Ferit Åžahenk neden özür diledi

Geçen hafta cuma günü 18.10’da İstinyePark’tan Anadolu yakasına geçmek için yola çıktım.

Haberin Devamı

Köprü trafiğini, hafta sonu karşı yakaya geçmenin zorluğunu bir kenara bırakıyorum.
Sadece Maslak'tan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün girişine ulaşmak için tam 1 saat 40 dakika harcadım. Saat 20.00 olduğunda hâlâ ikinci köprüye girememiştim.
Oysa bahsettiÄŸim mesafe 3 kilometre bile deÄŸil.
Elbette İstanbul gibi bir megapolde yaşamanın bedeli olacak.
Paris, New York, Londra ve Moskova gibi büyük şehirlerde de ciddi trafik sorunu var.
Fakat şu haliyle hiçbiri İstanbul’un eline su dökemez. Çünkü İstanbul’da her geçen gün daha da çekilmez hale gelen ulaşım sorunu, yılların ihmali ve plansız büyümenin sonucu. Peki ama bu durum İstanbulluların kaderi mi?
Kafamda bu soru trafiğe lanet okurken tek tesellim o akşam geç saatte de olsa İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş ile buluşacağım.
Nasılsa çektiğim eziyetin acısını Kadir Bey’den çıkaracağım.
Fakat Topbaş idmanlı.
Başkan, "Bu trafik eziyeti İstanbulluların kaderi mi" soruma hiç kıvırtmadan hem "Evet" hem "Hayır" cevabını verdi.
"Evet, çünkü biz yenilerini de yapsak kontrolsüz nüfus artışının önüne geçemeyiz.
Hayır, bütün enerjimizi ulaşımı entegre etmeye ve yerin altında hummalı çalışmaya verdik. Yakında sonuçları görülecek."
Her ne kadar birbiriyle çelişir gibi gözükse de rakamlar Topbaş’ı doğruluyor.
İstanbul’da her gün trafiğe 600 yeni araç katılıyor. Siz mevcut araç yoğunluğunu düşünerek çözüm üretseniz bile her yıl 200 binin üzerinde araç ekstra yoğunluk yaratacak.
Son 5 yılda 150’ye yakın köprü ve kavşak yapılmış. Oysa son 20 yılda yapılan köprü-kavşak sayısı 50’yi bulmuyor. Yani birikmiş sorunlar var.
Peki bu durumda ne yapılacak?
Kadir Bey’in cevabı: "Tüm ulaşım sistemi 2023 yılına; yani cumhuriyetin 100. yılına kadar adım adım entegre edilecek."
Ne yani 16 yıl bu çileyi çekmeye devam mı edeceğiz?
EtmeyecekmiÅŸiz!
Böyle diyorum çünkü Topbaş, bunaltıcı sorularım üzerine beni geçen hafta sonu AK Parti İl Başkanlığı’nın Kâğıthane’de yapımı süren karayolu tünelinde düzenlediği "Hizmet Yerinde Görülür" toplantısına davet etti.
"Eyüp Bey gelin, gidip yerinde görelim. Eğer hâlâ tereddüt ederseniz istediğinizi söyleyin."
İş başa düştü. Gidip görmek gerek.
"Yedi Tepe Yedi Tünel Projesi" bir ara epey tartışılmıştı.
Meğer projenin ilk ayağını oluşturan Piyalepaşa-Kâğıthane tüneli bitmek üzereymiş. Diğer 6 tünel ise 3 yıl içinde kademeli olarak hizmete girecek. Böylece 400 bin araç Dolmabahçe’den Sarıyer’e, Taksim’den Beylikdüzü’ne, Kadıköy’den Tuzla’ya yerin altına inip trafiği rahatlatacak.
Açıkçası cumartesi Piyalepaşa-Kâğıthane tünelini gidip yerinde görünceye kadar Topbaş’ın anlattıklarına rezervli yaklaşıyordum.
"Ne de olsa siyasetçi, bire bin katarak anlatmayı sever bunlar" diyordum.
Yerin altında kilometrelerce uzayan 3 şeritli gidiş geliş 2 ayrı tüpün içine girince İstanbul trafiğinin kısmen de olsa rahatlayacağına olan inancım arttı.
MeÄŸer inancı artan tek ben deÄŸilmiÅŸim. DoÄŸuÅŸ Holding Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Ferit Åžahenk, tünelde yaptığı konuÅŸmada gördükleri karşısında resmen mahcubiyet duyduÄŸunu itiraf etti, hatta özür diledi: "BaÅŸkan Topbaş’tan ulaşım alanında yaptığı bu çalışmalardan haberdar olmadığım için özür diliyorum."Â
Ancak haklı bir eleştiri yapmayı da ihmal etmedi: "Ulaşım elbette önemli ancak iletişim çok daha önemli."
Ben göreve geldiği ilk günden bu yana Topbaş’ın mimar bir başkan olarak İstanbul’a çok şey kazandırabileceğine inandım. Zaman zaman iyi niyetli ama iradesiz olmakla eleştirdim. Gördüklerim karşısında şunu çok açık söyleyebilirim:
Topbaş, İstanbul’u uzun vadeli bir vizyonla dönüştürmek için nihayet kolları sıvamış. Ve işe yeraltından başlamış. Bir yandan 500 kilometreye ulaşacak metro hatları, diğer yandan bugün yüzde 4’lerde olan deniz ulaşımını yüzde 10’lara çıkarma hedefi, 3. köprü, Marmaray derken, İstanbul’u modern bir toplu taşıma ve iyi işleyen bir trafik ağıyla entegre etmeyi planlıyor. Gerçi Sabah’tan Mahmut Övür’le birlikte hâlâ kafamızda soru işaretleri olduğunu söyledik. Meclis İmar Komisyonu Başkanı Sefer Kocabaş, detaylı bir sunum yapma sözü verdi. Anlayacağınız Kadir Topbaş ile önümüzdeki günlerde tekrar buluşacağız.
Şimdilik şunu söyleyebilirim: Tünelin ucunda ışık var, fakat tam olarak ikna olup olmadığımı o sohbetten sonra yazacağım.

Yazarın Tüm Yazıları