Bu stat TMOK'un başını yemeli

TÜRKİYE Milli Olimpiyat Komitesi, bu ülkenin kıt kaynaklarını sokağa attığı için ‘‘mahkemeye’’ verilmeli. Şaka falan yapmıyorum aynen öyle. İnşaatı sırasında birkaç kez gittiğim ‘‘Atatürk Olimpiyat Stadı’’na dün bir kez daha gittim. Galatasaray maçları için ‘‘sezonluk bilet’’ alacağız ya, yerimizi görelim dedik. Stat tam bir facia. Tam bir ‘‘çağdışılık’’ abidesi. Olimpiyat için ‘‘iyi’’ bir stat olabilir. Ama o kadar. İstanbul'un ‘‘belki’’ bir gün düzenleyeceği olimpiyat için yatırılmış 150 milyon dolar. Başka. Başka bir işe yaramaz. İki üzeri kapalı tribün var, ama yağmuru durdurmaz, sadece gölgelik. Çünkü ‘‘yaz olimpiyatları’’ için tasarlanmış. Futbol oynanmaz, çünkü saha ile tribün arasında önce atletizm pisti, sonra da atlama braşlarının havuzları var. Yani saha ile numaralı tribün arası en az 50 metre. Seyirci desteği eğer stat dolup, herkes tam gücüyle haykırmazsa yok gibi bir şey. Tribünlere takılan koltuklar ilkel. Localar yetersiz ve kötü. Oysa böyle bir stat yapılırken, bunun ‘‘belki bir gün’’ düzenlenecek olimpiyat dışında amaçlara da uygun bir şekilde projelendirilmesi gerekirdi. Artık sahaya kadar inebilen portatif tribünler, gerektiğinde tamamen kapanabilen çatı gibi unsurlar modern stadyumların vazgeçilmez parçası. ‘‘Akıllı’’ milletler 150-200 milyon dolar yatırınca bunu rantabl bir şekilde kullanmak istiyorlar. Bir stadı rantabl yapmak için orayı yılda en az 100-150 gün çalışabilecek şekilde organize etmek gerekiyor. Futbol, müzik, otomobil, motokros, atletizm gibi pek çok farklı işleyişe uygun olmalı ki, mümkün olduğunca fazla müşteri gelsin. Ama bizde para bol ya. ‘‘Belki bir gün’’ yapılacak olimpiyat adına ‘‘ilkel ve çirkin’’ bir proje ile bu saçmalık yapılıyor. Eğer Galatasaray yönetiminin delice cesareti olmasaydı, bu stat önümüzdeki yüzyıllara kalacak bir beton çirkinlik abidesi olurdu. TMOK üyeleri oturup kalksın Galatasaray'a dua etsin. Bindiğiniz dalı kesinBİNDİĞİ dalı kesen Nasreddin Hoca boşuna bu topraklardan çıkmamış. Bizim dört yanımız Nasreddin dolu. Dünün Nasreddin Hoca'ları ise Kemer Kaymakamı ve Belediye Başkanı. Türkiye'nin turizm başkenti Antalya'nın bu turistik ilçesinin bu iki yöneticisi dün müthiş bir uygulama yaptılar. Sahillerde izinsiz şezlong kiralayanlarla mücadele başlattılar. Tam da gün ortasında ani bir baskınla şezlonglarda yatan turistleri şezlonglardan atarak. Kıyıdaki restoranlardan tam günün en kalabalık saatinde turistleri kollarından tutup çıkartarak. İlkelce. Demiyorum ki bu kanunsuzluğa göz yumulsun. Ama her şeyin bir şekli var.Şezlongları mı toplayacaksın. Gece yaparsın. Restoranları mı kapayacaksın, müşteriler çıktıktan sonra kapatırsın. Ama bin bir zorlukla bu ülkeye getirilmiş turistleri rahatsızlık vermeden, korkutmadan, geldiğine geleceğine pişman etmeden. O turistler olmasa Kemer halkı ne yer ne içer, hiç düşündüler mi? Enerji bürokratlarına Uzanlar'dan dava ENERJİ Piyasası Düzenleme Kurulu'nun işi zor. Herkes onlara düşman. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın yıldızı bu kurulla hiç barışık değil. Bir önceki iktidar tarafından belirlenen kurula Erdoğan'ın kanı hiç ısanmadı. Ancak gel gör ki, Uzanlar'a ‘‘yasanın gereğinin yapıldığı’’ dönemde Erdoğan iktidardaydı. Erdoğan'ın ‘‘hazzetmediği’’ kurulun yöneticileri, şimdi mahkemelik oldular. Uzanlar, kurul başkanını, yardımcısını ve kurul üyelerinden birini mahkemeye veriyorlar. Daha doğrusu enerji konularıyla ilgili 93 bürokratı mahkemeye veriyorlar ve aralarında kurul üyeleri de var.Uzanlar'ın açtığı davaya göre bu bürokratlar ‘‘siyasi iktidarın siyasi emellerine alet olmakla’’ suçlanıyorlar. Bu bürokratları korkutmak veya sindirmek amacıyla noterden bir de ‘‘ihtarname’’ çekiyorlar.Türkiye'de ilk kez böyle bir durum oluşuyor. Siyasi iktidarın ‘‘hoşlanmadığı’’ bir kurulun üyeleri, ‘‘siyasi iktidara alet olmaktan’’ dolayı mahkemeye veriliyorlar. Yine de üzülmesinler. NE ZAMAN ADAM OLURUZ?Kendi hatamızı kendimize bile itiraf edemeyip, bu nedenle başkalarına kızmadığımız zaman.
Yazarın Tüm Yazıları