BUGÜN 29 Ekim, cumhuriyetimizin kuruluşunun 81. yıldönümü. Hepinize kutlu olsun. Bugün, bir dostumun hatırlatmasını sizlerle paylaşmak istedim:
‘Cumhuriyet bedava kazanılmış değildir. Onu elde etmek için kan döktük. Gerektiğinde cumhuriyeti savunmak için her şeyi yaparız.
Mustafa Kemal Atatürk’
Daha çok Çiçek lazım
ADALET Bakanı Cemil Çiçek, yine altına imza atılacak sözler söylemiş. Çiçek, ‘Yolsuzlukla mücadele topyekûn bir mücadeledir. Bunu yürütmek istiyorum; ama arkama baktığımda kimseyi göremiyorum. Tam aksine bu işlerle uğraşma diyenler çoğunlukta’ diyor.
Çok doğru laflar.
Bu hırsızlıkla, yolsuzlukla uğraşan herkes için geçerli.
Akşam bir lokantaya yemeğe gidiyorsunuz. Masalarda oturanların büyük bölümü bu köşeden bir şekilde geçmiş. Ya kendisini yazmışsınız, ya patronunu, ya da iş ilişkisi içinde bulunduğu birilerini. Düşmanca bakışlar. Bu işlerle uğraşacağına gittiğin yerleri, yediğin yemekleri, internetten indirdiğin ‘hoş hikáyeleri’ yaz, çok daha kolay. Herkes seni sevsin. Hatta geçmişindeki rezillikleri bile unutsun. Zor iş pisliklerle uğraşmak. Aslında yazdığın hırsızın bile çocuğunun geleceğini kurtarmak için uğraşıyorsun; ama farkında değil.
Ama yılmak yok Sevgili Cemil Çiçek.
Mücadele topyekûn olancaya kadar bireysel mücadeleye devam.
Ateşi bir yerden yakmak gerek.
Devlet cebinden havalimanı finanse edilmesin
YOLSUZLUKLA topyekûn mücadele deyince, geçenlerde yazdığım bir yazıya DHMİ’den gelmeyen yanıt aklıma geldi.
İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nın YDİ ihalesinin Park-Bayındır ikilisine verilmesini eleştirmiştim.
Türkiye’de bu işi yapabilecek onca firma varken, devlete yüz milyonlarca dolar borçlu, üstelik de yaptığı her işte devleti zarara uğratmış Bayındır’a bu işin neden verildiğini sormuştum.
Tabii ki yanıt gelmedi.
Ama başka bilgiler geldi.
Park-Bayındır ikilisi şimdi de Bodrum-Milas Havalimanı’nı almak istiyorlarmış.
Üstelik de, iddialara göre yıllık 1.5 milyon garanti yolcuyla. Bayındır yıllar önce de bu girişimde bulunmuş; ama bu köşede yapılan uyarılarla işi ‘bitirememişti’.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a verilen rakamlar doğruları yansıtıyor mu bilmiyorum ama Bodrum-Milas Havalimanı’nda şu an için böyle bir ihtiyaç yok.
Çünkü liman daha kapasitesini doldurmuş değil. Bırakın kapasitesini doldurmayı, kapasitesinin üçte birini kullanıyor.
Geçen yıl buradan geçen yolcu sayısı 800 bin civarında.
Turizm her yıl bu yılki kadar rekor büyüme gösterse bile 1.5 milyon yıllık turiste ulaşmak için daha 10 yıl var.
Bu ne demek?
10 yıl boyunca devlet, Park-Bayındır ikilisine gelmeyen yolcunun parasını ödeyecek demek. Cemil Çiçek’in dediği gibi, yolsuzlukla mücadele topyekûn olmalı.
DHMİ de bu işin dışında kalmamalı.
Belediye arazi üretmiyor mafya üretiyor
İSTANBUL’da Pendik’teki gecekondu yıkımı, ekranlardan evlerinize kadar yansıdı. Sanki İstanbul değil Batı Şeria. Gecekondu sahipleri ile devlet güçleri çatışıyor. Aslında yıkılacak gecekondu sayısı topu topu 14. Diğerleri sıranın kendilerine gelmesinden korkup ‘taşa sarılanlar’.
Bölgede belediyenin yaptırdığı konutlara da saldırıyorlar.
Çünkü bu konutların arazisinin Hazine tarafından belediyeye satıldığını, kendi konutlarının bulunduğu arazilerin de aynı şekilde kendilerine satılmasını istiyorlar. Gecekonducular haklı diyemeyeceğim; ama devlet de haklı değil. Çünkü İstanbul’da belediye veya Hazine her ikisi de ‘konut arazisi’ üretmiyor.
Arazi üretmeyen belediyeler, mafyanın ürettiği, daha doğrusu devletten gasp ettiği araziye hizmet götürüyor. Kaçak binaların hepsinde su var, elektrik var, yol var, yolda gidip gelen belediye otobüsü bile var. Bütün bu hizmetleri alan, kendini yasal zannediyor ve yıkıma karşı koyuyor. İstanbul’da belediye ‘arazi üretmedikçe’ ve mafyanın ürettiği arazilere hizmet götürmeye devam ettikçe bu iş çözülmez. Pendik’teki çatışmanın ‘oyun’ kaldığı çatışmalar bile görürüz.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bazı yazarlar, bana cevap yazmaktan başka yazacak konu bulabilecek bilgi ve derinliğe ulaştıkları zaman.