Metin Kilci’den ağlayan yaşlı annesine telefon

"Hasta ya da yorgun mu acaba?" diyorum, değilmiş.

Haberin Devamı

Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci ile konuştukça anlıyorum ki "kırılmış".

Hakkında çıkan haksız suçlamalara, potansiyel suçlu muamelesine, Özelleştirme İdaresi Başkanı olarak göreve geldiğinden bu yana açılan 8 bine yakın davaya, bunca davadan dolayı başarısızmış gibi gösterilmeye; yetmiyormuş gibi bir de direkt kendisini hedef alan "yıpratmaya dönük" 30’a yakın kişisel davaya...

En çok da annesine üzülüyormuş.

Daha doğrusu annesinin her defasında yeni bir davayla ilgili olarak televizyonda oğlunun ismini görüp panik içinde gözyaşlarına boğulmasına.

"Çalışma arkadaşlarım ve bu işle ilgili birimler, çok yıpratıcı da olsa, bunun bir prosedür olduğunu biliyor ama yaşı hayli ilerlemiş annem? Her defasında nasıl anlatayım ona. İnanın en çok o yaşta bir kadının üzülmesi üzüyor..."

Haberin Devamı

Dedim ya "hayli kırılmış!"

Oysa rakamlar ortada.

Tamam, Özelleştirme İdaresi’nin yaptığı her işlem istisnasız yargıya gidiyor. Çünkü birileri ideolojik sebeplerle özelleştirmelere karşı yargı savaşı yürütüyor.

Baksanıza dava sayısı şimdiden 8 bini bulmuş.

İyi de milyarlarca dolarlık 150 ihaleye imza atan Özelleştirme İdaresi aleyhine açılan kaç dava yargıda aleyhte sonuçlanmış?

4.

Evet evet, sadece 4.

Özelleştirme gibi karmaşık hukuki altyapı ve düzenleme gerektiren bir alanda bu rakam devede kulak bile değil.

Fakat ona bakan yok!

Çünkü açılan dava sayısı bile "özelleştirmeler hukuk dışıymış" izlenimi vermek için kullanılıyor.

Sanki binlerce dava açarak yargıyı ve özelleştirme sürecini felç edenlerle, "bakın 7 bin 9 yüz 85 dava açıldı çünkü bu özelleştirmeler hukuka uygun değil" propagandası yapanlar aynı kişiler değilmiş gibi?

Bir aralar hatırlarsanız Emniyet Müdürlüğü ha bire "matador, kasırga, balina, buffalo" gibi yaratıcı isimler bulup operasyonlar yapıyordu. Bir gün merak edip bu işlerden anlayan üst düzey bir yetkiliye "bunca operasyonun sonucunda ne oluyor?" diye sordum.

Hiç unutmuyorum, gayet samimi bir biçimde, şu çarpıcı özeleştiriyi yaptı: "Bazı arkadaşlar her duyumdan operasyon çıkarmaya meraklı. Oysa iyi bir emniyet görevlisinin performansını düzenlediği operasyonların sayısı değil, o operasyonların kaçının yargıda sonuç aldığı belirler".

Haberin Devamı

Yoksa al eline silah ya da hukuku, ha bire gerekli gereksiz dava aç, esrarengiz isimlerle operasyon yap!

Peki sonuç?

Yüzde 3 bile değil.

Nasıl olsa bozuk saat de günde iki defa doğruyu gösteriyor!

Ayrıca baksanıza, Danıştay bile Petkim özelleştirmesinde "üstün kamu yararı yoktur" diyebilmek için tam orta yerinden ikiye bölündü.

Bakalım Danıştay 13. Dairesi esastan karar verirken, devletin oyuncu değil düzenleyici olması gerektiğini söyleyen serbest piyasa kurallarını mı dikkate alacak, yoksa Telekom-Tüpraş-Erdemir gibi devasa kurumları geç de olsa özelleştirmiş bir ülkede hala devlet petro-kimya oyuncusu olmaya devam etsin mi diyecek?

İnanın şu anda kararın tarihi, verilecek karardan daha önemli. Çünkü Petkim’de hisse devri 22 Şubat'ta. Fakat Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu yürütmeyi durdurdu. Bu durumda Danıştay 13. Dairesi esastan kararı 22 Şubat’tan önce vermezse Özelleştirme İdaresi Başkanlığı hiçbir işlem yapamayacak.

Haberin Devamı

Böylece hem 2 milyar doların üzerinde bir finansman arayışında olan Turcas önderliğindeki ortak girişim bulanık suda balık avlamak zorunda kalacak, hem Petkim’in mevcut yönetimi belirsizlik içinde ne yapacağını bilemeyecek ve hem de kamu, finansman endişesi yaşayacak!

Ha Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci mi?

Kırılmış da olsa "yapmayın arkadaşlar özelleştirme kamu yararınadır" deyip duracak.

Daha da olmadı, teselli etmek için yaşlı annesini arayacak!

 

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları