PaylaÅŸ
Enerji Bakanı Hilmi Güler, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’la yaptığımız söyleşileri Referans’ın haber sayfalarında okudunuz.
Bugün ve yarın ekonomik koordinasyondan sorumlu devlet bakanı ve baÅŸbakan yardımcısı Nazım Ekren ile yaptığımız röportajı okuyacaksınız.Â
Merak etmeyin bu köşede size uzun uzun bakanlarla yaptığım sohbetleri aktarmayacağım.
Onun yerine iki haftadır Ankara’da bakanlar ve ekonomi bürokrasisi ile yaptığım sohbetlerde ÅŸiddetle cevabını aradığım ‘pek mühim bir tartışmanın’ perde arkasını anlatacağım.Â
Malumunuz Türkiye hemen her konuda olduğu gibi Merkez Bankası’nın Ankara’dan İstanbul’a taşınması konusunda da ikiye bölündü.
Aslında tartışma yeni değil.
Fakat Başbakan Tayyip Erdoğan önceki hafta 60. Hükümetin eylem planını açıklarken ‘yeri bile hazır’ diyerek Merkez Bankası’nı İstanbul’a taşıma kararlılığını emri vaki yaparak ortaya koyunca ortalık karıştı.
Muhalifler işi ‘başkent Ankara’nın egemenliği elden gidiyor, önemli kurumları İstanbul’a taşımak isteyen AK Parti Osmanlı hayali kuruyor’a kadar götürdü.
Teknik ve ekonomik bir konu birden anlamsız bir rejim tartışmasına dönüştü.
Peki Merkez Bankası’nı İstanbul’a taşıyacağını ilan eden başbakan ve partisinin gerçek amacı ne?
Sorunun cevabını buldum. Fakat önce görünür gerekçeler.
Açıklamalara bakıyorum başbakan Erdoğan’ın şimdiye kadar sunduğu tek bir gerekçe var; ‘Merkezi ve Kamu bankalarını da taşıyarak İstanbul’u finans merkezi yapacağız.’
Tamam teknik ve ekonomik bir konuyu saçma sapan yerlere çekmenin bir alemi yok.ÂÄ°yi ama hükümetin taşıma gerekçesi ne kadar makul?
Madem konu teknik ve ekonomik, o zaman daha teknik sorayım.
Taşıma sonucunda elde edilecek toplam fayda ile bu işin sonucunda ortaya çıkacak maliyetin analizi yapıldı mı?
İkincisi, böylesine önemli bir kararın hem Ankara hem de İstanbul açısından bilimsel etki analizi yapıldı mı?
Bu sorulara ‘evet’ cevabı vermek isterdim ama Ankara’da yaptığım görüşmeler sonucunda en yetkili ağızlardan bile olumlu yanıt alamadım.
Bir tek tartışmanın arazi boyutuyla ilgili olan TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar şöyle bir açıklama yaptı: ‘Hükümet Merkez Bankası’nın taşınmasını, bilimsel olarak araştırdı.’
Peki nerde bu araştırma?
En azından Ankara’da bilen yok!
Anlaşılan Bayraktar Merkezin taşınması ile Deloitte’ın hazırladığı İstanbul’u finans merkezi yapma çalışmasını bir birine karıştırıyor.
Zaten Başbakan da benzer bir kafa karışıklığından dolayı Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınmasını İstanbul’u finans merkezi yapmanın olmazsa olmazı olarak görüyor.
İstanbul gerçekten finans merkezi olur mu olmaz mı ayrı bir tartışma konusu ama Merkezin taşınması ile bu konunun bir biriyle alakası yok!
Kamu bankaları Ä°stanbul’a taşınmak istiyor çünkü bu iÅŸin ekonomik rasyoneli var.      ÂSorun Ziraat, Halk ya da Vakıfbank’ın yöneticilerine size raporlarını sunsun.
Bir de aynı soruyu Merkez Bankası’na sorun bakalım cevap ne olacak.
Söyleyeyim, hükümetin bir fayda-maliyet analizi yok ama Merkez Bankası’nın yaptığı böyle bir çalışma var.
