Böyle kocaya sahip çıkılır mı?

TAMER Karadağlı’nın da içinde bulunduğu skandalla beraber erkekleri anlamakta çektiğim güçlüğü bir kez daha anladım.

Bir erkek veya bir kadın evliyken de bir başkasına áşık olabilir. Anlarım. Aşk yüce bir duygudur. Kapılıp gidersin ve evliliğini bitirirsin. Saygı duyarım.

Ama evliyken param veya şöhretim ya da her ikisi birden var diye 18’lik bir yeniyetme, damızlık bir aygır gibi oradan oraya koşmayı anlamam. Hele hele memleketteki herkesi halletmiş gibi bir de 100 dolarlık fahişelerle beraber olmayı hiç anlamam.

Ama ne yazık ki etrafta bunlardan çok var. Bir tarafının kılı ağarmış, kelli felli saygın adamlar seksi bir skor meselesine döndürmüş, ortalıkta dolaşıp duruyorlar.

Mutlular mı?

Hayır!

Yaptıklarının büyük başarı olduğunu düşünüyorlar mı?

Asla!

Ama yapıyorlar. Çünkü aslında bu şekilde komplekslerinden kurtuluyorlar.

Ve yaptıkları matah bir işmiş gibi anlatıyorlar..

Ama ben bu erkeklere kızmıyorum.

Kabahat bunların eşlerinde.

İşte Tamer Karadağlı’nın eşi. ‘Kocası komploya kurban gitmiş, destek olacakmış.’

Benim bildiğim bu işin adı komplo değil başka bir şey ya neyse.

İşte bu gibi kadınlar yüzünden erkekler kendilerini bir şey zannediyorlar.

Kocan otelde iki fahişeye sahip olacak, sen de kocana sahip çıkacaksın.

Aferin. Başın göğe erecek.

Ey kadınlar, bu gibi adamların vurun kıçına tekmeyi.

Ve siz TBMM’deki kadınlar. Pek çok kadın böylesi rezilliklere ekonomik nedenlerle katlanıyor.

Boşanma durumunda bu tip erkeklerin servetlerinin yarısını kadına bırakmasına imkan sağlayacak yasaları çıkartmak için uğraşın, bakın bakalım ‘kocasına sahip çıkan’ kadın kalıyor mu?

Gerçi bu kadar ‘erkek’ bir Meclis’te zor ya, neyse.

Çukurova’yı batıranlar anlaşmayı savunuyor

ÇUKUROVA yazılarına başlayınca, Çukurova’nın gazetesinden yaylım ateş de başladı.

Ekonomi sayfalarında yazan iki yazar bana ‘sallamışlar’.

Biri meslektaşım. Yazılarına saygı duyarım.

Diğeri ise akademisyen bir bankacı. Çukurova’nın ‘batan’ veya zor duruma düşen bankalarının yönetim kurulu üyesi ve danışmanı. Yani ‘fos’ bir adam. Bankayı batırmış, şimdi de yeni anlaşma için ‘çok iyi’ diye utanmadan yazıyor..

Tabii ki iyi ama Çukurova Grubu için. Yani o bankacıyı ‘zengin’ eden patron için.

Oysa yeni anlaşma ‘kamu’ açısından ‘rezalet’, fakat Mehmet Emin Karamehmet açısından ‘süper’. Çukurova’nın patronu Karamehmet’in sorunlarına ‘ilaç’ bir anlaşma.

Sadece Pamukbank’ta 1 milyar doları aşan bir kıyak.

Üstüne üstlük TMSF’nin kasası bir anda Mehmet Emin Karamehmet’in ‘şahsi kasası’ haline geliyor. Karamehmet’in borçları, ödemeleri, yükümlülükleri bir anda TMSF’nin yükümlülükleri haline geliyor.

Hal böyle olunca da maaşını Karamehmet’ten alan bankacı yazarlar anlaşmayı savunuyorlar.

Zaten aksini yapsalar şaşmak lazım.

TMSF Başkanı’na vicdan uyarısı

BU
yazımı TMSF Başkanı Ahmet Ertürk’e hitaben yazmak istiyorum.

Sevgili Ertürk, başkanı olduğun kurumda koltuğa oturduğun zaman önceki dönemde yapılmış pek çok anlaşmayı kucağınızda buldunuz. Bu anlaşmalarla ilgili ne düşündüğünüzü üç aşağı beş yukarı biliyorum.

Şimdi siz de bir anlaşma yapmaya hazırlanıyorsunuz.

Eğer bu milletin hakkına saygınız varsa bir kez daha düşünün.

Sizce bu anlaşma adil mi?

Koç’un, Sabancı’nın, Zorlu’nun, Şahenk’in bu ülkede emeğiyle, hakkıyla, kimseyi soymadan, kimsenin parasına el uzatmadan iş yapan ve on binlerce kişiye iş veren yatırımcıları düşünün.

Bunlardan herhangi birine açıktan, havadan 1 milyar dolar verdiniz mi?

Vestel bu yıl 1 milyar dolar ihracat yapmak için çalıştı, didindi, uğraştı.

Eminim ki, bu kadar ihracattan eline kalsa kalsa 40-50 milyon dolar bir para kalır kalmaz.

Siz Vestel’in çalışıp didinip 25 yıl boyunca ihracat yaparak kazanacağı parayı bir kalemde kıyak olarak Çukurova’ya veriyorsunuz.

Bunu vicdanınız alıyor mu?

Aynı şey saydığım ‘namuslu’ grupların tümü için geçerli.

Ben de Turkcell’in, BMC’nin, Akşam’ın yaşamasını istiyorum.

Bu değerlerin korunmasını aklım alır.

Ama siz bu değerleri korumuyorsunuz.

Siz Mehmet Emin Karamehmet’i koruyorsunuz. Bu yaptığınız işlemden kárlı çıkacak olan ve bankasının kaynaklarını kötüye kullanmış olmaktan dolayı hiçbir ceza görmeyecek olan tek kişi Mehmet Emin Karamehmet’tir.

Sakın bana devletin kasasına hızlı bir biçimde para sokacağız demeyin.

Hepimiz biliyoruz ki, bu para gelmeyecek. Üstelik de bu parayı devlete kazandırmanın çok hızlı ve güvenilir yolları var.

Bu yaptığınız işlemin hesabını çocuklarınıza verebilecek misiniz Sevgili Ertürk.

Bir düşünün.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Eşini aldatan erkekler, eşlerinin kendilerini aldatması durumunda ne hissedeceklerini düşünüp ona göre davrandığı zaman.
Yazarın Tüm Yazıları