Bürokratlar, Vecdi Gönül'ü anlatıyor

BEN AKP'li Vecdi Gönül'ün ‘‘lekesiz bir bürokratik dönem’’ geçirdiğini yazınca, dün Gönül'le aynı dönemlerde bürokrasi içinde yer almış bazı bürokratlar aradılar.

‘‘Fatih Bey, lekesiz bürokratik dönemden kastınız ne?’’ diye sordular.

‘‘Çalmamış, çırpmamış, suiistimal yapmamış. Bunu kastettim’’ diye yanıtladım.

‘‘Doğru, çalmadı çırpmadı ama lekesiz demek için bunlar yetmez’’ dediler ve Vecdi Gönül'ün bürokrasi dönemini anlattılar.

Ben de bir derleme yaptım.

Vecdi Gönül, görev yaptığı yerlerde okuldan çok cami yaptırmakla ünlü bir bürokratmış.

Bunun yanı sıra emrinde çalışan memurları, mesleki başarılarına göre değil, ‘‘ibadetteki istikrarlarına’’ göre değerlendirirmiş. Emniyet Genel Müdür Yardımcısı olduğu dönemde, emniyet mensupları hakkında ‘‘namaz-oruç’’ defteri tutmaya başlamış. Emniyette bugün hálá etkili olan ‘‘tarikatçı gruplar’’ teşkilatta onun döneminde çöreklenmeye başlamışlar.

Vecdi Bey'i ilk vali yapan kişi Milli Selamet Partili İçişleri Bakanı Oğuzhan Asiltürk.

Anlatılanlara göre 12 Eylül sonrasında Vecdi Bey, Milli Selamet'i bırakıp ANAP'a yaklaşmış. Daha doğrusu ANAP'ın ‘‘mukaddesatçı kadrolarına’’.

Korkut Özal'
la yakınlığı sayesinde ANAP döneminde de ‘‘bürokrasideki yükselişini’’ sürdürmüş Vecdi Bey.

Ardından ANAP'ın düşüşünü görüp, Fazilet'e yakınlaşmış.

Daha sonra da bölünenlerle birlikte AKP'ye geçmiş.

Ancak AKP'ye geçmek için son dakikaya kadar ‘‘tereddüt’’ ettiği de biliniyor Gönül'ün.

Vecdi Gönül'ün ‘‘Erdoğan'ın çekindiği çevrelerce tasvip gördüğü’’ meselesi ise bazı bürokratlara dokunmuş.

Arayanlardan biri, ‘‘12 Eylül'ü takiben Recep Ergun Paşa İçişleri Bakanlığı'ndan Gönül'ün valilikten alınması için talepte bulunmuştu. Kocaeli Valiliği sırasında dönemin Kocaeli Garnizon Komutanı Necdet Uruğ ile dost olmanın ötesinde askerlerle bir yakınlığı da yoktur’’ dedi.

Bütün bunları sizlere aktarmamın sebebi, adı başbakanlık için geçen ve kamuoyunun tanımadığı bir isim hakkında bilgi vermek.

Ne parlatmak, ne de karalamak...

SALAKÇA bir tartışma yürütüp duruyoruz. Hem de hepimiz.

‘‘Başbakanlık görevinin kime verileceğini nasıl olur da Erdoğan belirlermiş!’’

Salakça bir tartışma ki, ne salakça.

Başbakanlık görevinin kime verileceğini Erdoğan belirlemeyecek ki, halk belirleyecek. Daha ortada fol yok yumurta yok.

Millet sandığa gitmedi, oylar atılmadı. Halk tercihini yapmadı.

Ama biz medya galibi belirledik bile.

Ve ona göre de ‘‘nasıl olur’’ tartışması yapıyoruz.

Durun bakalım hele bir.

AKP'nin birinci parti olacağının garantisi mi var?

Hele bir halkın tercihi belli olsun, Cumhurbaşkanı'nın ve AKP'nin tercihlerini sonra tartışırız.

Rusya haklı

RUSLAR için ‘‘Çeçenler terörist’’.

Çeçenlerin ‘‘hareket tarzına’’ bakarsak, Rusya haksız değil.

Rusya, Çeçenlere destek verdiği için Türkiye'yi suçluyor.

Türkiye'nin Çeçenlere ‘‘devlet’’ olarak bir desteği yok.

Bunu Ruslar da biliyor.

Ama görüntü bozuk.

Belçika Devleti DHKP/C'ye destek veriyor mu?

Vermiyor.

Ama ülkesinde dernekler kurulmasına, o dernekler vasıtasıyla Türkiye açısından illegal faaliyet yürütülmesine, oradan Türkiye'deki terör olaylarına müdahale etmesine müdahil olmuyor.

Türkiye'nin ‘‘suçlu veya zanlı’’ olarak nitelendirdiği kişilerin ülkesinde barınmasına izin veriyor.

Bunları yakalasa bile bir süre sonra salıveriyor.

Bu yüzden biz de Belçika'ya çok kızıyoruz.

Belçika'nın bize yaptığı ile bizim Rusya'ya yaptığımız arasında sizce zerre fark var mı?

Bizim için PKK veya DHKP/C ne kadar teröristse, Rusya için de Çeçen gruplar o kadar terörist.

Bu yüzden Rusya, Türkiye'ye karşı tavrında haklı.

Hiçbir hoşgörü, himaye veya kardeşlik duygusu, terörü desteklemeyi veya ona göz yummayı gerektirmiyor..

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?


Oyumuzu kendi intikamımız için değil, çocuğumuzun geleceği için kullandığımız zaman.
Yazarın Tüm Yazıları