PaylaÅŸ
Soru şu: ‘Çifte seçimli 2007 yılı ekonomik ve politik açıdan nasıl olacak?’
Cevap şu: 2007 Türkiye için kayıp bir yıl olacak!
Nedenlerine geçmeden önce her anlamda bir kayıp yıldan söz ettiğimi belirteyim.
Elbette kişisel ya da kurumsal anlamda 2007’yi karlı kapatanlar olacak.
Bazı sektörler büyüyecek bazıları küçülecek.
Kastım onlar değil.
Daha çok Türkiye’nin son dört yıldır yakaladığı istikrarlı büyüme ve dönüşüm süreci açısından ‘halkanın 2007 bacağı eksik kalacak’ diyorum.
Baksanıza hükümet enerji özelleştirmelerinden, sosyal güvenliğe, halk bankası ihalesinden, IMF ile gözden geçirmelere her şeyi 2007 sonrasına havale ediyor.
AB ile müzakereler bile alabildiğine teknik düzeye çekildi.
Nitekim iş dünyasında kiminle konuşsam 2007 yılını temkinli bir bekleyişle geçirdiklerini görüyorum.
Zaten işin bu kısmı sır değil. Arka arkaya iki seçimin yaşanacağı ve belirsizliklerin son ana kadar bekletildiği bir yılda farklı bir davranış sürpriz olurdu.
Fakat tüm bu temkinli bekleyişin üstüne bir de 19 ocak tarihli Hrant Dink cinayeti eklenince hava büsbütün karardı.
Hrant cinayeti ve sonrasında yaşananlar en hafif tabirle Türkiye’nin kimyasını bozdu.
Bir yanda yaşanan olayın şokuyla vicdanen yaralananlar, diğer yanda şoka reaksiyon olarak hastalıklı ruh hallerini ortaya saçanlar.
Eğer bu gidişe ‘dur’ diyemezsek yakında Türkiye top yekun bir klinik laboratuara dönecek.
İddia ediyorum son 25 yıldır Türkiye hiçbir zaman bugünkü kadar marjinallerin yarattığı iklimin tutsağı olmamıştı.
Hayır ne geminin rotası deÄŸiÅŸti ne de güverteye marjinallerin bayrağı çekildi.Â
Fakat ilk defa Türkiye’nin makul çoğunluğuna, ‘bu rota ve bu bayrakla bu gemide hiç birinize huzur yok’ mesajı bu denli direk verildi.
Ve ilk defa makul çoğunluğun depresyon düzeyinde huzuru kaçtı.
Son günlerde yurt içi ve yurt dışından aldığım yüzlerce e-mail içimi acıtıyor.
Yaşları 25 ile 35 arasıdan değişen kendi kuşağımdan bir çok kişi aynı soruyu soruyor.
Kimi ‘yurt dışındayım fakat şu şartlarda Türkiye’ye dönmeye korkuyorum’ diyor, kimi ‘acaba ilk fırsatta yurt dışına çıksam mı?’ diye soruyor.
Ve ben onlara da yabancı yatırımcılara verdiğim kestirme cevabı veriyorum.
Bir kere 2007 yılını ajandanıza Türkiye açısından ‘kayıp yıl’ olarak yazın.
İtiraf ediyorum ben öyle yaptım.
Fakat kendiniz için bu yılı ‘nerede neyi yaparak mutlu olacaksanız’ o şekilde kazançlı hale getirin.
Biliyorum bu bakış açısı bazılarına fazla pragmatik gelecek.
 ‘Vatan elden giderken sen bize kendi işinize bakın diyorsun!’ diyenler çıkacak.
 Evet aynen öyle. Aklı başında herkese ‘bir yıllığına da olsa memleketi kurtarmaktan vazgeçin, merak etmeyin bir sene de vatan elden gitmez,Âsiz kendi iÅŸinize bakın’ diyorum.
Tabii bunu en başta kendime söylüyorum.
Biliyorum biraz kestirme oldu ama ben memleket adına tüm enerjimi 2008’e saklıyorum.
PaylaÅŸ