Fatih Altaylı: AB olmasaydı biz zehirlenmiştik

TARIM Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp Beyefendi, ‘‘standart dışı ilaçlı’’ biberlerimizin Avrupa Birliği'nden dönmesini de, kendine yakışan bir tavırla, ‘‘Türk düşmanlığına’’ ve ‘‘Türkiye karşıtı lobilere’’ bağladı.

Aslında böyle yapmak zorundaydı. Çünkü aksi takdirde, ‘‘Ben ve bana bağlı bakanlık görevini yapmadığı için Türkiye tarım dış satımında büyük bir sıkıntıya girmiştir’’ demesi gerekecekti.

Bilinçsiz bir üreticinin hatası, Tarım Bakanlığı'nın ‘‘denetimsizliği’’ ile birleşince ortaya bu rezalet çıktı.

Büyük bölümü son derece bilinçli olan ve ‘‘doğru’’ ilaçları kullanan üreticiler de, bunların üretimlerini yurtdışına pazarlayan firmalar da büyük darbe yediler.

AB ülkeleri eskiden güvenip ‘‘gözü kapalı’’ aldıkları ürünleri bile artık ‘‘analiz etmeden’’ almıyorlar.

Bunun sonucunda ihracata hazırlanan on binlerce ton sebze ve meyve şu anda depolarda bekletiliyor.

Bunların ‘‘bekleyebilme’’ süresi de kısıtlı olduğu için, belki de büyük bölümü bozulup atılacak.

Oysa Tarım Bakanlığı, Hüsnü Yusuf Gökalp'in doğduğu yerleri koruma ve güzelleştirme bakanlığı haline getirilmemiş olsa ve ‘‘Tarım Bakanlığı’’ gibi iş görseydi bunların hiçbiri olmayacaktı.

Bu olayın dış satım yanı.

İşin bir de içerde vatandaşın korunması tarafı var.

Öyle ya, Avrupa'ın ‘‘üzerindeki ilaç zehirli’’ diye geri çevirdiği mal, Türkiye'de olsa şimdi pazarlardaydı ve biz o ‘‘zehirli’’ ürünleri yiyor olacaktık.

Çünkü bizim Tarım Bakanlığı bu malları denetlemiyor olacaktı.

Şimdi sakın kalkıp da bana ‘‘İçerde satılacak olsaydı. O zaman denetlerdik’’ demesinler.

Bu hem yalan olur, hem de insanlık dışı bir sorumsuzluk örneği.

Aracıyla teknik direktör ikna edilir mi?


GAZETELERDEN okuduğum bir haber beni ‘‘dehşete’’ düşürdü. Mehmet Ağar, ‘‘Galatasaray yönetimi, Fatih Terim'i ikna etmek için benim aracılılığımla manevi baskı yapıyor’’ demiş.

Ben hayatımda böyle bir şey duymadım da, görmedim de.

Adı hiç önemli değil, bir teknik direktör Galatasaray yönetimini ‘‘adam yerine koymayacak ve kaale almayacak’’ ve Galatasaray yönetimi de kendini ‘‘adam yerine koydurmak için’’ bir aracıdan ‘‘yardım isteyecek’’.

Olacak iş değil.

Bir yönetim en fazla, bir ‘‘yoklama’’ için yardım isteyebilir.

Ötesindeki her şey Galatasaray yönetiminin kendini küçük düşürmesinden başka bir anlam ifade etmez.

Benim 20 küsur yıldır, üstelik de yakından tanıdığım Özhan Canaydın ise Galatasaray'ı küçük düşürecek en son kişidir.

Ben inanmak istemediğim bu haberde, tam tersi bir hava seziyorum.

Yani Ağar'ın işlevi tam tersi istikamette.

Bildiğimden değil, sadece hissiyat.

Ama açıkçası pek ender yanılırım.

Müzeler Türklere haram


23 Nisan günü milli sarayların ve müzelerin kapılarında büyük bir ‘‘utanç’’ yaşandı.

Tatilden faydalanıp çocuklarına Türk tarihini, Türklerin geçmişini göstermek isteyen anne ve babalar müze kapılarından büyük bir utançla döndüler.

Çünkü fahiş fiyatlar ana ve babaların çocuklarıyla birlikte müze gezmelerinin önünde büyük bir engeldi.

Kapıya gelenlerin pek çoğu fahiş fiyatları görünce geri dönmek zorunda kaldılar.

Bakanlık kendince bir uygulama yapıp çocuklar için bir indirim yapmıştı ama çocuklar müzeyi yalnız başlarına nasıl gezebilirdi ki?

Kimileri çevre illerden, binbir zahmetle gelmiş çocuklar ve büyükleri müzeleri gezemeden evlerine döndüler.

Çünkü 4 kişilik bir ailenin tek bir müze ziyareti yarım asgari ücretti.

İki müze bir asgari ücreti götürüyordu.

Ana babalar hem çocuklarına yeni bir şeyler gösterememenin hayal kırıklığı, hem de parasızlık yüzünden kapıdan dönmenin utancını yaşadılar.

Umarım Kültür Bakanlığı bu konuda bir aile tarifesi oluşturur ve ana-baba-çocuk grupları için makul bir fiyat belirler.

Yoksa ülkemizin tarihini oluşturan bu anıt eserleri, yabancılardan sorarak öğrenebileceğiz.

Ameliyat işi tamam


BU köşede dün yayınlanan bir haberde, işsiz kaldığı için eşinin göz ameliyatını yaptıramayan bir sabakalıdan söz etmiştim.

Sabah erken saatlerde Dünya Göz Hastanesi'nden aradılar ve bu okurumun eşinin ameliyatını derhal ve ücretsiz yapacaklarını bildirdiler.

Gerekli teması sağladık.

Dünya Göz Hastanesi'ne teşekkür ediyorum.

Okurumun eşine de acil şifalar diliyorum.

Şampiyonluk öyküsü yarın


GALATASARAY'ın bazılarınca mucize olarak nitelenen şampiyonluğunun nasıl geldiğini ve bu şampiyonluğun daha önceki yıllarda alınmış 4 şampiyonluktan neden farklı olduğunu yarın sizlere aktaracağım.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?


Başarıların üzerine ihanet bina etmediğimiz zaman.
Yazarın Tüm Yazıları