PaylaÅŸ
Kıran kırana rekabet ediyorlar.
Ciddi transferlere imza atıyorlar.
Önemli oyuncularını kaptırmamak için daha baştan çok katı kurallar koyuyorlar.
Tıpkı Türk futbolunun 4 Büyükleri, Fenerbahçe-Galatasaray-Beşiktaş-Trabzon gibi.
Fakat onlar süper ligin değil dünya vergi liginin 4 Büyüğü.
PricewaterhouseCoopers, Ernst&Young, Deloitte, KPMG.
Dünyanın neresinde ciddi bir satın alma işlemi varsa onlar orada.
Åžirketinizin denetlenmesi ya da deÄŸerlendirilmesi mi gerekiyor mutlaka biri devrede.
Şirketler arası birleşme mi yapmak istiyorsunuz, hiç kuşkunuz olmasın gözleri üzerinizde.
Türkiye dahil toplam 150 ülkede on binlerce ofis aracılığıyla 90 milyar dolarlık bir pazarı ellerinde bulunduruyorlar.
Son yıllarda artan yabancı sermaye girişi-özelleştirme-satın alma ve şirket evlilikleri nedeniyle Türkiye’de adlarını daha sık duyar olduk.
Ama onlar yıllardır Türkiye’de.
Aslına bakarsanız hepsinin mazisinde şöyle ya da böyle vergi takibi yapan minik muhasebe ofisleri var.
Mesela bugün 20 milyar dolarlara koşan cirosuyla Deloitte.
Fransız Devriminde ülkesinden kaçan Mösyö Deloitte’ın İngiltere’de kurduğu minik muhasebe ofisi ve yıllar sonra torununun bu işi geniş bir zincir haline getirmesiyle oluşmuş.
Aslına bakarsanızÂdünyada vergi ve danışmanlık sektörünün yükselmeye baÅŸladığı 1970'lerde piyasaya 4 deÄŸil 8 Büyük hakim. Fakat sektörde yaÅŸanan sıkı rekabet yüzünden yıllar içinde bu sayı önce 6’ya 1998’de Price Waterhouse, Coopers & Lybrand ile PricewaterhouseCoopers çatısı altında birleÅŸince de 5’e düştü.
Fakat sektöre bugünkü şeklini veren esas kırılma 2002 yılında patlak veren Enron skandalı sonrasında yaşandı. Çünkü enerji devi Enron’un iflası sırasında belge ve kayıtları yok ettiği iddiasıyla açılan davada denetim işini üstlenen 5 Büyüklerin öncüsü Arthur Andersen da suçlu bulundu. Gerçi Arthur Andersen daha sonra görülen davalarda aklandı ama bir daha toparlanamadı. Böylece 2002 yılından sonra vergi ligi 4 Büyüklere kaldı.
Fakat Enron, Vivendi ve Worldcom’da arka arkaya yaşanan skandallar büyüklerin sayısını azaltmakla kalmadı denetleme ve danışmanlık işini birlikte yürüten 4 Büyükleri çok zorlu bir tartışma ile baş başa bıraktı.
En büyük sermayesi saygınlık ve uzmanlık olan 4 Büyükler yolsuzluk ve skandallarla anılmaya başlandı.
Nitekim bir şirketin hem denetleme hem de danışmanlık işini birlikte yapmasının doğuracağı tartışma ve sıkıntıları göz önünde bulunduran Deloitte istemeye istemeye o yıl 3 milyar doları bulan danışmanlık ünitesini ayırma kararı aldı.
Hala tartışmalar dinmiş değil ama öyle ya da böyle dünyada gerçekleşen ciddi satın almalar 4 Büyüklerin elinden geçiyor.
Peki Türkiye’de durum ne?
Her ne kadar 1980’lerin başında Türkiye’de ofis açmaya başlasalar da 4 Büyükleri daha çok son 5 yıl içerisinde görmeye başladık.
Şimdiden Türkiye ciroları 200 milyon doları aşmış durumda.
Türk ekonomisi büyüdükçe, satın alma ve özelleştirme işlemleri arttıkça, yabancı sermaye girişi sürdükçe 4 Büyükleri daha da çok duyacağız. Fakat onların esas ulaşmak istedikleri kitle küçük ve orta ölçekli işletmeler. Bu yüzden KOBİ’lerin finansmanında önemli bir rol oynayacak Basel 2’ye duyarlılar.
150 ülkeye yayılmış 4 Büyüklerin bir ilginç yanı da örgütlenme modelleri.
Aslına bakarsanız bir çeşit franchising modeliyle çalışıyorlar.
Her ülke ofisinin kurucu ortakları var.
Mesela Deloitte Türkiye’nin kurucuları dolayısıyla hissedarları Türk. Fakat çok ilginç bir farklılık var, kurucu ortaklar ve yöneticiler rotasyon sistemiyle şirketi yönetmek ve emeklilikle birlikte sahip olduğu hisseleri unutmak zorunda.
Yani ÅŸirketten ayrılma, ölüm ya da emeklilik durumunda hisse devretmiyor. Böylece dünyanın dört bir tarafına dağılan 4 Büyükler anlaÅŸmazlık yüzünden dağılıp gitmiyor.                            ÂGelelim 4 Büyüklerin sıralamasına.
Valla 2008 için tahmin yapmak zor.
Bir Fenerbahçeli olarak nasıl her yıl bizim takım şampiyon olsun diyorsam vergi liginde de bizimle çalışan ofis lider olsun diyebilirim!
İşin şakası bir yana bu sektörü yakından takip eden Ceyda Çağlayan hafta sonu sizler için Referans’ta geniş bir 4 Büyükler dosyası hazırladı. Sıralamanın detaylarını ondan okuyabilirsiniz.
Fakat bu arada 4 Büyükler o klasik ‘asık suratlı vergi uzmanları’ devrini çoktan bitirmiş. Ofislerinde ‘salsa ve rumbaların’ yapıldığı Latin dans kulübünden, dev ekranlı playstationlara kadar yok yokmuş.
Ankara’da son 5 yıldır en sevimli halleriyle uzman ve denetçilere örnek olmaya çalışan Maliyemizin sevimli bakanı Kemal Abi’ye duyurulur.
Hadi adreste vereyim.
Salsa yapan vergi uzmanları KPMG’de.
PaylaÅŸ