Kriz tepeyi aşıp iniÅŸe geçti mi?

Kime dayanarak?

‘Bazı arkadaşlar ve uzmanlara.’

Kim bu arkadaÅŸlar ve uzmanlar?

Herhalde yakın çevresinde ki ekonomiyle ilgili danışmanlar.

Peki gerçekten Türkiye’de ya da dünyada krizin tepe noktayı aşıp inişe geçtiğini söyleyen başka bir uzman ya da arkadaş var mı?

Maalesef yok!

Çünkü şu an için hiç kimse global finans krizinin nerede duracağını tam olarak bilmiyor. Bu şartlarda bilmesi de mümkün değil.

Bunu başbakana inat olsun diye değil geçen hafta Obama Amerika başkanı seçildikten sonra ‘güven krizinin sonuna gelindi’ diyecek kadar iddialı bir yazmış biri olarak söylüyorum.

Evet, bu krizin güvene dayalı psikolojik boyutunda Obama’nın başkan seçilmesi tam anlamıyla bir dönüm noktası oldu.

Fakat krizin ekonomik boyutu hala belirsizliÄŸini koruyor.

Dikkat ettim Erdoğan küresel krizi ‘finans-mali kriz’ diye özellikle tanımladı.

Yani kastettiği güven krizi falan değil.

Öyle olsa yazdığım yazıdan dolayı kendimden şüpheleneceğim.

Açık açık mali krizin tepe noktayı aşıp iniÅŸe geçtiÄŸini söylüyor.Â

Hazır G-20 zirvesi için Amerika’ya gidiyor kendisine çok kısa bir süre önce Amerika’ya gidip Başkan Bush, Hazine Bakanı Poulson ve FED Başkanı Bernanke ile görüşen İngiltere’nin eski başbakanı TOny Blair’in global mali krizle ilgili düşüncelerini aktarayım.

Blair kendisine ‘global ekonomik krizin sonuna geldik mi?’ diye soran çok önemli bir Türk işadamına gayet samimi bir biçimde şunları söylemiş: ‘Geçen hafta Amerika’da Başkan Bush dahil tüm yetkililerle görüştüm ve aynı soruyu ben de onlara sordum. Ne hazine bakanı ne de FED başkanı krizin ne zaman, nerede ve nasıl duracağını tam olarak biliyor. Bana uzun uzun neden kesin konuşamadıklarını da anlattılar. Çünkü hala fotoğrafın tamamını göremiyorlar. Bu yüz yılın en önemli ve en karmaşık küresel mali krizi ile karşı karşıyayız. Uzman ve yetkililer dahil hiç kimse tam olarak bu krizin ne zaman dibini göreceğimizi biliyor!’

Evet, Blair aynen böyle konuşmuş.

Başbakanın soğuk kanlı bir tavır sergilemesini gayet iyi anlıyorum. Sonuçta bu toplumun bilinçaltında hala ekonomik kriz denince 2001 krizi var. Bu yüzden Erdoğan’ın "Krizin, Türkiye’ye etkileri noktasında, panik havasının yerini itidal ve sağduyuya bırakmış olması son derece önemlidir" demesini önemsiyorum.

Fakat hemen arkasından ‘biz gereken noktalarda yapılması gereken müdahaleleri yaptık’ demesini anlamıyorum.

Çünkü hükümetin dünyada yaşayan ve kaçınılmaz olarak bizi de etkisi altına alan global finans krizine karşı bu güne kadar somut bir adım attığını görmedim. Ne IMF, bankalara mevduat garantisi, ne FED ile swap anlaşması gibi çok acil yapılabilecek makro adımlar ne de sektörel sıkışmaları aşacak mikro adımlar. Hükümet hala çok ağırdan alıyor.

İtidalli olmaya evet ama hükümetin global ekonomik kriz konusundaki tavrı itidalden çok kayıtsızlık olarak algılanıyor. Öyle olmadığını bile iddia etseler fark eden bir şey yok çünkü piyaslarına algısı kayıtsızlık.

Dolayısıyla inişe geçen global ekonomik kriz değil hükümetin kriz karşısındaki duyarlılığı.

Bu yüzden bütün umutlar içerde atılacak adımlardan çok başbakanın G-20 zirvesinden somut hangi kazanımlarla döneceğine endeksli.