TÜRKİYE kamuoyu ile ciddi bir biçimde dalga geçiliyor. Hatta sadece Türkiye kamuoyu ile değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi ile bile dalga geçildiği gibi bir izlenime kapılmak mümkün.
İktidar ve hükümet ‘‘savaşa karşıymış’’ gibi bir hava yaratıyor. Ama görünen o ki, bazı sözler çoktan verilmiş. Ya da ABD yönetiminde böyle bir inanç oluşmuş.
Fakat bu durum içeriye yansıtılmıyor.
Tam aksine içerde ‘‘Meclis ne isterse o olur’’ havası yaratılıyor.
Ama ABD askerlerinin Türkiye'ye girişine izin verecek tezkere hazırlanmadan, Meclis'e verilmeden Amerikan askerleri limanlarımıza inmeye başlıyor.
Millet ve vekilleri ‘‘Meclis'e gelecek tezkereyi beklerken’’, İskenderun Limanı'na Amerikan askeri malzemeleri indirilmeye başlanıyor bile.
Kılıf da hazır.
İndirilen savaş araç gereci, ‘‘üs ve limanların onarılmasına izin veren’’ ilk tezkerenin kapsamı içine sokuluyor.
Rezalete bakar mısınız?
Meclis, ‘‘Üslerde bakım ve tamirat yapabilirsiniz’’ diyor, bu izin karşılığında ABD'nin savaşta kullanacağı zırhlı araçlar İskenderun Limanı'na indiriliyor.
Meclis ikinci tezkereyi beklerken yarın öbür gün 50 bin Amerikan askeri de girerse hiç şaşırmayalım.
Onları da ‘‘üsleri tamir edecek Amerikan ameleleri’’ diye sokuşturuverirler maazallah.
İsteyin, vermek zorundalar
HÜKÜMETİN ABD ile kıran kırana yaptığı pazarlığı çok doğru buluyorum. Yapmalılar...
Çünkü ABD, Türkiye'ye istediğini vermezse çok daha fazlasını iki cepheli savaşta harcamak zorunda kalacak. Şu anda Pentagon, Kuzey cephesi olmadan Ürdün ve Kuveyt üzerinden yürüteceği bir savaşın maliyetini hesaplıyor. Bu maliyetin yaklaşık 40-45 milyar dolar olacağı iddia ediliyor.
Üstelik de bu maliyet artışına rağmen, savaşı riskli hale sokacak bir durum da ortaya çıkıyor. Türkiye'nin pazarlıktaki limiti işte bu 40-45 milyar dolar. ABD bu parayı ya Türkiye'ye borç ve hibe karışık olarak verecek, ya da iki cepheli harekátın lojistiği için harcayacak. Siz ABD olsanız hangisini tercih ederdiniz?
Skor yazarlarına inanmayın
SKOR yazarları Galatasaray'ın Bursa'ya 4 gol attığı maçtan sonra müthiş övgüler düzmeye başladılar. Görüyorum ki, Galatasaray da bu övgülere inanarak havaya girme yolunda.
Galatasaray'ı yönetenler buna sakın kanmasınlar.
Çünkü niyet halisane değil.
Bu havayı yaratan skor yazarları bir taşla iki kuş vuruyorlar. Hem Fenerbahçe yönetimini yıpratıyorlar, hem de Galatasaray'ı uyutuyorlar. Galatasaray, Bursaspor karşısında müthiş bir futbol oynamadı. Elindeki yıldızların parladığı anlarda bir şeyler yaptı o kadar. Ancak sarı kırmızılı takımın temposu çok düşüktü. İlk yarının ilk 10, ikici yarının da bir 10 dakikasında iyiydiler. Gerisinde durdular. Hele hele maçın sonlarına doğru, 50 dakika 10 kişi oynayan Bursaspor'un kondisyonu Galatasaray'ın üzerine çıktı.
10 kişilik Bursaspor'un iki topu direkten döndü.
Bu toplar gol olsaydı ne olacaktı?
Takımın acil bir kondisyonere ihtiyacı var, ama nedense bunu gören veya gereğini yapan yok.
Galatasaray, bu sezonki ölçülerine göre iyiydi ama bu sezonun Galatasaray'ının gerçek Galatasaray gibi oynamadığı da aşikár.
Skor yazarları ve Galatasaray'ı yönetenler, Bursaspor'un yerine Gençlerbirliği'ni veya Beşiktaş'ı koysunlar ve bu maçı kafalarında bir de bu takımlara karşı oynatsınlar.
Benim izlediğim Galatasaray'ın gaza gelmeye değil, gazlamaya ihtiyacı var.
Haberleri olsun...
Üniversite sınav sorusu
FENERBAHÇELİ dostlarımız kızmasınlar ama bu yıl üniversite sınavlarında zor bir matematik sorusu yer alacakmış. Ben bu soruyu ele geçirdim. Bakalım sonucu bulabilecek misiniz?
‘‘Bir Fenerbahçe taraftarı sezon başında 45 milyon TL verip bir Revivo forması almıştır. 4 ay sonra yapılan kampanyadan yararlanarak bu formayı geri götürüp yarı fiyatına bir Ortega forması alır. 2 ay sonra da yeni bir kampanyadan yararlanarak Ortega formasını geri götürür ve yine yarı fiyatına bir Ceyhun forması alır. Söz konusu Fenerbahçe taraftarı, Ceyhun forması için kaç lira ödemiş olur?
a) 22.5 milyon TL
b) 90 milyon TL
c) 45 milyon TL
d) 67.5 milyon TL
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Amerikan ordusunun Irak'a yapamadığını, kar İstanbul'a yapmadığı zaman.