Paylaş
KİMSE kılını kıpırdatmıyor. Herkes umutsuz. Döndük dolaştık, ‘‘Bizden bir şey olmaz’’ noktasına geldik.
Taşın altına el sokmaktan korktuğumuz için umutsuzluğa sığınıyoruz.
Doğru, başımızda bizi geleceğe taşıyacak kıratta politikacılar göremiyoruz. Doğru, devleti yönetenlerin yeni çağa uygun projeleri yok. Doğru, bize kimse herhangi bir hedef göstermiyor.
Doğru, Özal gibi televizyona çıkıp, bizi gaza getiren bir liderimiz yok.
Doğru, Başbakanımız televizyona çıksa, gaza gelmek bir yana daha beter umutsuzluğa kapılabiliriz.
10 yıl önce dünyayı sarsmaya hazırlanan Türkiye ile bugün kabuğuna çekilmiş umutsuz ülke arasında hiçbir fark yok.
Hatta bugün dünyayı daha iyi tanıyan, teknolojiyi daha iyi kullanan, uluslararası ticareti daha iyi bilen bir noktadayız. Umutsuzluk için hiçbir gerekçe yok. Bırakın Ankara'ya bakmayı.
Geleceğe bakın...
Umutlar Ankara'da değil, orada!
Şanssız depremzedelere müjdeler
DÜNYA Bankası'nın depremzedeler için yaptığı konutların Bayındırlık Bakanlığı'nın yaptığı konutlardan eksik tarafları olduğunu belirttiğim ‘‘Şanslı ve şanssız depremzedeler’’ başlıklı yazım üzerine, Dünya Bankası Dış İlişkiler Koordinatörü Tunya Celasin'den bir yanıt geldi.
Celasin, Dünya Bankası tarafından inşa ettirilen konutlarda en üst standart olarak kabul edilen betonarme ve tünel kalıp sisteminin kullanıldığını belirtiyor ve şöyle diyor:
‘‘Doğalgaz temin imkánı bulunan İzmit ve Adapazarı konutlarında kombili sistem ısıtma; Düzce konutlarında merkezi sistem fuel oil ısıtma; Gölcük, Cumayeri ve Gölyaka konutlarında ise sobalı ısıtma sistemi kullanımına yönelik inşaatlar sürmektedir. İzmit ve Adapazarı konutlarında doğal gaz sistemi döşenmesine karşın kombiler sözleşme kapsamlarına koyulmamıştır. Ancak bunların sözleşme kapsamına alınarak monte edilmesine yönelik etütler sürmektedir.
Konutların mutfak planında komple dolap ve tezgáhları bulunmakta olup, inşaat tamamlandıktan sonra takılacaktır.’’
Anlayacağınız Dünya Bankası mutfakları takacağı gibi, büyük bir ihtimalle kombileri de yerleştirecek ve aynen Bayındırlık Bakanlığı tarafından yaptırılan evler gibi Dünya Bankası tarafından yaptırılan evler de içinde oturmaya hazır olarak teslim edilecek.
Biraz daha küçük olacak ama olsun...
Fırtına Deresi kurtuldu
FIRTINA Deresi'nde, ‘‘Fırtına Havzası Dilek-Güroluk Hidroelektrik Santralı’’ inşaatını yapmaya çalışan BM Holding'den bir açıklama geldi.
Açıklamanın altında Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Özgür Çağlan Kuyumcu'nun adı ve imzası var. Faks aynen şöyle:
‘‘Sn. Altaylı,
Köşe yazılarınızdan gördüğümüz üzere Fırtına Havzası DGHES Projesi'nin ‘doğaya vereceği zararların' önüne geçmek görevini halihazırda siz devam ettirmektesiniz. Bu sebeple de size proje ile ilgili aşağıdaki açıklamayı iletmeyi görev sayıyorum. Fırtına Havzası Dilek-Güroluk Hidroelektrik Santralı Projesi ile ilgili yargı süreci beklenenden ve olması gerekenden çok uzamıştır ve bildiğiniz üzere halen devam etmektedir. Bu duruma gelinmesindeki ana etken ise belli kişilerin ve çevrelerin sürekli tepkisi olmuştur. Bu durum ışığında projenin yapımı bizim için rantabl olmaktan çıkmıştır ve bugüne kadar uğrunda ciddi bir özkaynak harcaması yaptığımız projeye devam edilmesi anlamsız hale gelmiştir.
Bilgilerinize saygıyla sunarım.’’ Benim anladığım kadarıyla Fırtına Deresi’ne santral yapmaktan vazgeçmişler. Bunu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na da bildirmişlerse ve bu kararda samimilerse kendilerine teşekkür ederim. Yok eğer bu bizi uyutma taktiği ise kısa sürede uyanırız merak etmesinler.
Kahveci ve damadın damadı
BİR okurum faks çekmiş.
‘‘Esad Coşan denilen adamın bu ülkeye faydası, rahmetli Adnan Kahveci'den daha mı fazla olmuş?’’ diye soruyor.
Okurum bir hatırlatma yapıyor.
‘‘Rahmetli Kahveci Bilecik'te kuş uçmaz kervan geçmez bir tepenin üzerinde yer alan Şeyh Edebali'nin türbesinin yanında yer alan, Edebali'nin damadı Dursun Fakı'nın yanına gömülmek istediğini vasiyet etmişti. Ama o dönemde buna mevzuat ve yasalar uygun olmadığı için izin verilmemişti. Rahmetli Kahveci o dağ başına gömülmek isteyerek, herhalde mezarına kimse uğramasın da unutulsun istemiştir. Ancak bazıları hayattayken hep vitrinde olmaya alıştıklarından mıdır nedir, ölünce de vitrinde kalmak istiyorlar. Acaba Kahveci'nin bu ülkeye damadın damadı kadar da mı hayrı dokunmamıştır ki, ona kapatılan yollar bu kerameti kendinden menkul damatlara ve onların damatlarına açılıyor?’’
Okurum güzel yazmış.
Ancak damatların kerameti konusunda yapılan bir açıklama olmadığı için bir şey söylemem mümkün değil. Yine de konuyla ilgili fıkraları hatırlamasını tavsiye ederim.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Tembelliğin adını umutsuzluk koymadığımız zaman.
Paylaş