ASMALI Konak'ın ‘‘öykü yazarı’’ Meral Okay ve başrol oyuncusu Özcan Deniz'i Teke Tek'te konuk etmek için Kapadokya'dayım.
Özellikle Ürgüp değil Kapadokya diyorum. Çünkü öykü Ürgüp'ten Avanos'a, Uçhisar'dan Yelve'ye kadar bölgenin tamamında geçiyor.
Kapadokya, Tanrı'nın Anadolu'ya bir armağanı.
Ama emin olun ki, Türklere, yani bizlere değil.
Kapadokya'da çok sayıda yerli turistle karşılaştım.
Ancak hemen hiçbiri, Tanrı'nın sevgili kulları olarak bu müthiş bölgede bulunduklarının farkında değiller.
Büyük bölümü Türkiye'nin farklı kentlerinden gelmişler.
Gelişlerinin tek bir amacı var: Asmalı Konak...
Gelip dizinin çekildiği mekánı geziyorlar.
En büyük hayalleri Nurgül Yeşilçay'ın gözlerini, Özcan Deniz'in kirpiklerini bir an görebilmek.
Hiç itirazım yok.
Şüphesiz, onlar da Tanrı'nın özene bezene yarattıklarından ama ya bir adım ötesi...
Asmalı Konak bir hayal.
Oysa Kapadokya gerçek.
Hayal peşinde yüzlerce kilometrelik yolları aşanların, Tanrısal gerçekle, doğanın en muhteşem yapıtlarından biriyle burun buruna gelmelerine rağmen bu şanslı ‘‘kör randevudan’’ kaçmalarına akıl erdiremiyorum.
Asmalı Konak peşinde Anadolu bozkırının en kurak noktasına gelen benim yurttaşlarım, burunlarının dibindeki Kapadokya'yı ıskalayıp geçiyorlar.
Öğrencileri ile birlikte gelen öğretmenler bile gezilerini ‘‘Konak'la sınırlıyorlar.
Oysa unutmasınlar, Meral Okay'da o keskin zeká, o hınzır gözlemcilik, o dáhi kalem oldukça daha çooook Asmalı Konaklar yaratır.
Oysa Tanrı bile sadece bir Kapadokya yaratmış.
Ama bizler için değil...
Değerini anlayanlar için.
ÇEAŞ ve Kepez, İmarbank'tan kurtulmalı
ÇEAŞ ve Kepez'e el konmasıyla birlikte Uzanlar'ın ‘‘düzeneğinde’’ çok ciddi bir dişli devreden çıkmış olacak. Ancak bu dişlinin çevirdiği mekanizmanın çok önemli ayaklarından biri de İmar Bankası.
Geçmiş dönemlerde hazırlanmış SPK raporları, Uzanlar'ın İmar Bankası'nı kullanarak ÇEAŞ ve Kepez Elektrik şirketlerinin kárlarını nasıl kendi ceplerine aktardığını gösteriyordu.
Bu iki kuruluş, ellerindeki büyük miktarda nakit parayı grubun bankalarına yatırıyor, parayı bu bankalarda düşük faizle tutarak halka açık şirketlerin kárını aileye ait bankaya aktarmış oluyorlardı.
ÇEAŞ ve Kepez'in nakit ihtiyaçları ise yine ya bu iki bankadan, ya da bu gruba ait Kıbrıs'ta mukim İmar off Shore LTD Bankası'ndan, ancak bu kez yüksek faizle karşılanıyordu.
Bu durum İmar Bankası hakkında Hazine murakıplarınca hazırlanan raporlara bile yansımıştı.
ÇEAŞ ve Kepez'de yeni yönetimler eğer bu soygun düzenini gerçekten bozmak istiyorlarsa, bu iki şirketin paralarını İmarbank'tan acilen kurtarmak zorundalar.
Ben eminim ki, bu paralar Uzanlar'a ait bankalarda çok uzun vadeli olarak yatırılmış, eğer öyle değilse bile son birkaç günde o şekle çevrilmiştir.
ÇEAŞ ve Kepez, İmarbank'tan mutlaka kurtulmak zorundadır. Bu yapılırken de şirketlerdeki belgeler ile bankadan Hazine'ye verilen bilgiler mutlaka karşılaştırılmalıdır.
Bu karşılaştırma, çok önemli başka meselelere de ışık tutabilir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bakarkörlük ulusal hastalığımız olmaktan çıktığı zaman...