DENİZ Baykal ilk aradığında saat galiba 07.45'ti. Ben de banyodaydım.
Haliyle o anda konuşamadık.
Anladığım kadarıyla sabah uyanır uyanmaz benim Süreyya Ayhan'la ilgili yazımı okumuş ve cevap verme ihtiyacı hissetmiş. Daha sonra konuştuk.
‘‘Olur mu Sevgili Altaylı, ben Süreyya kızımız hakkında böyle konuşur muyum?’’ diye sitemle başladı.
Kendi ifadesiyle ‘‘ilk anda büyük bir hayal kırıklığı’’ yaşamış. ‘‘Hangimiz yaşamadık ki?’’ dedim. Baykal,Süreyya Ayhan'ı 1 yıldır her yarıştan sonra aramış. ‘‘Paris'e beni o çağırdı. Mutlaka orada olmalısınız dedi. Ben de kalkıp gittim. İyi ki de gitmişim. Süreyya ile yakın sevgi ve dostluk içindeyiz. Yarıştan sonra üzgündü. Ben teselli ettim. Hiç olur mu, 1'incilik, 2'ncilik ne fark eder. Ruhi Sarıalp'ten beri böyle bir kürsüye çıkmamışız. Ben bu başarıyı nasıl görmezden gelirim. Paris'te Yunanlı bir yetkili yanımıza geldi, ‘Üzülmeyin. Altını Atina'da biz vereceğiz' dedi. Ben de aynı kanaatteyim. Anadolu'nun bağrından, Çankırı'dan çıkıp bu başarıları bize getiren kızımıza kızmamız mümkün değil’’ diyen Baykal, bu sözlerinin kamuoyuna iletilmesini de rica etti.
Aynen iletiyorum.
Cem Uzan'a hodri meydan
UZAN Ailesi'nin vitrindeki ferdi Cem Uzan, ailesi hakkında ilk kez olarak hukukun ve idarenin görevini yapmasından dolayı öfkeli.
Haklı da. Şimdiye kadar istedikleri gibi at oynattılar. Şimdi birden işleri bozuldu.
Cem Uzan, kimsenin kendilerini dinlemediğini, kimsenin kendilerine söz hakkı vermediğini söylüyor ve yakınıyor.
‘‘Her televizyon kanalında, her gazetecinin karşısına çıkmaya hazır olduğunu’’ söylemiş ve eklemiş: ‘‘Korkusuz bir gazeteci arıyorum.’’
Yeni adamları da aynı telden çalıyor ve Cem Uzan'a ekranını açacak bir televizyon aradıklarını söylüyorlar.
Ben de ‘‘Buyrun’’ diyorum.
O cesur bir gazeteci arıyormuş.
Ben merak ediyorum, acaba Cem Uzan benim karşıma çıkacak kadar cesur mu?
Hadi gelsin. Teke Tek.
Öyle meydanlara çıkıp, şarkıcılardan sonra esip gürlemek kolay. Gelsin ve belgelerle konuşalım.
Var mı yüreği...
AKP kadın aday arıyor
YEREL seçimlere 5 aydan biraz fazla bir süre var ama Tayyip Erdoğan’a ‘‘Oylarınız iyi durumda baskın yerel seçim var mı?’’ diye sordum. Olmadığını söyledi. Ancak bir başka soruma verdiği yanıttan AKP'nin kendini her an seçime hazır hissettiğini, hatta bir genel seçime bile hayır demeyeceğini anladım. Ancak Tayyip Erdoğan, Yargıtay'ın DEHAP ile ilgili vereceği karara bağlı olarak, YSK'nın DYP'nin parlamentoya girmesine yeşil ışık yakacağına inanmıyor.
Yerel seçimler, genel seçimlerin rövanşı olacak. AKP yönetimi yerel seçimlerde çok da fazla zorlanmayacağı görüşünde. Yerel seçimi çok önemsiyorlar. Çünkü asıl yerel yönetimlerde yapacakları hizmetlerle yükseleceklerini düşünüyorlar.
Ankara'yı banko alacakları inancındalar. Aday Melih Gökçek gibi. İstanbul henüz net değil. Gürtuna olmaz değil ama zayıf ihtimal. Parti yönetimi İstanbul'da kimin aday olacağına pek karışmayacak. ‘‘İstanbul'u Genel Başkan'dan daha iyi kimse tanıyamaz. Kararı o verir. Orası onun evi’’ diyorlar.
İzmir AKP'nin en güçsüz olduğu büyük kent. Fakat AKP'nin İzmir'de bir kadın aday göstermesi çok muhtemel. Hem de İzmirlilerin tanıyıp bildiği ve sevdiği bir kadın aday. Sadece İzmir'de değil, başka il ve ilçelerde de Genel Başkan Erdoğan'ın ‘‘Kadın aday bulun’’ talimatı verdiği söyleniyor. Erdoğan siyasette kadın ağırlığını arttırma kararını arkadaşları ile paylaşmış.
Son zamanlarda adı AKP ile birlikte anılan Gaziantep Belediye Başkanı Celal Doğan'la ilgili resmi bir gelişme yok ama AKP'nin tavrı, ‘‘Gelirse kapımız sonuna kadar açık. Seviniriz’’ şeklinde.
Anladığım kadarıyla AKP, yerel seçimde genel seçimden daha büyük bir oy oranı bekliyor.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Sorumsuzluk, sorumluluktan daha geçer akçe olmadığı zaman.