STAR'ın ‘‘iş takipçisi’’ Hayrullah Mahmud kendini kurtarmaya çalıştıkça batıyor. Kendince bana saldırıyor. Ama okuma ve okuduğunu anlama sorunlu olduğu için, benim yazmadığım konuları bile benim yazdığımı zannediyor. Hürriyet'te yer alan bir haberi bana mal ediyor.
Boyu kadar puro içen, görüntüsü gibi yazıları da komik bir adam.
Dün de yine Doğan Grubu'na saldırırken kendi pisliklerini açıklıyor. Ama dediğim gibi ‘‘zeká meselesi’’.
Diyor ki: ‘‘Uzan Grubu'na yapılan baskında ele geçirilen gizli kayıtların yer aldığı bantları da açıklasanıza.’’
Yani kendilerinin ona buna şantaj yapmak için telefon dinleyip, gizli kayıt yaptığını itiraf ediyor ve büyük bir pişkinlikle bu şantaj bantlarının açıklanmasını istiyor.
Ve bu bantlardan birinde Doğan Grubu'nun patronu Aydın Doğan'ın bunlar aleyhine yayın yapmamak için 50 milyon dolar istediğinin kanıtlarının olduğunu saçlamalıyor..
Oysa ben anlattığı olayın ne olduğunu biliyorum ve bu zavallının yalanını size anlatayım da bilin.
Önceki yaz, benim yazdığım yazılardan dolayı çok rahatsız olan Cem Uzan,Aydın Doğan'dan randevu istedi. Aydın Doğan da bu randevuyu verdi.
Cem Uzan,Aydın Doğan'ın Bodrum'da tatilini geçirdiği yere geldi.Cem Uzan, Aydın Doğan'a ‘‘Grubunuzda benim, ailem ve şirketlerim hakkında çıkan haberlere son vermenizi rica ediyorum’’ dedi.
Aydın Doğan da ‘‘Ben buna karışamam. Ama yalan, yanlış, haksız bir şey yazılıyorsa ya da sizin yanıtlarınız yayınlanmıyorsa bunun için uyarıda bulunurum. Ancakben ne gazetelerimin, ne de yazarlarımın yazdığı doğrulara yazmayın diyemem’’ dedi. Cem Uzan, ardından konuyu değiştirdi ve Doğan Grubu'nun Dağıtım Şirketi Yaysat'tan hisse almak istediğini söyledi.
Aydın Doğan da bunun mümkün olduğunu söyledi. Ancak kendisine bir noktayı da hatırlattı. Yaysat, Akit, Yeni Şafak gibi Hürriyet'le sert tartışmalara giren ve kendisi aleyhinde yazılar yayınlayan gazeteleri de dağıtır. Ayrıca Doğan Grubu gazeteleri de bu gazetelerin sahipleri hakkında haberler ve yazılar yayınlar. Yani, Star Gazetesi'nin Yaysat tarafından dağıtılması, Uzanlar aleyhine yazı çıkmayacak anlamına gelmez. Konuşmanın sonunda Cem Uzan, ‘‘Yarınki Hürriyet'te yine bizimle ilgili haber var mı’’ diye sordu. Aydın Doğan da, ‘‘Bilmiyorum, eğer ellerinde haber varsa koymuşlardır’’ dedi.
Bu söze çok sinirlenen Uzan, hışımla ayrıldı ve ertesi gün Uzanlar'ın gazete, radyo ve televizyonlarında Aydın Doğan aleyhine ağır bir iftira kampanyası başladı.
Aydın Bey bana bu olayı o zaman anlatmıştı. Demek ki, Cem Uzan görüşmeye cebinde teyple girmiş. Eğer yüreği varsa o bandı kesip biçmeden olduğu gibi yayınlar.
Meydan demagogundan olgun başbakana
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya gezisi başarılı bir gezi oldu. Bunu ben değil, hem Alman gazeteciler, hem de bizim kolay memnun olmayan ve siyasetçileri kapalı kapılar arkasında sık sık eleştiren Dışişleri mensupları söylüyorlar. Gezide Başbakan'a eşlik eden Dışişleri yetkilileri ziyareti son 20-25 yılın AB'de en başarılı başbakan ziyareti olarak değerlendirdiler...
Geziyi takip eden Kanal D haber editörü Metehan Demir'in izlenimlerine göre Erdoğan'ın Türk dernekleri ile yaptığı toplantıda da Türkiyelilik ortak paydası sözleri büyük etki yaratmış. Bu Erdoğan'ın siyasi danışmanlık ekibinin uzun zamandır üzerinde durduğu bir projeydi. Daha önce Türkiye karşıtı haberlerin hemen hemen her gün yer aldığı Alman medyasında ziyaretin olumlu haberleri geniş yer aldı.
Televizyon haberlerinde AKP'nin iktidara geldiğinde İslamcı geçmişinden dolayı şüpheyle karşılandığının ancak yaptığı reformlarla şimdi Almanya'da en üst düzeyde ağırlandığının altı çizildi. Alman televizyonlarında da Cemalettin Kaplan'ın iadesi için en üst düzeyde devreye giren Erdoğan'ın herkesin kafasındaki soru işaretlerini silmeyi başardığı yorumları yapıldı. Benim şahsi izlenimim ise Erdoğan'ın çok hızlı bir biçimde ‘‘öğrendiği’’.
İlk günlerin tedirgin ve acemi başbakanı, giderek yerini daha olgun bir siyasetçiye bırakıyor. Kendisine çok yakın bir kişinin de kabul ettiği gibi ‘‘değişmiyor, gelişiyor’’. Meydanların demagogu, koltuğunu dolduran bir başbakana dönüşüyor.
Ve ilginç bir şekilde Erdoğan'ın çevresi de değişiyor.
Birikimli, çağdaş, gözü ve kulağı açık bir danışman kadrosu giderek oturuyor.
AKP beni şaşırtıyor. Pozitif yöndeki bu şaşkınlık umarım sürer.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Çamur atmak için yalan yazanlara gazeteci denmediğini herkes anladığı zaman.