın yönetmeni Sevgili Ergun Babahan.

Allah var, senin bir ‘‘yanlışını’’ görmedim ama ne dersin, patronun da yastığı görünce uyuyor mudur?

Minare gölgesi vereyim borcumu silin


AKŞAM Gazetesi ve Show TV'nin BDDK'ya karşı aylardır sürdürdüğü şantaj ve karalama kampanyası amacına ulaşmak üzere.

Çukurova Grubu devlete olan barçlarını elindeki şirketlerin bir kısmını devlete vererek ödeyecek.

İlk bakışta olumlu bir gelişme.

Borç ödenecek.

Hortumlanan 2 milyar doları aşkın para devletin kasasına geri dönecek.

Ama benim gördüğüm kadarıyla işin aslı pek de öyle değil.

Çünkü Çukurova Grubu'nun zaten grubu batmaya götüren ‘‘kara delikleri’’ fahiş fiyatla devlete ‘‘itelenecek’’...

Bir anlamda Karamehmet hem sırtındaki yüklerden kurtulacak ve ‘‘işine yaramayan’’ işletmeleri elden çıkarmış olacak, hem de borçlarını temizleyecek.

Üstelik bu şirketlere biçilen değerlerin ‘‘gerçekle’’ ilgisi yok.

Uzmanı değilim ama kamyon üreticisi BMC'nin 600 milyon dolar, Turkcell'in kartlarını satan ve içinde başka ortaklar da bulunan Atel'in 250 milyon dolar, çok daha büyükleri bu değerin yarısını etmezken Genel Sigorta'nın 150 milyon dolar gibi bence ‘‘fahiş’’ değerlerle fiyatlandırılması olacak şey değil.

BDDK Çukurova Grubu ile anlaşmalı. Evet.

Çukurova Grubu'nun borçlarını ödemesi için bazı imkánlar sağlanmalı. Evet.

Devlet alacağını tahsil etmek için çaba göstermeli. Evet.

Ama borç ödeniyormuş gibi gösterilip, hortumcunun yükleri devlete aktarılmamalı, devlet ve vergi veren kazıklanmamalı.

Bu şirketleri ‘‘bağımsız denetçiler’’ incelemeli.

Bu inceleme sonucuna göre ‘‘Uluslararası kabul edilebilir’’ bir fiyat belirlenmeli ve borçlar bu şekilde tasfiye edilmeli.

Davul tozuna 300, minare gölgesine 500 milyon dolar değer biçilerek değil.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?


Uyarılara aldırmayanlar, başlarına gelen felaketten sonra uyarana yönelmediği zaman.
Yazarın Tüm Yazıları