Paylaş
Turizm Bakanı Erkan Mumcu, yazıma yanıt yollamış.
Bakan iddialarımın gerçek dışı olduğunu beyan ediyor. Açıklamayı aynen yayınlıyorum.
Kimin iddialarının gerçek dışı olduğu yolundaki yorumu da değerli okurlarıma bırakıyorum:
‘‘... Yaklaşık iki ay önce Antalya-Ankara seferini yapan THY uçağına binmek üzere zamanında havaalanına geldim. Uçağa biniş saatinden çok önce havaalanında olmamıza karşın, neden bekletildiğimizi ve uçağa alınmadığımızı THY personeline sordum. Personelden uçağa ancak bir süre sonra alınacağımız yanıtını aldım. Bu diyaloğa Antalya Vali Yardımcısı ve Emniyet Müdürü de tanıktır.
Bir süre daha geçtikten sonra diğer VİP yolcularla beraber uçağa alındık. Uçağın havalanmasının ardından kaptan pilot uçuşa ilişkin bilgiler verirken, kalkışa neden olan gecikmenin VİP yolcularının alana geç gelmesinden kaynaklandığını belirtti. Kaptan pilot geciken VİP yolcularının ismini zikretmedi ama bu bana ve diğer VİP yolculara yapılmış bir haksızlıktı.
Yazıda öne sürüldüğü gibi bu anda benim ‘‘Yolcuların korkuyla izlediği şekilde kokpite girmem’’ kesinlikle gerçek dışıdır.
Tam aksine hostese gecikmenin VİP yolcuların alana geç gelmesinden kaynaklandığı yolundaki anonsun yanlış olduğunu söyledim ve pilotun anonsu düzeltmesini istedim. Hostesimiz bu talep üzerine pilotla görüştükten sonra yanımıza geldi ve kaptan pilotun yerden aldığı bilgileri anons etmek zorunda olduğunu ve düzeltemeyeceği cevabını verdiğini iletti. Bu diyaloglara diğer VİP yolcuları da tanıktır.
Başka bir şey söylemeden, Ankara'ya inişimizde otomobilimle alandan ayrıldım. Bu uçuşla ilgili olarak da hiçbir şikáyet ya da başvuruda bulunmadım.
Ancak uçuş ekibi bu diyaloğu THY Genel Müdürlüğü'ne iletmiş. Bir süre sonra THY Yönetim Kurulu Başkanı Cem Kozlu, kendisine de ulaşan bilgiler doğrultusunda beni aradı ve kurumu adına özür diledi. Kozlu yer hizmetlerinden alınan raporlardan gecikmenin VİP yolculardan değil, yer hizmetlerinden kaynaklandığını, söz konusu anonstan ötürü de tekrar tekrar özür dilediğini belirtti.
Ben iddia edildiği gibi pilotun işten atılması ya da cezalandırılması bir yana, sorunun bu şekilde giderilemeyeceğini, bu tür yanlışlıklarla sadece VİP yolcularının değil, normal yolcuların da mağdur edildiğini söyledim. Üstelik uçuşlarda böylesine bir gecikme olduğunda VİP yolcularının da diğer yolcular gibi uçakta bekletilmesinin, bu türden yanlış anlamaları önleyeceğini ifade ederek Kozlu'dan pilotun cezalandırılmamasını istedim.
Ayrıca, anılan pilot bir süre sonra bir dostum aracılığıyla benden özür diledi ve tutumumdan ötürü teşekkür etti...’’
THY'nin de benzer bir açıklaması var sevgili okurlar.
THY de, uçağın gecikme nedeninin VİP yolcularından kaynaklanmadığını, ancak pilotun yanlış bir anons yaptığını kabul ediyor.
Bu açıklamalar doğrultusunda karar sizin.
Ben VİP salonunda olanları bilemem. Çok önemli zatlar orada bekliyor olabilirler. Anons hatalı olabilir. Ancak benim iddia ettiğim anons yapılmış.
