Bayramı zehir etmeyin

SANKİ çevremizde yeterince sorun ve stres yokmuş gibi, AKP de durduk yerde gerilim yaratıyor. Dışişleri Bakanlığı'nın yolladığı genelgenin Türkiye'de ‘‘ihtiyaç duyulmayan’’ bir tartışma başlatacağı ortadayken bu genelgeyi büyükelçiliklere yollamak şart mıydı?

Bundan kim ne kazanacak?

Daha onun stresi bitmeden 23 Nisan resepsiyonu sıkıntısı.

Bayan Arınç katılacak mı, katılmayacak mı?

Katılmayıverse boyu mu kısalır?

Bireysel özgürlükmüş.

Yetiyorsa gücün, kuralı değiştir.

Yetmiyorsa kurala uy.

Camiye ‘‘mayoyla’’ girmek isteyene de ‘‘bireysel özgürlük’’ diyecek misiniz?

En ‘‘sevimli’’ bayramımızı bile bize zehir edecekler.

Muhalefet resepsiyonu protesto ediyor.

Askerlerden gelen haberler ciddi. Kapıya kadar gelecekler.

Bayan Arınç oradaysa ya dönecekler, ya da Arınçlar'ı pas geçip salona girecekler.

Boşa gerilim.

Bu ülkeyi germeye kimin ne hakkı var. Ne geren kazanıyor, ne gerilen.

Olan millete oluyor.

Yapmayın Allah aşkına.

Adam gibi yönetim şu ülkeyi.

Yeter yahu!

KKTC halkı AB’ye girdi


KIBRIS'ta Türk tarafı ilk kez hamle üstünlüğünü ele geçirdi. Yıllardır ‘‘edilgen’’ taraf gibi görünen KKTC, Güney'e geçişi serbest bırakarak çok iyi bir hamle yaptı. Rum tarafının eli kolu bağlı. Çünkü onlar Kıbrıs'ı tek ülke olarak gördükleri için bunu engelleyemezler.

Engelledikleri anda bölünmeyi kabul etmiş sayılacaklar.

Engellemedikleri takdirde KKTC halkı, Avrupa Birliği içinde serbest dolaşım hakkını elde etmiş olacak.

Bir anlamda KKTC, AB üyesi olamıyor ama KKTC yurttaşları AB üyesi oluyor.

Bu önemli bir hamle.

Sadece Kıbrıs Rumları açısından değil, Avrupa Birliği açısından da sonuçları var ve her ikisini rahatsız edici.

Bu iyi bir hamle ama bir sonuç değil. Bundan sonraki adım da planlanmışsa iyi.

Yoksa orta vadede geri tepebilecek bir silah.

Bayar: İcazeti milletten alırız


TÜRKİYE'de siyasetin içinde olduğu için sevindiğim bir siyasetçi var: Mehmet Ali Bayar. Dışişleri'ndeki düzgün bir kariyerin ardından siyasete atıldı.

Siyaset geleneğinden, parlak bir adam.

Girişinde işe cuma namazıyla başlamasını eleştirmiştim.

Bir daha böyle bir hatası da olmadı.

İşte o Mehmet Ali Bayar'ın adı üç gün önce bir yazımda geçti.

ABD'deki Türk dostu çevrelerin Mehmet Ali Bayar'ın kendileriyle ilişkilerini koparmış olmasından duydukları ‘‘kırgınlığı’’ yazdım.

Bayar hemen aradı. Bir de açıklama gönderdi:

‘‘Türkiye'nin Amerika'daki hangi dostlarına atıfta bulunuyorsun bilmiyorum. Ancak yazından da memnuniyetle gözlemlediğim gibi, gerek Sayın Genel Başkan Mehmet Ağar, gerek ben, gerekse tüm DYP'liler siyaseti herhangi bir yerden icazet alarak değil, sadece milletten, bu ülkenin vefakár insanlarından icazet ve destek alarak yapmayı ilke olarak kabul etmiş insanlarız.’’

Bayar'
ın bu sözlerinin ‘‘doğru’’ olduğunu biliyorum.

Bu ‘‘doğru’’nun DYP'ye ne kazandıracağını ise birlikte göreceğiz.

Bravo Beşiktaş’a


DÜN Pascal Nouma ile ilgili yazımı yazdım ve anneme doğum günü hediyesi almak için bir alışveriş merkezine gittim.

Dolaşırken karşıma Beşiktaş menajeri Sinan Engin çıktı.

Ayaküstü konuştuk.

‘‘Hata yapıyorsunuz’’ dedim, ‘‘Nouma'nın yaptığı Beşiktaş'a yakışmıyor. Korumak Beşiktaş'a zarar verir’’.

‘‘Haklısın’’
dedi ve anlattı:

‘‘Nouma'nın yaptığı hareketi biz kulübeden tam olarak göremedik. Açıkçası ben büyütmeyin derken Nouma'nın tam olarak ne yaptığını bilmiyordum. Bildik deliliklerinden biridir diye düşünüyordum. Rezaleti televizyonda gördüm. Korunacak tarafı yok.’’

‘‘Ne yapacaksınız?’’
diye sordum.

‘‘Başkan çok öfkeli. Artık Beşiktaş'ta oynayamaz. En geç sezon sonu da gider’’ diye yanıtladı.

Ertesi gün, yani dün toplanan Beşiktaş Yönetim Kurulu ‘‘100 yaşındaki’’ bir Beşiktaş'a yakışanı yaptı ve sezon sonunu bile beklemeden Nouma'nın biletini kesti.

Beşiktaş yönetiminin bu kararı, Türkiye'deki tüm spor yöneticilerine ibret olacak bir karardır.

İnönü Stadı'nda skorbordun altında Atatürk'ün ‘‘Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim’’ sözü yazardı.

Hálá yazıyor mu bilmem. Ama o cümlenin Beşiktaş yönetiminin ruhuna kazındığını anladım.

Bravo Beşiktaş'a!..

Helal olsun Serdar Bilgili dostuma.

NOT: Galatasaraylı Volkan'ın sevinme biçimine de epey tepki geldi. Bu vesile ile Galatasaray yönetiminin de futbolcularını sevinç gösterilerinin insanları rahatsız etmeyecek derecede ölçülü olması gerektiği konusunda uyarması gerekiyor.

NOT: Bu yazıyı yazmış bitirmiştim ki, Serdar Bilgili aradı. Nouma hakkındaki kararını maç anında verdiğini, ancak yönetim kurulunun onayını almak için düne kadar beklediğini söyledi. Başkan Bilgili, Teknik Direktör Lucescu'nun da yönetimin kararına büyük saygı duyduğunu iletti.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?


Bozmaya programlanmış beyinler, yapmayı da düşünebildiği zaman.
Yazarın Tüm Yazıları