Zaten MB Başkanı Durmuş Yılmaz personel, matbaa ve altın rezervlerinin taşınmasında karşılaşılacak sorunlardan, İstanbul’da emisyon uzmanı bulma zorluğuna kadar bir çok teknik, idari, güvenlik ve mali zorluğu dikkate alarak taşınmaya karşı çıktı.
Başbakanı emri vaki yapmaya yönelten asıl gerekçe de bu noktada ortaya çıktı.
Çünkü Durmuş Yılmaz’ın ‘gerekirse istifa ederim’ imalı karşı çıkışından önce bu konuyu kamuoyu önünde ilk, Ali Babacan gündeme getirmişti.
Babacan’ın gerekçesi gayet basitti:‘Bugün bazı geliÅŸmiÅŸ ülkelerde merkez bankaları baÅŸkentten deÄŸil, o ülkenin finans merkezinden yönetiliyor.’
Almanya gibi istisnalar dışında gelişmiş ülkelerin hemen hepsinde Merkez Bankaları başkentte olmasına rağmen Babacan hiçbir ciddi fizibiliteye dayanmayan bu açıklamayı bir kere yapmış oldu.
Ne zaman ki Durmuş Yılmaz ‘yok öyle bir şey, çok istenirse bensiz taşırlar’ mealinde bir açıklama yapınca Başbakan Erdoğan’da film koptu!
 Merkez Bankası Başkanı’nın kamuoyu önünde o zaman ki hazineden sorumlu devlet bakanı Ali Babacan’a kafa tutması Erdoğan’ı rahatsız etti.
Mesele teknik ve ekonomik olmaktan çıkıp inada bindi.
Bu yüzden hiçbir bakan başbakanın son noktayı koyan açıklamasından sonra bu konuda ciddi bir çalışma olmadığını kabul etmekle birlikte konuşmak istemiyor.
KonuÅŸan da Maliye Bakanımız Kemal Unakıtan gibi‘Ankara’da sis var, uçaklar kalkmıyor, soÄŸuk, herkes titriyor. Ä°stanbul’da gömlekle dolaşılıyor. Merkez Bankası BaÅŸkanı bir gelsin, orası mı burası mı baksın?’ diyerek inceden inceye kafa buluyor.
Şaka bir yana taşınma tartışması, hükümet fayda-maliyet analizini yapmadığı ve ekonomik rasyonalitesini açıklamadığı müddetçe bulanık suda balık avlamanın ötesine geçemeyecek.
Hiç katılmasam da konu egemenlik ve rejim tartışması olarak sürecek.
Bunda da vebal konuyu saptıranlar kadar işi inada bindirenler üzerinde olacak!
Metro bağlantısı tamam Ataşehir yeni finans ve bilişim merkezi
Bu arada taşınmanın gerçek hikayesi şu. Kamu bankaları özellikle de Ziraat Bankası uzun zamandır İstanbul’a taşınmak istiyor. Zaten Ataşehir’de TOKİ’ye bağlı bir araziyi genişletip Maslak’a alternatif yeni bir finans merkezi yaratma fikri böylece oluşmuş.
Yaklaşık 400 dönümlük arazinin 50 dönümüne Ziraat Bankası talip.
Halk Bankası özelleştirme kapsamında olduğu için durumu net değil.
Vakıfbank istekli. Diğer yerli ve yabancı finans kurumları sırada.
Hedef İstanbul’un Anadolu yakasını ‘finans ve bilişim’ açısından yeni bir cazibe merkezi haline getirmek. Nitekim TOKİ 400 dönümlük araziyi pazarlarken finans ve bilişim dışında kullanımına izin vermeyecek.
Şu anda gizli tutuluyor ama İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Ataşehir’de bulunan bu kompleksin altına metro getirilmesi bile protokole bağlamış.
Yani Maslak’ta yaşanan trafik sorunu, metro sayesinde Ataşehir’de daha az yaşanacak.
İlk adımı önümüzdeki aylarda Ziraat Bankası atacak.
Yıl sonuna kadar proje, iki yılda da inşaat bitecek.
Böylece İstanbul Finans Merkezi Projesinin ön adımı olarak görülen Ataşehir Finans ve Bilişim Merkezi 2010’da, Ziraatin taşınmasıyla ilk adımı atmış olacak.
Tekrar ediyorum, bu projenin başından itibaren Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınmasıyla hiçbir alakası yok.
PaylaÅŸ