Bu terör kime yarıyor?

ERTUĞRUL Özkök’ün yazılarındaki fikirlere katılmadığım zamanlarda bile yazının mantığına ve tutarlılığına ‘şapka çıkarırdım’.

Özkök, ilk kez dün yazısının başlığı ile beni ‘hayal kırıklığına’ uğrattı.

Ertuğrul Özkök, yazısına ‘Terör Artık Pespayeleşiyor’ başlığını atmıştı.

Ertuğrul Özkök’ü ve teröre karşı tavrını bilen biri olarak şaşırdım. Özkök, Türkiye’de ‘nereden gelirse gelsin’ teröre karşı duran isimlerden biriydi.

Çeçen eylemciler Karadeniz’de sefer yapan bir feribotu kaçırdıkları zaman, bunun bir terör eylemi olduğunu söyleyen sadece iki gazeteciden biri ben, diğeri oydu. Ve bu fikrimizden ötürü o dönemde epey hırpalanmıştık.

Teröre karşı bu denli ‘net’ tavrı olan Özkök’ün yazısı, beni bu yüzden şaşırttı.

Terör artık pespayeleşiyor demek, terörün en azından başlangıçta pespaye olmadığını kabul etmek anlamına geliyordu.

Yazıyı okuyunca, başlığın yanıltıcı olduğunu, Özkök’ün yine aynı fikirleri, tutarlı bir biçimde savunduğunu gördüm.

Terör, sivillere yönelik şiddet, masum insanların kanının dökülmesi, hedef gözetilmeden yapılan eylemler, kim tarafından, hangi maksatla yapılırsa yapılsın terördür.

Terör kimi hedef alırsa alsın ve kim tarafından yapılırsa yapılsın terördür. Bu köşede yıllar boyu nereden gelirse gelsin, teröre karşı duruldu.

Ancak 11 Eylül’den bu yana ‘İslami’ olarak adlandırılan ‘terör’ tırmanışta.

Ve her ne hikmetse, terörle savaş konusunda ABD ile aynı fikirde olmayan veya en azından ABD’nin yöntemlerini benimsemeyen ülkeleri vuruyor.

Irak’ta ‘saçma’ bir biçimde Fransızlar kaçırılıyor.

Kafkaslar’da önce Gürcistan, Rusya’ya savaş ilanı girişiminde bulunuyor ve bölgenin istikrarı açısından büyük önem taşıyan Putin’in Türkiye gezisi arifesinde terör Rusya’yı vuruyor.

Öyle görünüyor ki, ‘İslamcı teröristler’, İslam’dan çok başkalarına hizmet eder durumdalar.

Aynen ABD’nin, ‘askeri müdahalede bulunmayacağı’ PKK gibi...

Futbolculara 50 trilyon Eşref’e bilek hareketi

ÇEKİÇ
atmada Olimpiyat üçüncüsü olan Eşref Apak’a, pek çok ülkeden vatandaşlık teklifi yağıyor.

Para ve imkán vaat ediyorlar. Dar gelirli bir ailenin çocuğu olan Apak, bu tekliflerden birini kabul etse hayatı kurtulacak; ama o ‘şimdilik’ bekliyor.

Bu arada başından beri ‘Ben bu çocuğa yetmiyorum’ diyen ve buna rağmen Türkiye’ye 50 yıl aradan sonra olimpiyatlarda atletizm dalında bir bronz madalya kazandıran antrenörü, ‘Bir şeyler yapalım’ diye feryat ediyor.

Fakat kimsenin bir şey yapacağı yok.

Her yıl milyonlarca dolar kazanan ‘profesyonel’ futbol milli takımına, dünya şampiyonluğu karşılığında 50 trilyon, finallere kalma karşılığında ise 12 trilyon lira prim verilmesi kararlaştırılıyor, Eşref Apak için kimse kılını bile kıpırdatmıyor.

Benden Eşref’e tavsiye.

Vatandaşlık öneren bir ülkenin teklifini kabul et ve git.

Spora, sporcuya değer verilen bir ülkeye git.

Orada çalış ve şampiyon ol.

Çünkü burada kimse senin değerini bilmeyecek.

Gürsoy’u biri durdurmalı

GALATASARAYLI yönetici Ergun Gürsoy hakkında bir şey yazmak istemiyordum. Çünkü yönetimde olmadığı dönemlerde kulübün başarılı olmasını istemediğini itiraf etmiş birisi üzerinden Galatasaray’ı eleştirmek ayıp olur.

Ama galiba farz oldu.

Ergun Gürsoy, büyük bir takıntı halinde Fatih Akyel isimli oyuncuyu almak istiyor.

Oysa Galatasaray camiası, taraftarından yöneticisine kadar bu transfere karşı.

Gürsoy yönetimde olmadığı için o sıralarda Galatasaray’la ilgilenmiyor veya Fatih Akyel’in Galatasaray’a yaptığı ayıplardan keyif alıyor olabilir; ama Akyel’in Galatasaray’a karşı terbiyesizliklerini camia unutmadı.

Bu çocuk Galatasaray’dan giderken, Galatasaray’a verdiği sözlerden hiçbirini tutmayarak kulübü büyük zarara uğrattı. Dönüşünde araya başbakanları koyarak Fenerbahçe’ye gitti. Futbolcudur, doyduğu yere gider. Bu önemli değil.

Ama Fenerbahçe’ye gittikten sonra, taraftarına kendini kabul ettirmek için Galatasaray hakkında attı tuttu. Yetmedi, Galatasaray tribünlerine yakışık almayacak hareketler yaptı.

O da yetmedi, Galatasaray’da yıllarca kendisine hem kaptanlık, hem abilik yapan Bülent’e, Fenerbahçe Stadı’nda küfürlerle saldırdı.

Bütün bunların üzerine, geçen yıl Olimpiyat Stadı’nda oynanan maç sonrası soyunma odası koridorlarında herkesin gözü önünde Galatasaray’a sinkaflı küfürler savurdu.

Fırsat buldukça Galatasaraylı yöneticilere salladı.

Ergun Gürsoy, işte bu adamı Galatasaray’a getirmeye kalkıştı. Üstüne üstlük beceremedi. Şimdi de kalkmış, ‘Sezon sonunda mutlaka alacağız’ diyor.

Umarım Galatasaray’ın ne demek olduğunu çok iyi bilen ve Ergun Gürsoy bunu bilmediği için geçmişte onunla şiddetli tartışmalar yaşayan Başkan Canaydın, bu ‘rezaleti’ engeller.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Ahlaksızlık bile reklam vesilesi yapılmadığı zaman.
Yazarın Tüm Yazıları