BİRKAÇ gün önce Kanal D Haber Bülteni’nde bir haber yayınladık. Mersin limanında yabancı bandıralı gemilere satılmak üzere alınan akaryakıtın sahte belgelerle yabancı gemilere satıldı gibi gösterilerek akaryakıt kaçakçılığı yapıldığını belgeleriyle aktardık. Devletin resmi raporlarında yer alan bilgiler ışığında hazırladığımız haberde Çukurova Grubu’na ait bir şirketin de bu işlerin içinde olduğunu belirttik. Haberimiz yüzde yüz doğru. Ancak Çukurova Grubu bu haberden ‘rahatsız’ oldu ve dün kendine bağlı gazetelerde ve televizyonlarda yaptığı yayınlarla bizi ‘yalancılıkla’ suçladı.Geçmişinde pek çok benzer olay bulunan ve bu yüzden yıllarca İsviçre’de kaçak yaşamak zorunda kalan Mehmet Emin Karamehmet’e ait Çukurova Grubu’nun mu yoksa bizim mi yalancı olduğunu ortaya açıkça koyayım. Raporun başlığı aynen şöyle: ‘Türkiye’deki rafinerilerden gümrüksüz olarak transit gemilere verilmek üzere alınan akaryakıtın bu gemiler yerine iç piyasanın kullanımına sunulması suretiyle kaçakçılık yapıldığı yönündeki iddialar ile ilgili inceleme raporudur.’Rapor Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 09.03.2005 tarih ve 176/1-3 sayılı talimatına istinaden, 21.03.2005 tarihinden itibaren Mersin Liman Başkanlığı’nda yapılan incelemelerle hazırlanmış. Buna göre Jamal, Nancy, Tory, Mırna, Danica Sunrise ve Vadim Glazunov isimli gemilere akaryakıt satıldığı yönündeki belgelerin doğru olmadığı, bu gemilerin bazılarının iddia edilen tarihlerde Mersin’de bulunmadıkları ortaya çıkmış. Yakıt aldığı belirlenen gemilerde ise alınan yakıtla, satıldı gösterilen yakıt miktarları arasında farklılıklar belirlenmiş. Yine gemilerin bazılarının AB isimli şirketten değil, Baytur Trading adlı şirketten yakıt aldıkları ortaya çıkmış. İnterpol vasıtasıyla yapılan incelemede gemilere verilen gerçek miktar ile rafineri kayıtlarındaki miktarların farklı olduğu, aradaki tonlarca mazotun iç piyasaya verildiği belirlenmiş.Yapılan araştırmalar sonucunda Baytur Trading’in İstanbul Levent’teki adresinde Çukurova Holding’e ait Anadolu Uluslararası Taşımacılık A.Ş.’nin bulunduğu ve Baytur Trading’in merkezinin ise Cenevre’de olduğu anlaşılmış. Bu konuyla ilgili incelemeler sürüyor. Ama ortada böyle bir rapor var. Yok diyen yalan söylüyor demektir.Elbette ki, bu raporlar doğrultusunda son kararı Türk Adaleti verecektir. Erdoğan: Kızımın mezuniyet dönemi değildiŞAMPİYONLAR Ligi finalinde Başbakan Erdoğan’la karşılaştık. ‘Kızımla ilgili yazdıkların doğru değil. Çünkü zaten bu yıl mezun olacağı yıl değildi’ dedi. Ve anlattı. Başbakan Erdoğan’ın küçük kızı ABD’de master’ını yapıyor. Master programı iki yıllık. Ancak Sümeyye önümüzdeki yıl ortasında bitmesi gereken programı babasına sürpriz yapmak için yarım dönem önce bitirmek için fazladan ders almış. Yani bitirirse ‘erken’ bitirmiş olacak. Başbakan Erdoğan ‘Daha bitirip bitirmeyeceği de kesin değil’ diyor. Başbakan Erdoğan’ın diploma törenine gitmesi ise söz konusu değilmiş. Yıl sonunda eğer programı denk düşere okulda bir konferans verecekmiş. Ancak program uymayınca şimdilik bundan da vazgeçilmiş.Tayyip Erdoğan, ‘Keşke yazmadan bir arayıp sorsaydın’ dedi. Ben de kendisine ‘Sizin yıl sonunda törene gideceğinizi biliyordum, kızınızla ilgili bilgiyi de ABD Konsolosluğu’ndan aldık. İkisi bir araya gelince böyle yazdık’ dedim. ‘Aynı bilgiyi bana da verdiler ama durumu bilmedikleri için olsa gerek’ dedi.NOT: Başbakan’ın kızının okul durumuyla ilgili yazıyı yazdıktan sonra vicdani bir rahatsızlık duyduğumu ifade etmeliyim. Babası topluma mal olmuş siyasi bir kişilik diye bir öğrencinin okul durumuyla ilgili yazı yazmak hoş değil. Beni eleştirmek isteyen birinin yarın öbürgün kızımın okul durumundan söz etmesini nasıl hoş karşılamazsam, bunu yaptığım için kendimi de hoş karşılamıyorum. Şimdiye dek hiçbir siyasetçiyle çocuğunu bağdaştırmadım. Hatta bağdaştıranlara kızdım. Şimdi de kendime kızıyorum. NE ZAMAN ADAM OLURUZ?Ahlaksızca iş yapanlar bunu sonsuza kadar sürdürebileceklerini zannetmediği zaman.