ABD'nin iki seçenekli maliyet hesabı

TÜRKİYE, ABD'den savaşta uğrayacağı zararlar için ‘‘para’’ isterken, Amerikan Senatosu da savaşın maliyetini öğrenmeye çalışıyor. Senato Bütçe Komisyonu, Kongre Bütçe Ofisi'nden ‘‘Irak'a yapılacak harekátın kaç dolara mal olacağı’’ konusunda bilgi talep ediyor.Kongre Bütçe Ofisi Direktörü Dan L. Crippen'ın verdiği yanıt hayli karışık. Crippen, bölgeye yollanacak asker sayısının tam olarak belli olmadığını, ancak sadece savaşacak unsurların savaş bölgesine ulaştırılmasının maliyetinin 9 ila 13 milyar dolar arasında değişeceğini belirtiyor. Bütçe Ofisi'nin raporuna göre savaşın maliyeti ise aylık olarak 6 ila 9 milyar dolar arasında değişecek. Savaşın süresi bilinmemekle birlikte aylık maliyet bu civarda olacak. Irak'ın işgal edilmesi ise ayrı bir maliyet unsuru. Senato'ya sunulan rapora göre, Irak'ın işgali halinde Amerikan ordusu ayda 1 ila 4 milyar dolar arasında bir ek maliyet yüklenecek. Savaş sonrası aynı birliklerin görev yerlerine dönüş maliyeti ise 5 ila 7 milyar dolar olacak. Kongreye sunulan bu rapor gösteriyor ki, Pentagon, Irak'a saldırı konusunda iki ayrı plan üzerinde çalışıyor. Bunlardan biri ‘‘Heavy Ground Force Option’’ yani ‘‘Kara Gücü Ağırlıklı Harekát’’ diğeri ise ‘‘Heavy Air Option’’ yani ‘‘Hava Ağırlıklı harekát’’. Bu iki seçenek çok farklı askeri yığınak gerektiriyor. Kara Gücü Ağırlıklı Harekát seçeneğinde karar kılınması halinde bölgeye sevk edilecek Amerikan askeri sayısı 367 bin. 72 bin yedek ise her an sevk edilecek şekilde hazır bekleyecek. Hava Ağırlıklı Harekát halinde ise bölgeye 253 bin Amerikan askeri gelecek. 55 bin rezerv ise hazır olarak bekleyecek. Bu rakamlar 1. Körfez Savaşı'ndaki sayının altında. ‘‘Çöl Fırtınası’’ olarak adlandırılan 1. Körfez Savaşı sırasında bölgeye gelen Amerikan askeri sayısı 540 bin, yedek sayısı ise 115 bindi. Pentagon bu kez yaklaşık yüzde 30 daha az askerle Irak'ın işini bitirmeyi hedefliyor.. Savaş yardımı da hortumculara mı verilecek?HÜKÜMET Türkiye'nin olası bir savaşta uğrayacağı kayıplara karşılık ABD'den yüklü miktarda para talep ediyor. Haklı bir talep.Çünkü Türkiye'deki iş dünyası daha savaş çıkmadan büyük kapılara uğramaya başladı bile. Bu yüzden ABD'li yetkililerle görüşen bakanlarımız her seferinde bu zararı gündeme getirip, tazminat talebimizi yineliyorlar. Bu işin Türkiye ile ABD arasındaki boyutu. Meselenin bir de iç boyutu var ki, bu hiç konuşulmuyor. ‘‘Bu para Türkiye'de ekonomiye, daha doğrusu savaştan zarar gören sektörlere nasıl aktarılacak?’’Hükümetin hiçbir konuda planı olmadığı gibi, korkarım bu konuda da bir planı yok.Mesela turizm. Bu işten doğrudan zarara uğrayacak sektörlerden biri. Hükümet turizmcilerin uğrayacağı zararı nasıl karşılamayı düşünüyor?ABD'den gelecek bilmem kaç milyar dolardan turizm sektörüne ne kadar bir pay düşecek ve bu pay turizme nasıl aktarılacak?Bir fikri olan var mı?Sizin aranızda demiyorum, hükümette bu konuda bir fikri olan var mı? Zannetmiyorum. Sektörler bu konuda bir çalışma yapıyorlar mı, hükümet bu çalışmalara nasıl bakıyor bilmiyoruz. Turizm yatırımcılarının kredileri faizsiz ertelenecek mi, SSK ve vergi ödemeleri faizsiz olarak bir süre askıya alınacak mı? Doğrudan para verilerek mi destek sağlanacak? Geçen yıl kazandırdıkları ve bozdurdukları döviz miktarına orantılı bir yardım mı yapılacak? Bu konuda hiçbir bilgi yok. Ama olması gerek. Çünkü korkarım sonunda ABD'den gelecek milyarlarca dolar ekonominin desteklenmesinde değil, yine birkaç batık bankacının kurtarılmasında kullanılacak!20 aylık bebeyle reklam SUAT Yalaz bir faks çekmiş. Ekinde benim ‘‘Başbakanlık mı, Babalık mı?’’ yazım. Özetle ve biraz sansürle şöyle diyor: ‘‘Haber bülteninizde gördüm, top sakallı bir baba(!). Gazeteciymiş. 20 aylık yavrusunu üstünü naylonla örttüğü çocuk arabasına bindirmiş, arabaya bir de savaşa hayır pankartı iliştirmiş. Dondurucu soğuklarda, tipi altında Ankara'ya protesto yürüyüşü yapıyor. Buram buram reklam kokuyor. Birilerinin ya da doğrudan polisin müdahale edip, yavruyu bu s...ğın elinden kurtarması gerek.’’Bence Suat Yalaz haklı. Sizce?NE ZAMAN ADAM OLURUZ?Bin kişilik referans kitlesine yazı yazmakla köşe yazarı olunmayacağı anlaşıldığı zaman.
Yazarın Tüm Yazıları