Bakan Mumcu'nun söylediklerinden birini destekliyorum.
Böyle olaylar yaşanmasın isteniyorsa, gecikmelerde VİP'ler de uçakta beklesin. Yani uçağın kapısı zamanında kapansın.
TCDD ihalesinde 288 milyarlık kazık
DEVLET Demiryolları Türkiye'nin en fazla zarar eden KİT'lerinden. Hatta birincisi. Bu kurumda zararlar trilyonlarla ölçüldüğü için olsa gerek birkaç yüz milyarlık küçük soygunlara kimse ses çıkarmıyor.
1998 yılında Haydarpaşa 1. Bölge Müdürlüğü'nün temizlik işleri ihale ile bir firmaya verilir.
Firma 1 yıl süreyle bu işi sorunsuz yapar.
1999 yılı gelince aynı firma, aynı işi 325 milyar liralık bedelle yapmayı taahhüt eden bir mektup yazar. Çünkü sözleşmeye göre taraflar aksine bir tutum belirlemedikçe sözleşme enflasyon oranında yapılacak artışla bir yıl daha uzatılacaktır.
Bölge müdürlüğü bu teklifi yeterli bulmaz. Aynı firmadan asgari ücretin belirlenmesinden sonra ücret artışı talep edilmeyeceğine dair bir başka yazı istenir. Firma onu da verir.
Bölge müdürlüğü 325 milyar liralık teklifin genel müdürlük tarafından çok bulunduğunu söyleyince teklif 310 milyara çekilir.
Devlet sıkı ve güzel bir pazarlık yürütmektedir.
Aradan bir ay geçer. Bölge müdürlüğü genel müdürlüğün 1 yıllık sözleşmeye onay vermediğini söyler ve haziran ayında 2 aylık bir sözleşme yapılır.
Sözle sona ermek üzereyken, firma bölge müdürlüğüne bir yazı yazıp, sözleşmenin uzatılıp uzatılmayacağını sorar.
Yanıt alamaz.
Sonra bir ortaya çıkar ki, ihale açılmış, ihaleyi alan Üsküdar'ı geçmiş.
Diyeceksiniz ki, ne var bunda?
Ne olacak kazık var.
310 milyar liralık teklife karşılık, iş 598 milyar lira teklif edene verilir.
Diyeceksiniz ki, ucuz işin yahnisi olmaz.
İyi de o yahni 1 yıl süreyle olmuş, iki ay ek süreyle de olmuş. O zaman olmuş da, sonra niye olamamış? 288 milyar liralık farka değecek bir yahni mi var ortalıkta!
Prefabrik fabrikası faaliyete geçiyor
BAYINDIRLIK Bakanı Koray Aydın aradı. Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nün prefabrik konut fabrikası ile ilgili yazılarıma cevaben aramış.
Yalan yazıyorsun falan demedi.
Yazıları takip etmiş.
Genel Müdürlüğe ait fabrikanın 1992 yılının sonunda kapatıldığını, göreve gelir gelmez bu fabrikayla ilgili tespitler yaptırdığını söyledi.
Fabrikanın personelini dağıtıldıkları kurumlardan toplayabildiği kadarıyla toplamış ve fabrikayı yeniden harekete geçirmiş.
Benim yazımda söz ettiğim bahçede istiflenen prefabrik konutları da hemen deprem bölgesine yollamış.
Biraz abarttığımı, bahçede 10 bin konutluk değil, 1000, 1200 konutluk parça olduğunu ve bunların deprem bölgesine nakline başlandığını söyledi.
Sayın Bakan'a yanıtında kullandığı üsluptan ve gereğini yapmakta gösterdiği hassasiyetten ötürü teşekkür ediyorum.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Köşe yazarlarına yanıt vermeyi hakaret etmek zannetmediğimiz zaman.
Paylaş