900 bin kredi mağdurunun 1 hortumcu kadar değeri yok

KREDİ kartı borcunu ödeyemeyen ve aldığı az miktarda tüketici kredisini geri ödeyemeyen 900 bin kişi bir yandan bankaların kara listesinde, diğer yandan mahkeme kapılarında, icra dairelerinde.İş o hale geldi ki, artık Zeki Alasya'sından, Harun Kolçak'ına kadar ünlüler bile bu işten payını alıyor. Türkiye'nin çarpık düzeni bu işte. 900 bin adet sade vatandaş, üç beş kuruşluk kredilerini ödeyemedikleri, evlerine aş sokabilmek için yaptıkları alışverişin parasını kapatamadıkları için mahkemelikler.Ama devletten yüz milyonlarca hatta milyarlarca dolar götürenler kurtarılıyor. Beş para etmez şirketleri karşılığında borçları siliniyor, vatandaştan temerrüt faizi adı altında yüzde 300 faiz alınırken, bunların milyar dolarlık borçlarına yüzde 3.5 faiz uygulanıyor ve 10 yıla yayılıyor. 1 milyar borcu olan kara listeye alınıyor, birkaç milyar dolar borcu olan ise ‘‘aklanıyor’’. Hem de, o kara listede olan garibanların maaşlarından kesilen vergilerle, onların sırtına bindirilen borçlarla. Üstelik de o 900 bin vatandaşın toplam borcu üç beş hortumcunun taktığının onda biri bile değil. Yani bunlardan birini kurtarmaktan vazgeçilse, 900 bin vatandaş kurtarılabilir. Ama o gariban vatandaş ne İstanbul, ne Ankara yaklaşımına alınıyor. 900 bin garibana, 1 hortumcu kadar hoşgörü gösterilmiyor. Mehmetçik'le Coni Kuzey Irak'ta karşı karşıya gelir mi?BAŞBAKAN'a sordum: ‘‘Yarın öbür gün Kuzey Irak'ta Türkiye'nin çıkarlarına ve şartlarına aykırı bir gelişme olursa ve bu gelişme ABD tarafından desteklenirse, Türk askeri ile bölgede konuşlanacak ABD askerleri arasında bir çatışma söz konusu olabilir mi?’’ diye. Toplantıda karşımızda oturup ‘‘devleti temsil edenler’’ güldüler. Hem de yüksek tonda. Yani kibar kahkahalarla. Ve böyle bir şeyin söz konusu olmayacağını söylediler. Gerçeklerden mi hareket ettiler, yoksa ‘‘wishfull thinking’’, yani ‘‘iyimser düşünce’’ içinde miydiler bilmiyorum. Ancak ben bu durumu son derece ciddiye alıyorum. Kuzey Irak'ta Kürt gruplar ABD tarafından eğitiliyor ve silahlandırılıyor. Şimdilik hedef Saddam. Ancak Saddam meselesi şu veya bu şekilde tamamlandıktan sonra bu silahlar ve bu eğitim geri alınamayacak. Bu bir kenara, bugünlerde Kuzey Irak'ta bir ‘‘Irak Muhalefet Hükümeti’’ kurma çalışmaları başladı. Bunun içinde bir Kuzey Irak Hükümeti de yer alacak. ABD bir yandan savaş sonrası Irak'ın nasıl yönetileceğini simüle ediyor, bir yandan da bunların Irak içindeki gücünden faydalanmaya çalışıyor.Bu çalışmalar sonucunda Kuzey Irak'ta Türkiye'nin onay vermediği ve vermeyeceği ama ABD tarafından hoş görülen ve hatta desteklenen bir gelişme olursa ne olacak?Bu soru şaka değil!Ne olacak?Türk askeri Kuzey Irak'a müdahale edecek mi?Kuvvetle muhtemel edecek. Peki ya bölgede bulunan Amerikan kuvvetleri bu müdahaleyi engellemeye kalkışırsa ne olacak?Kuzey Irak'ta ya da Irak Kürdistanı'nda Mehmetçik ile Coni karşı karşıya mı gelecek?Böyle bir çatışmanın ‘‘hukuki statüsü’’ ne olacak?Böyle bir olasılık ‘‘gülünecek’’ şey değildir. Eğer gerçekleşirse, birileri halimize ağzıyla değil, başka yeriyle güler.Hıncal Uluç hiç merak etmesin!GÖZCÜ Gazetesi'nde yayınlanan bir fotoğrafa yönelik eleştirime sevgili ağabeyim Hıncal Uluç'tan bir destek, bir de ‘‘sitem’’ gelmişti. Uluç eleştirime katılıyor ancak bu fotoğrafın Doğan Medya Grubu'nun ilkeleriyle bağdaşıp bağdaşmadığını soruyor ve ‘‘Ne oldu o ilkelere’’ diyordu. O ilkelere bir şey olmadı Hıncal Abi. Taş gibi yerinde duruyor. Duruyor ki, siz bizi eleştirebilin ve biz de yolumuzu kaybetmeyelim. İşte o ilkeler doğrultusunda ben köşe yazımı kaleme almadan önce, bu haberin yapılış biçimini ve kullanılan fotoğrafı Doğan Yayın Konseyi Sekretaryası'na bir şikáyet dilekçesi ile bildirdim. Ve sekretaryadan bana verilen bilgiye göre, bahse konu fotoğraf Konsey'in bugün yapılacak toplantısında ele alınacakmış. Buradan çıkacak sonucu da sana bildireceğim.NE ZAMAN ADAM OLURUZ?Köpekler insanlara hoşt demeye başlamadığı zaman.
Yazarın Tüm Yazıları