TMSF, Sabah-ATV’yi 1.1 milyar dolara Çalık’a satmaktan yana

Türkiye’nin ikinci büyük medya grubu Sabah-ATV’nin satışı neresinden bakarsanız bakın birçok tartışmaya gebe. Şimdi haklı-haksız her kafadan bir ses çıkacak.

Haberin Devamı

Kafa karışıklığına yol açmamak için Sabah-ATV ihalesindeki soru işaretlerini başlıklar halinde cevaplamak gerekiyor. Dün ihale sürecini yakından takip eden uzman ve yetkililere, herkesin kafasını meşgul eden soruları sordum işte ortaya çıkan tablo:
1- ‘İhaleye tek şirket katıldı, iptal edilsin’
İhalenin bu aşamasında en can alıcı noktası bu. Çünkü Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun satışa çıkardığı Sabah-ATV ihalesine "tek teklif" Çalık Grubu'nun şirketi Turkuaz'dan geldi ve Çalık Grubu, ihale için muhammen bedel olarak belirlenen 1.1 milyar doları önerdi.
TMSF yetkilileri "hem teknik hem de hukuki" açıdan bu sonucun "tartışma götürmeyeceği" kanaatinde. Yani iptal söz konusu değil!
Konu bugün Fon Kurulu’nda tartışılacak, eÄŸer kurul fiyatı biraz daha arttırma yönünde karar alırsa yarın Çalık Grubu pazarlık yapmak için yeniden çaÄŸrılacak. Böylece fiyat kamu yararına yukarı çekilecek. Yok eÄŸer "nasılsa muhammen bedeli bulduk, pazarlık ÅŸartı bedelin altında olsaydı geçerli olurdu" denilirse, bugün TMSF ihaleyi 1.1 milyar dolara Çalık Grubu’na verdiÄŸini ilan edecek. Bu da kamuoyunda "neden pazarlık yapılmadı" tartışmasına yol açacak. Prosedür gereÄŸi Rekabet Kurumu ve RTÃœK onayları alındıktan sonra satış yılbaşında resmen gerçekleÅŸecek.Â
2- Rekabet Kurumu ya da RTÜK’ten bir itiraz gelir mi?
Rekabet Kurumu her ne kadar "tek aday" katılmış olsa da ihale şeffaf ve rekabete açık yapıldığı, beklenen fiyat oluştuğu için onay vermek zorunda. RTÜK açısındansa zaten sorun yok, çünkü Çalık yüzde 25 yabancı sınırını, yanına yabancı bir ortak almadığı için hiç kullanmadı.
3- Bugüne kadar birçok başarılı satışa imza atan TMSF, bu ihalede tek bir alıcıya işi bırakarak, hem kendi kredibilitesini hem de ihale sonucunu tartışmalı hale getirmiş olmadı mı?
TMSF yetkilileri bu algılamanın "iki boyutu var" diyorlar.
a) Birincisi yabancıya yüzde 25 sınırının hâlâ kaldırılmamış olması. "Bunun sorumlusu TMSF değil, siyaset, çünkü bu karar bizim değil siyasetçilerin verebileceği bir karar ve maalesef bugüne kadar yabancı sınırını kaldırmak ya da yüzde 50’ye çekmek konusunda bir adım atılmadı."
b) İkinci boyut ise ihale şartnamesi. "Evet biliyoruz bazıları şartnameyi biraz ağır buldu. 300 milyon dolar özsermaye yeterliliği, en fazla iki yerli ortak istememiz eleştirildi. Fakat biz bu ihaleyi hazırlarken tamamen şeffaf, arkadan dolanmaya yeltenmeyen, güçlü sermaye gruplarının alıcı olmasını istedik. Küçük çaplı şirketlerin 1.1 milyar dolarlık bir ihaleye başka amaçlarla girmesinin önünü kestik. Bu iyi niyetimizden dolayı eleştiriliyorsak söylenecek fazla söz yok!"
4- Çalık Grubu hükümete yakınlığı ve Başbakan'ın damadının şirkette çalışması dolayısıyla çok tartışıldı. Siyaseten böylesine tartışılan bir gruba ihaleye tek başına katılmışken Sabah-ATV’yi vermek sıkıntı yaratmaz mı?
Bu soruya aldığım cevap mevcut konjonktürde çaresizliğin kabulü. "İhaleye daha fazla katılım olmasını en çok biz isteriz, zaten bunun için aylardır uğraşıyoruz. Keşke bir değil 5 alıcı olsaydı. Ama her şey şeffaf, sonuçta diğer katılımcılardan biri bilançoları bahane ederek, diğeri de konsorsiyum sorunlarını çözemediği için teklif vermedi. Çalık Grubu ise tüm şartları yerine getirerek teklifini yaptı. Başbakan'ın damadının Çalık Grubu'nda çalışması bizim konumuz değil. Bu siyasetin konusu; bizim önceliğimiz hukuki, teknik ve ekonomik uygunluk."
Elbette TMSF yetkilileri siyasi ve etik yönden bu konunun çok tartışılacağının farkında. Fakat benim edindiğim izlenim şu.
TMSF, Sabah-ATV’nin yönetimini devraldıktan sonra zaten her türlü tartışmanın göbeğinde buldu kendisini. Bu yüzden de Sabah-ATV’yi bir an önce satıp üzerinde oluşan baskıdan kurtulmak istiyor. "Kamu vicdanını rahatsız edecek bir rakam olmadığına, hukuki ve teknik şartlar yerine getirildiğine göre Sabah-ATV’yi yeni sahibine verelim" eğilimi ağır basıyor. Ayrıca uluslararası piyasalar bu kadar çalkantılıyken ihaleyi iptal edip yeniden yapmayı fazlasıyla riskli buluyorlar.
Peki Çalık Grubu 1.1 milyar doları peşin ödeyebilecek mi?
Ödemek zorunda çünkü ödeyemezse ihalenin yüzde 10’luk kısmına tekabül eden 110 milyon dolarlık teminat mektubu yanar.
Çalık Grubu’nun patronu Ahmet Çalık ortalıkta görünmeyi pek sevmez. Böylesine büyük bir ihale için bile TMSF yetkilileriyle bir kez o da telefonda on dakika konuşmuş. Zaten teklifin verildiği gün bile ihalenin yapıldığı salonda değil, Türkmenistan’da bir fabrika açılışındaydı.
Son dönemde enerji, telekom, finans ve inÅŸaat yatırımlarıyla öne çıkan, 14 bin çalışana ve 900 milyon dolar ciroya ve 2.5 milyar dolar konsolide büyüklüğe sahip, Türkiye’nin önde gelen denim kumaÅŸ üreticisi Çalık Grubu her ne kadar ihaleye tek başına girmiÅŸ olsa da, satış iÅŸlemlerini bitirdikten sonra yanına yabancı ortak alacak gibi gözüküyor. En azından finansal ortak ya da kredi alacak, aksi halde 1.1 milyar doları ödeyemez.Â
Fakat işin hukuki ve finansal kısmı çözülse de tartışmalar bitmeyecek.

