Bizi soyulmadığımıza inandırın

Maliye Bakanı'nın eşi Ahsen Hanım'a ‘‘Eşinizin bir açıklama yapması iyi olur’’ demiştim.

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan bir açıklama yaptı ve mısırların gerçekten de oğluna ait tavuk çiftliklerinde tüketilmek üzere ithal edildiğini belirtti. Detay bilgiler de vererek, yapılan ithalatın sıradan olduğunu anlattı. Bilgiler inandırıcı. Ancak Sayın Bakan'dan benim bir ricam daha var. Eğer hal böyle ise, yani Bakan Unakıtan'ın oğlu bu ithalatı içerden bir bilgi almadan yaptıysa, daha önce de benzer ithalatlar yapmış olması gerekiyor.

Abdullah Unakıtan geçmişte de bu miktarda bir ithalat yaptıysa bunu bize bildirsin. Böylesi daha inandırıcı olur. Bakan Unakıtan şunu bilsin ki, ben de bu işte bir pislik olmadığını öğrenmek istiyorum. Yıllardır soyulan bir halkın ferdi olarak artık soyulmamak istiyorum. Lütfen bizi inandırın.

Uzan operasyonu AB kriteri gibi

WALL Street Journal'ın Avrupa edisyonunda çok ilginç bir makale kaleme alındı dün. Türkiye'nin AB'ye uygunluğunun ele alındığı makalenin başlığı ‘‘Türkiye evet'i hak ediyor’’. Yazar Hugh Pope, Türkiye'nin üyelik için attığı adımları ve yaptığı reformları sıralamış. Yazarın Türkiye'nin AB üyeliğini hak etmesiyle ilgili kriterlerinden biri Uzanlar'a yönelik olarak yürütülmekte olan operasyon.

Pope, Türkiye'de insan haklarına yönelik çağdışı anlayışın değişmekte olduğunu vurgularken, ‘‘Türkiye'de yasaların uygulanmasındaki eksiklikler de gideriliyor. Siyaseten güçlü Uzan Ailesi'nin yasa tanımazlığına karşı da en sonunda bir yaptırım uygulanmaya başlandı’’ diyerek bu operasyonla Türkiye'de hukukun üstünlüğü ve herkese uygulanabilirlik ilkesinin yeşermeye başladığını söylüyor.

Sorunun yanıtı Adalet Divanı’nda

KIBRIS'ta çözüme doğru gidilirken, çözümden yana olanların da, çözümsüzlükten yana olanların da kaygısı Annan Planı temelinde yapılacak bir anlaşmanın AB'nin ‘‘birincil hukuku’’ içinde yer alıp almayacağı. Yani bu anlaşmada ortaya koyulan ilkeler ve buna göre oluşacak Kıbrıs Anayasası AB tarafından aynen kabul edilecek mi?

Bu soruya yanıt verilemiyor. Yaratılan hava bu. Oysa Avrupa Birliği hukuku içinde bunun çok basit bir yolu var. Kıbrıs'ta bulunacak bir çözümün AB hukuku içerisinde alacağı durumu görmek için yapılabilecek en mantıklı şey ‘‘Avrupa Topluluğu Adalet Divanı’’ndan ‘‘önyorum’’ alınması. Divan'a devletler, sorunlarla ilgili kurumsal taraflar ve Komisyon başvuruda bulunabiliyor. Bu soruyla bu kadar kafa meşgul etmeye gerek yok. Avrupa Topluluğu Adalet Divanı'na başvurulursa çok hızlı bir yanıt alınabilir.

Mister No Tommiks olmaz!

KUZEY Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, New York'a giderek herkesi şaşırtmıştı. Denktaş New York'a giderken herkes ‘‘Merak etmeyin masaya oturur ve hemen kalkar. Görüşmemek üzere gidiyor’’ dedi.

Denktaş şaşırtmaya devam etti. Masadan kalkmadı. Hatta Türkiye tarafından hazırlanmış önerileri masaya koydu, kabul ettirdi ve ‘‘Mister No’’ unvanını tehlikeye sokacak hareketlerde bulundu. Önceki perşembe öğleden sonra Ankara'ya gidiyordum. Uçakta Türkiye'de Dışişleri Bakanlığı yapmış, çok önemli görevlerde bulunmuş, Türkiye'yi BM'de temsil etmiş değerli bir diplomatla karşılaştım. Denktaş'ın tavrındaki ‘‘olumlu’’ değişimi sordum. Güldü.

‘‘Olmaz. Muhakkak bir şey bulacaktır. Rauf Bey uzlaşmaz’’ dedi.

‘‘Bundan sonra ne yapabilir ki, artık referanduma giden süreç başladı. Kimse durduramaz’’ dedim.

‘‘Rauf Bey bir şey bulur merak etmeyin’’ dedi.

Şimdi Kıbrıs'ta güvenilir kaynaklardan gelmeye başlayan bilgiler eski diplomatın haklı olduğunu gösterir nitelikte.

Annan Planı üzerinde yapılmakta olan görüşmelerin sonuçları ortaya çıkmaya başlamadan Denktaş faaliyete geçti bile. KKTC Cumhurbaşkanı Kıbrıs'ta sözü geçen siyasetçileriyle, Kıbrıs'ın güçlü ve kendisine yakın aileleriyle görüşmelere başladı.

Bu görüşmelerde Denktaş ‘‘Referandum için hazırlık yapmaya başlayın. Bu referandumdan hayır kararı çıkmak zorunda’’ diyor.

Uzlaşmazlık topunu Rumların kucağına bıraktığımız bir anda ve Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde olsun, Kuzey Kıbrıs'a yönelik ambargoların kalkmasında olsun önemli bir avantaj sağladığımız dönemde Denktaş'ın tavrı akıl alır gibi değil.

Öyle görünüyor ki, Denktaş'ın asıl hedefi Kıbrıs'ta çözümsüzlük değil, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olanların amaçlarına hizmet.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Ayaktayken vuramadığımız düşmana, düşünce tekme atmayı delikanlılık zannetmediğimiz zaman.
Yazarın Tüm Yazıları