Fatih Altaylı: Bu vergiyi kabullenmek eşekliktir!

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Önceki gün hükümet ortağı partilerin liderleri bir araya geldiler.

Siz bu toplantıda ciddi şeyler konuşulduğunu zannediyorsanız yanılıyorsunuz.

O toplantı, bir dua ve şükür seansıydı.

Hükümet ortakları dua ettiler.

Önce 17 Ağustos, sonra da 12 Kasım depremleri meydana geldiği için dua ettiler.

Çünkü deprem onlar için çok gerekliydi.

Deprem onlara gereken bahaneyi sağlamıştı.

Çünkü hükümet, fakir fukaraya bir kazık atmalı, onların cebinde kalan son üç kuruşu da emmeliydi.

Vergi adı altında haraç toplamak ve milleti inim inim inletmek lazımdı.

Ancak bu durduk yerde yapılamazdı.

Bir bahane bulunmalıydı.

Deprem, hükümet ortaklarına bu bahaneyi sağladı.

Artık, ‘‘Deprem oldu, yaraları sarmak için vergi çıkaracağız’’ diyebilirlerdi.

Ve dediler.

Deprem bahanesiyle vergi salınıyor.

Bu paraların depremzedelere gideceği falan yok.

Çünkü yasal olarak özel bir amaç için vergi koyulamıyor.

Yani bu vergiden toplanan para depremzedeye gitmeyecek.

Bu para, elini devletin hazinesine sokup yılda dolar bazında yüzde ellilik kazanç sağlayan aşağılık bir taifeyi daha da zengin etmek için kullanılacak.

Bizden kesilen vergiler, devleti borç batağına sürükleyenlerin cebine pompalanacak.

Tabii hepsi onlara gitmeyecek.

Bir kısmı da yandaşlara fahiş fiyatla verilen ihalelere, ilk depremde bir daha yıkılacak sağlamlıktaki kamu binalarına harcanacak.

Deprem, halkı soymak için aranan bahane oldu.

On binlerce insan ölmüş, yüz binlerce insan aç ve açık kalmış, kime ne!

Depremzedeler göl olmuş çadırkentlerde sürünürken, ‘‘Kışlık çadır sorunu yoktur’’ diyenlere bu vergiyi ödemek ağrıma gidiyor.

Kabul edemiyorum.

Siz de etmeyin...

Bizim yüzde 25'leri kim tahsil edecek?

CEP telefonlarına da yüzde 25'lik ek zam koyuluyor.

Yani ayda 10 milyon liralık konuşma yapıyorsanız, 2.5 milyon lira da deprem ek zammı ödeyeceksiniz.

Burada çift taraflı bir adilik söz konusu olacak gibime geliyor.

Şimdi biz bu yüzde 25 fazlalığı ödeyeceğiz.

Bu ödemelerimiz, cep telefonu operatörleri tarafından tahsil edilecek. Milyonlarca abonede bunun kaç trilyon lira olacağını siz tahmin edin.

Telekom bu paraları hemen tahsil etmeyecek.

Telekom'da birileri, büyük ihtimalle menfaat karşılığı görevi savsaklayacak ve paralar bir, belki iki ay GSM operatörünün kasasında kalacak.

Sonra devlete ödenecek.

Yani GSM operatörleri, bir de bizim sırtımızdan ve devletin sırtından faiz geliri elde edecekler.

Ne güzel değil mi?

Cep telefonundan ek vergi alan hükümet, önce cep telefonu lisans devirlerinin 120 milyon dolarlık KDV'sini alsın, sonra bize gelsin!

Yok olasın YÖK

YÖK'e soru sorunca cevap almak mümkün değil. Ha oduna sormuşsun, ha YÖK'e.

Benzerlikleri büyük.

Çünkü YÖK de, olaylar ve sorunlara ancak bir odun kadar çözüm bulabiliyor.

Yıkılmak üzere olan binalarda eğitim yapan okullar ne olacak diye soruyorum, tık yok.

YÖK Başkanı Kemal Gürüz meşgul.

Derdi büyük. Bugünlerde kendini yeniden YÖK Başkanı yapabilmek için yalanması gereken yerleri yalıyor.

Bu yüzden kıymetli dilini öğrencilerin sorunlarını çözmek için kullanmıyor.

Ben yine başka bir şeyi sorayım YÖK'e.

Sayın YÖK, farkında mısınız bilmem ama Türkiye'de bir deprem oldu.

Bu nedenle deprem bölgesinde eğitim faaliyetleri sürdürülemiyor. Yani anlayacağınız okullar kapalı.

Ancak bu yıl da bir üniversite sınavı var.

Bu bölgede okula gidemeyen öğrencilerin üniversite sınav durumu ne olacak?

Bu çocuklar sınava nasıl hazırlanacak, nasıl girecekler.

Depremin yaraları bir-iki yılda belki sarılır, ama üniversite sınavı yüzünden bu çocuklarda oluşacak mağduriyet bir ömür boyu düzeltilemez.

Anlıyor musun YÖK?

Anlayacağın kadar basit yazdım.

Bu büyük soruna bir çözüm düşünün.

Tabii düşünme organınız var ise!

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Eğilen sazın bir mevsim, dimdik duran ağacın bir asır yaşadığını anladığımız zaman.



Yazarın Tüm Yazıları