Haberin Devamı

Sabah-ATV’nin 2006 bilançosu makyajlıymış
TMSF 1 Nisan 2007’de Sabah-ATV grubuna el koymuştu. Aradan 9 ay geçti. Grubun Turgay Ciner döneminde 2006 yılı ebitası 120 milyon dolarken 2007 yılında bu rakamın 60 milyon dolara kadar düştüğü belirtiliyor. Zaten ihale sürecinde bazı şirketleri 1.1 milyar dolar vermekten caydıran bir sebep olarak bilançodaki azalma gösterilmişti. Bu düşüşün yanlış promosyon politikası ve hatalı yönetimden kaynaklandığı iddia edilmişti. TMSF yetkililerine "Sizin dönemde şirketlerin kârlılığı neden bu kadar düştü" sorusunu sorduğumda şaşırtıcı bir cevap aldım: "Geçen yılın ilk 9 ayı ile bu yılın ilk 9 ayını karşılaştırdığımızda kârlılıkta bir azalma olduğunu biz de görüyoruz. Fakat bu konu maksadının dışına çıkarılarak saptırılıyor. Çünkü 2006 yılında oluşan bazı maliyetler bilanço makyajlaması yapılarak 2007’ye ötelenmiş. Herhalde 2006’da Ciner Grubu halka arzı düşündüğü için böyle bir uygulamaya gitti. Bunlar içinde sadece üç kalemin maliyeti 22 milyon YTL. Biri Hatırla Sevgili dizisi, diğeri Yılmaz Erdoğan'la başlayan ama devam etmeyen dizi, bir de maç yayınlarının maliyeti. Bu üç kalemin 2006 maliyetlerinin toplamı 22 milyon YTL ve olduğu gibi 2007’ye ötelenmiş. Şimdi sırf bunu düştüğünüzde bile 2006 ile 2007 arasındaki farkın nedeni ortaya çıkar."

Yazarın Tüm Yazıları