İstenmeyen ‘kuşkulu misafir’ nasıl ‘onur konuğu’ oldu

CNN’in anketine göre Amerikalıların % 68’i ikiz kulelerin yanına yapılacak camiye karşı.

‘Sıfır Noktası’ olarak nitelenen Dünya Ticaret Merkezi’nin 11 Eylül terör saldırısıyla yerle bir olması, Amerikan halkında çok büyük bir travma yarattı.
Manhattan’da ikiz kulelerin iki blok yanına yapılacak camiye tahammülsüzlük işte bu travmadan kaynaklanıyor.
* * *
Ama bakın önce New York Belediye Başkanı Bloomberg, ardından Obama, seçim sürecine girilmiş olmasına rağmen, Beyaz Saray’da verilen iftarda projeye destek verdi.
“11 Eylül’de orada sevdiklerini kaybedenlerin acısı tarifsiz. Sıfır Noktası bizler için kutsal bir nokta. Ancak Müslümanların da herkes gibi kendi kutsal mekânlarını inşa ve ibadet etme hakları var. Terörizme karşı savaşı sadece toleransla değil bizden farklı olana saygı göstererek kazanacağız. Amerika’yı Amerika yapan bu...”
* * *
Popülaritesi baş aşağı giderken bir politikacının Amerikalılar için çok hassas bir konuda bu kadar açık ve cesur bir tavır alması, bırakın toleransı “Amerika’ya İslam’ı kullanarak saldıranları, Müslümanlara ve İslam’a saygı göstererek yeneceğiz” demesi gerçekten şaşırtıcı...
Nitekim 11 Eylül kurbanlarının yakınları ve siyasetçilerin Obama’ya tepkisi çığ gibi büyüyor...
Amerikalıların gözünde Müslümanlar “kuşkulu misafir”, oysa Obama onları iftar yemeğinde “onur konuğu” olarak ağırladı.
Halkın % 68’ini karşısına almak pahasına “yan yana yaşamaktan yana” tavır aldı.
* * *
Şimdi gelelim Türkiye’ye...
AK Parti iktidarını ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ı her konuda eleştirebilirsiniz...
Otoriter eğilimli olması, sert üslubu, bürokraside kadrolaşma vs.
Fakat bir konu var ki “Sezar’ın hakkı Sezar’a...”
* * *
Yıl 1997.
Trabzon’da Rahmi Koç öncülüğünde bir “çevre sempozyumu” düzenlenecek.
Koç özellikle denizlerdeki çevre kirliliğine dikkat çekmek için Patrik dahil tüm misafirlerini bir tekneye bindirip Trabzon’a doğru yol alıyor.
Fakat o da ne!
Dönemin Trabzon Valisi İsmet Gürbüz Trabzon Limanı’na yanaşan ziyaretçilerin karaya çıkmasına bir türlü müsaade etmiyor.
Çünkü milliyetçi bir grup limanda Patrik’i “Pontus Rum Devleti kuracağı” gerekçesiyle protesto ediyor.
Vali güvenliği sağlayamam gerekçesiyle “istenmeyen kuşkulu misafirin” Trabzon’a ayak basmasını resmen engelliyor.
* * *
Çok değil 13 yıl önce yaşandı bu olay.
Ama asıl vahim olan ne biliyor musunuz?
Meğer dönemin içişleri bakanı, valiyi “gizli” bir yazı ile uyarmış.
O yazıyı yıllar sonra gözlerimle görmesem inanmazdım.
Bu ülkenin İçişleri Bakanlığı, bu ülkenin en önemli işadamının organize ettiği çevre sempozyumunu, resmen “Pontus Rum faaliyetlerine dönük” olmakla suçlamış.
Patrik’in kesinlikle Trabzon’a ayak basmaması istenmiş.
Vali ne yapsın...
Bu devletin çok iyi bildiği bir taktikle hemen milliyetçi bir grup organize ettirmiş.
Salmış organize kalabalığı limana ve çevre sempozyumu için Trabzon’a gelme gafletinde bulunanları gerisingeriye püskürtmüş.
Rahmi Koç misafirlerine karşı mahcup, ama elden ne gelir, kırmış rotayı denize...
* * *
İşte o gün Trabzon’a ayak basamadan dönen Patrik bugün Sümela Manastırı’nda ilk kez ayin yönetecek.
Dahası akşama Trabzon Valisi ve Sanayi Odası’nın davetlisi olarak iftara katılacak.
13 yıl önce istenmeyen “kuşkulu misafir” bugün Trabzon’da “onur konuğu” olacak.
Türkiye “İnanç Turizmi” vesilesiyle farklı din, dil ve kimlikleri kucaklayan yeni bir inanç haritasına doğru yol alabilir...
Her türlü inanç ve inançsızlığın özgürce yaşandığı bir ülke olabilir...
Yeter ki korkular yerini güven ve farklılıklara saygıya bıraksın.
New York ya da Trabzon fark etmiyor...
Bir yerde istenmeyen kuşkulu misafir, diğer yerde kendi istenmeyenini yaratıyor...
Yazarın Tüm Yazıları