İhanetle suçlanan dostluk gemisi

Aslında 1 milyar doları bulan 7 gemilik bir proje bu.

Biri bitti, üçü yapım aşamasında, üçü de yolda...

Adı “Power of friendship” yani “dostluğun gücü”.

Neden mi?

Gelin en baştan anlatayım...�

* * *

Basın ve denizcilik sektörü

Necati Zincirkıran’ı çok iyi tanır.

Çünkü o sadece Hürriyet ve Günaydın’ın “efsane yayın yönetmeni” değil aynı zamanda deniz işletmesi yüksek lisansına sahip çok iyi bir denizci...

Seksenindedir ama “gencim” diyen gazeteciye taş çıkartır.

Bir süredir e-mail üzerinden “dost” olduk.

“Olur mu?” demeyin bal gibi oluyor...

Deneyimi ve keskin gazetecilik bakış açısıyla gözü sürekli üzerimde...

Ne yalan söyleyeyim çok kısa sürede acayip keyifli ve derin bir bağ oluştu aramızda.

* * *

Pazartesi baktım yine çok hoş ve uyarıcı bir mail atmış.

Meğer ben dahil tüm Türk basınının atladığı önemli bir habere o bizzat şahitlik etmiş.

Mesajı aynen şöyle:

“Sevgili Eyüp Can,

Türkler dünyanın ilk powership’ini yaptı. İçinde dev jenera-törler olan 60 bin tonluk dostluk gemisi Basra’ya doğru yola çıktı. Diğer üç gemi iki ay sonra Pakistan ve Afrika’ya gidecek. 600 milyon dolarlık tamamen Türk mühendisliği bir yatırım ve dünyada bir ilk...

Düşünebiliyor musun Türkler elektriksiz ülkeleri aydınlatıyor...

Maalesef bir tane gazeteci yoktu. Ben de orada denizci bir ağabey olarak bulunuyordum...

İlgileneceğini düşündüm...”

* * *

Nasıl ilgilenmem?

Önce kendime, sonra da gazetecilerden habersiz çok yaratıcı bir proje ile dünyada bir ilke imza atan Karadeniz Holding yöneticilerine kızdım...

Aslında Karadeniz Holding uzaktan ilgi ile izlediğim bir şirket.

Kâğıthane’de üç yıl önce yaptırdıkları şirket merkezi bırakın Türkiye’yi dünyaya örnek olacak nitelikte.

Papağanlar, palmiyeler, antika arabalar, kanolar ve inanılmaz keyifli mimarisiyle işyerinden çok beş yıldızlı otel güzelliğinde...

Öyle ki Karadeniz kardeşler ve çalışanları hafta sonlarını bile şirkette geçiriyor...

* * *

Yarım asırlık aile şirketi ilk kez üç yıl önce Kuzey Irak’a elektrik sattığı için suçlandığında dikkatimi çekmişti.

Neyle suçlandılar biliyor musunuz?

“Barzani ve PKK’ya elektrik satmakla...”

Akıl alır gibi değil, ama o günleri şöyle bir gözünüzün önüne getirin...

Terör tırmanmış, Türkiye her gün şehit haberleriyle sarsılıyor, Kuzey Irak’a müdahale için resmen kampanyalar açılmış...

Böyle bir konjonktürde Karadeniz Holding Irak’a elektrik ihraç ettiği için neredeyse vatan haini ilan edilecek...

* * *

Basının önüne çıkmayı sevmeyen Karadeniz ailesi işte ilk kez o günlerde gazetecilerle buluştu.

Doğrusu Doğan Karadeniz’in vakur tavrı çok hoşuma gitmişti.

Adam ne yapsın sonunda dayanamayıp “Devlet istiyorsa şarteli indiririz” bile demişti.

Düşünün bir Türk şirketi Irak’ın elektrik ihtiyacının % 10’unu karşılıyor, takdir alacağına, ihanetle suçlanıyor...

* * *

Karadeniz Holding’in bugünkü başarısı yerine geçmişi uzun uzun anlatıyorum...

Çünkü...

Bir, Türkiye’de başarılı girişimcilerin ödediği bedel iyi anlaşılsın...

İki, Türkiye’de konjonktüre takılıp kalmadan uzun vadeli iş yapanların her şeye rağmen neler başarabileceği iyi görülsün istiyorum.

Bence Karadeniz Holding cumartesi günü elektrik üreten bir gemiyi denize indirdiği için değil, üç yıl önce “vatan hainliği” ile suçlanmasına rağmen o dostluk gemisini yaratıcı bir biçimde inşa ettiği için dünyada bir ilki gerçekleştirdi.

Hafta sonu tamamı Türkiye mühendisliği elektrik üreten dostluk gemisi basından habersiz sessiz sedasız Sedef Tersanesi’nden yola çıktı.

Allah’tan duayen gazeteci-denizci Necati Zincirkıran oradaydı...