Adalet Bakanlığı'ndan eroin taciri Urfi Çetinkaya'ya transfer

EROİN taciri Urfi Çetinkaya'nın yıllar süren bir uğraş sonucu tonlarca eroinle yakalanmasının ardından bir ‘‘hákim’’ tarafından ‘‘sağlık nedenleri’’ ile serbest bırakılması tüm ülkeyi hayretlere düşürdü.

Ancak Urfi Çetinkaya'nın hukuku ele alış biçimi sadece bu olayla değil, az sonra anlatacağım ‘‘avukatlık anlaşması’’ ile hepinizi daha da hayrete düşürecek boyutta.

Kendini hapisten çıkarış biçiminden de anlaşılacağı üzere Urfi Çetinkaya'nın arkasında sıkı bir ‘‘hukuki danışmanlık’’ var.

Çetinkaya'ya bu danışmanlığı ‘‘bakanlığın içinden’’ sayılabilecek birileri veriyor.

İlginçtir ama Urfi Çetinkaya'nın avukatı eski Adalet Bakanlığı Uluslararası İlişkiler Genel Müdürü Cenk Alp Durak.

Eski bir hákim olan Cenk Alp Durak, Adalet Bakanlığı Uluslararası İlişkiler Genel Müdürlüğü'nden emekli olduktan hemen sonra eroin kaçakçısı Urfi Çetinkaya'nın avukatlığını üstlendi.

Aslına bakarsanız burada ‘‘yasaya aykırı’’ bir durum yok.

Hákimler emekli olduktan sonra avukatlık yapabiliyorlar.

Bununla ilgili bazı sınırlamalar var ama o da sadece görev bölgesiyle ilgili.

Bunun dışında bir sınır yok.

Böyle bir sınır olmayınca da her şey olabiliyor.

En üst düzeyden emekli olan biri, olmadık birinin avukatlığına soyunabiliyor..

Hal böyle olunca da Adalet Bakanlığı'nda genel müdür seviyesine yükselmiş birisi kalkıp bir eroin tacirinin avukatlığını alabiliyor.

Peki hukuki bir sınırlama olmaması, ahlaki bir sınır olmamasını da sağlıyor mu?

Orasını bilmiyorum.

Bence en iyisi siz karar verin!

Uç uç böceği

GEÇEN gün iç hatlarda ‘‘ucuz’’ sefer yapacak olan Fly Air'e Ulaştırma Bakanlığı tarafından yönetmeliklere aykırı olarak yapılan bir ‘‘kıyağı’’ duyurmuştum.

Ulaştırma Bakanlığı'ndan ve ilgili genel müdürlükten hiç ses çıkmadı.

Açıkçası çıkmasını da beklemiyordum.

Çünkü Ulaştırma Bakanı'nı geçmişteki ‘‘gemi’’ mevzularından tanıyoruz.

Ben Ulaştırma Bakanı'nı Bakanlar Kurulu'ndaki ‘‘çürük elma’’ olarak gördüğümü zaten daha önce de yazmıştım..

Çürük elmaların ortak özelliği çevrelerindeki elmaları da çürütmeleridir.

Umarım bu kez öyle olmaz.

Fly Air ile ilgili yazıma bir kaptan pilottan tepki geldi.

‘‘Teminat mektubu yerine senet alınmasına kızmışsınız. Ama bu zaten çok hatalı bir uygulama. O teminat mektupları bir işe yaramıyor ki’’ diyor.

Haklı olabilir. Böyle bir durumda yapılması gereken yönetmeliği değiştirmek ve uygulamadan vazgeçmektir. Adamına göre muamele yapmak değil.

Fly Air meselesine gelince. Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne teminat mektubu yerine senet vermiş olmaları o senedin ‘‘gerektiği zaman’’ ödeneceği anlamına gelmez.

Çünkü Fly Air'in sicilinde ‘‘ödeme yapmamak’’ gibi bir özellik var.

Şimdilerde Fly Air olarak ucuz taşımacılık yapmaya ve millete hizmet etmeye soyunan bu kuruluş daha önceleri yurtdışına charter seferleri yapıyordu.

Ancak o zamanlardaki ticari adı biraz değişikti.

Geçmişte Air Anatolia adıyla yurtdışına uçan bu şirket bir anda ‘‘okus pokus’’ yaparak adını değiştirdi ve Fly Air oldu. Yurtdışında Air Anatolia olarak uçması mümkün değildi çünkü Avrupa hava trafiğini düzenleyen kuruluş olan ‘‘Eurocontrol’’a yaklaşık 16 milyon dolar borcu vardı. Air Anatolia bu borcu ödemektense adını değiştirdi ve birkaç bin dolarlık boyayla 16 milyon dolarlık bu sorunu halletti.

Umarım önümüzdeki dönemde de adını değiştirmek zorunda kalmaz.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Kirlenmeyle mücadele ettiklerine bizi inandıranlar, yanı başlarında başlayan kirlenmeyle de mücadele ettikleri zaman.
Yazarın Tüm Yazıları