Dilovası’nda kirlilik 24 saat ölçülecek

KANAL D Haber, bir süredir Türkiye’nin önemli sanayi bölgelerinden Dilovası’nda yaşanan çevre felaketini gündeme getiriyor.

Felaket öyle bir boyutta ki, uzmanlar Türkiye genelinde yüzde 11 olan kanserden ölüm oranının, Dilovası’nda yüzde 55 olduğunu belirtiyorlar. Kanal D Haber’in ısrarlı yayınları sonucu, yıllar önce alınan ve yıllardır depolarda bekletilen yüz binlerce dolar değerindeki bir ölçüm cihazı, en sonunda kullanılmaya başlandı. Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, konuk olduğu Kanal D Haber’de ölçümlerde sonuçların normal çıktığını, ancak ölçümlerin 24 saat yapılamadığını, bu nedenle ölçüm yapılmayan anlarda havaya zehirli gazların verilebileceğini söyledi. Bunun üzerine zehirli atıkların ölçümü konusunda uzman bir kuruluşun Türkiye temsilcisi beni aradı. Dilovası’na kesintisiz 24 saat ve çok geniş bir alanda ölçüm yapabilecek bir cihazı ‘deneme’ maksatlı yerleştirebileceklerini ve 24 saat boyunca birkaç kilometrelik bir çap içinde havaya salınan bütün gazların tespitini yapabileceklerini söyledi. Şimdi Dilovası Belediyesi, Kanal D Haber ve ilgili firma, en kısa sürede bu cihazı getirtip kuracağız. AB vatandaşlığına aday Türk insanının, AB vatandaşları kadar temiz bir hava solumaya hakkı olduğuna inanıyoruz.

Futbol ekonomisinde eşitlik olmaz

SABAH
Gazetesi Ekonomi Müdürü Sevgili Yavuz Semerci, bir süreden beri 1. Lig takımlarının havuz gelirleri paylaşımında adaletsizlik olduğunu öne süren yazılar yayınlıyor.

Semerci’ye göre, ‘adil paylaşım’, eşit paylaşım.

Yani Anadolu kulüpleri ile 4 büyükler arasında eşit bir paylaşım olmalı. Semerci böyle olmadığı takdirde, Anadolu kulüplerinin gelişme şanslarının olmadığını söylüyor. Semerci’nin haklı olduğu nokta, dağılımın ‘adaletsiz’ olduğu. Ama bu adaletsizlik, Fenerbahçe ve Galatasaray’a karşı yapılıyor. Çünkü, Türkiye’de futbol endüstrisinin lokomotifi bu iki kulüp.

Hem taraftar sayısı, hem de gelirin kaynağı olan televizyon yayınlarında bu iki kulübün bariz bir üstünlüğü var. Televizyon tabiriyle, bu iki kulübün reytingi diğer kulüplerin çok üzerinde.

Digitürk verilerine göre piyasanın yüzde 80’inini bu iki kulüp oluşturuyor.

Ancak bu iki kulüp, gelirlerden bu oranda pay almıyor. Üstelik bu iki kulüple birlikte Beşiktaş da, sadece futbolda değil, 20’ye yakın spor dalında yarışmalara katılıyor, sporcu yetiştiriyor.

Futbolun bir ‘entertainment’ yani ‘gösteri’ işi olduğunu hesaba katıp bir örnek verelim.

Diyelim ki Hollywood bir film çekecek.

Bu filmde Brad Pitt ve Julia Roberts başrolde olacaklar. Çünkü izleyici çekmekte bu iki isim çok etkili olacak.

Brad Pitt ve Julia Roberts, ikinci derecede rollerde oynayanlarla ve figüranlarla aynı parayı mı alacaklar? Elbette ki hayır.

Herkes marka değerine, izleyiciyi çekme potansiyeline göre bir pay alacak. Futbolda da aynen böyle. Sadece bizde değil, dünyada da böyle. Elbette bazı değişiklikler yapılması gerek.

En azından İngiltere Ligi’nde olduğu gibi ligdeki sıralamaya göre bazı ekstra paylar verilebilir. Havuzdaki paranın belirli bir oranı, ligdeki sıralamaya göre ayrıca paylaştırılabilir.

Ama ‘mutlak’ eşitlik olmaz.

Bırakın futbolu, hiçbir işte olmaz..

Raporlu müdür maçta

İSTANBUL Erkek Lisesi, Türkiye’nin en önemli eğitim kurumlarından biridir. Genelde bu eğitim düzeyine yakışır kadrolarla yönetilmiştir.

Ancak yabancı dilde (Almanca) eğitim veren bu önemli eğitim kurumuna yeni bir müdür atandı.

İşin ilginci, bu yeni müdür bırakın Almanca’yı, Türkçe dışında bir dil bilmiyor.

Tabii veliler bu durumdan son derece şikáyetçi.

Bu müdürün göreve atanmasında bir spor kulübü başkanının etkili olduğu söylentileri okulda dolaşıyor. Söylentilerin kaynağı ise müdürün kendi sözleri.

İstanbul Erkek Lisesi’ne ekim ayında atanan Adnan Ersan, işe başladıktan kısa bir süre sonra ‘sağlık gerekçeleriyle’ rapor alır.

Ancak sağlığı okula gelip işine yapmaya elverişli olmayan Müdür Ersan, birdenbire Lyon’da ortaya çıkar. Lyon’a tedavi olmaya gitmemiştir.

Müdür Adnan Ersan, Lyon’da Lyon-Fenerbahçe maçını izlemeye gitmek için ‘sağlık gerekçeli’ rapor almıştır.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, üniversite sınavına hazırlanan öğrencilerin sahte rapor almasını eleştirirken, Türkiye’nin en önemli liselerinden birinin müdürü, sahte raporla izin alıp maça gitmekte bir sakınca görmemektedir.

Milli Eğitim Bakanı Sevgili Hüseyin Çelik.

Bu yazdıklarım son derece utanç verici; ama durum bu.

İsterseniz size müdür Adnan Ersan’ın, Lyon’da, Aziz Yıldırım’ın doğum gününde çekilmiş bir fotoğrafını da yollayabilirim.

Ötesini sizin ‘vicdanınıza’ emanet ederek...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Kaliteyi ve düzeyi zarfta değil mazrufta aramaya başladığımız zaman.
Yazarın Tüm Yazıları