BİRİSİ size ‘‘I love you’’ deyince mi kızarsınız, yoksa ‘‘O...pu çocuğu’’ diyince mi?
Sizce hangisi ‘‘hakaret sınıfına’’ girer.
Fenerbahçe-Galatasaray maçının hakemi Mustafa Çulcu'ya göre ‘‘I love you’’ hakaret, ‘‘O...pu çocuğu’’ değil.
Galatasaray seyircisi Diyarbakır kalecisine ‘‘I love you Şenol’’ dedi diye anons yaptıran Çulcu, Fenerbahçe seyircisi 10 dakika boyunca ‘‘Hepiniz o...pu çocuğusunuz’’ derken dinledi.
Sonrasında sinkaflar başladı, Çulcu onları da ‘‘olağan’’ karşıladı.
Sahaya bıçak bile atıldı. Tınmadı.
Hatta sahada Ogün'le ‘‘gizli gizli’’ bir şeyler konuştu.
Bu mudur hakemlik!
Bırakın hakemliği.
Bu mudur adamlık!
Ama Galatasaray sahipsiz olunca hakemlik bu oluyor..
Kim bilir sezon sonuna kadar daha ne rezaletler göreceğiz.
Futbola 10, ev sahipliğine 0
FENERBAHÇE Galatasaray'ı tarihi bir skorla yendi.
Sonucun tek adı var: Hezimet.
Hiçbir özürü de yok.
Fenerbahçe kazanmak istiyordu, iyi oynadı, futbol tanrısı da kazanmak isteyenin yanında oldu ve farka gittiler.
Bazen böyle olur. Her attığın girer, bazen de tersi.
Galatasaray tarafı da yenilmek için her şeyi yaptı.
Fenerbahçe'yi kutlamak gerek.
Galatasaray'ı sezon başından beri eleştiren tek kişi olarak, bugün bir eleştiri yapmayacağım.
Çünkü Galatasaray'ın bir maçta sahadan 7-8 yiyerek ayrılacağını sezon başından beri söyleyen tek kişi benim.
‘‘Tarihi fark olur’’ diye üç gün önce ortaya atılanlar, sezonun ilk haftalarında Terim'e ‘‘yalakalık’’ yapma yarışında önde giderlerken, ben yine bunu söylüyordum.
Ancak bu maç bir şeyi ortaya koydu ki, Türk sporunda artık ‘‘centilmenlik’’ten bahsetmek mümkün değil.
Galatasaray taraftarı ‘‘parasını ödediği’’ koltuklarda oturtulmadı.
Dövüldü, ezildi ve stattan atıldı.
Televizyonda olayı izledim ve hemen telefona sarıldım.
Ulaşabilseydim, yönetici arkadaşlarıma ‘‘Siz de şeref tribününe gitmeyin’’ diyecektim.
Ama onlar gittiler.
Gitmek bir yana, bir de her golden sonra ellerini sıktılar.
Yetmedi, bir de sahaya inip kutladılar.
Galatasaraylı futbolculara pet şişe, bıçak, sandalye, taş, kırık lavabo parçası, kısaca ne varsa atılmış, Hasan'ın kafasında yumurta patlamış bir sahaya inmek doğru değildi.
Bir statta size ‘‘Hepiniz o...pu çocuğusunuz’’ diye bağırılıyorsa, siz o tezahürata sessiz kalanların elini sıkamazsınız.
Çünkü siz orada Galatasaray'ı temsil ediyorsunuz.
Sizin biyolojik annenize değil, Galatasaray'ın manevi şahsiyetine küfrediliyor.
Orada bir centilmenlik kalmaz.
Fenerbahçe Başkanı önceki yıl kendisine söven Galatasaraylı amigoları toplatıp, gece yarısı ofisine götürmüş, Başkan'ın biraderi de bunu övünerek bize anlatmıştı.
Bu ne kadar doğru değilse, Galatasaray Başkanı'nın yaptığı da o kadar hatalı.
Centilmenlik ‘‘karşılıklı’’ olur.
Fenerbahçe yönetimi bu işlerle alakası olmadığını söylemesin.
Stada giren Galatasaraylıların başına gelecekler önceden planlanmış olmasa, biletlerinin tamamı ellerinden alınmazdı.
Kimse bir hak iddia edemesin diye, daha girişte biletlerin tamamı ellerinden alındı. Bu ‘‘boşaltma ve sindirme’’ hareketinin planlı olduğunu gösteriyor.
Sezon başında ‘‘centilmenlik’’ hareketini başlatan Canaydın'a düşen, şimdi ‘‘taraftarın hakkını’’ aramaktır.
El sıkmak değil.
Panik yok
GALATASARAY yönetimi panik yapmamalı. Geçen yıl Bursaspor'dan beş yedik. Bu yıl Avrupa'nın en güçlü kadrolarından birine sahip bir takımdan 6.
Futbol bu.
Geçen yıl Bursa'dan 5 yiyen şampiyon oldu.
Bu yıl da olabilir.
Ama teknik yönetim ve idari yönetim panik yapmamalı.
Çözülmeyecek sorun, elde edilemeyecek başarı yoktur. Yeter ki istensin ve çalışılsın.
Ayrıca ararsak bu zaferin Galatasaray açısından sevinilecek bir tarafını bile bulabiliriz.
Lorant'ın Fenerbahçe'nin başında kalmış olmasını sağlamak az buz iş mi?
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
6 yemiş takımın taraftarı olan yazarların yazdıklarına, 6 atmış takımın taraftarları hoşgörü ile yaklaşabildiği zaman.