Paylaş
Sovyetler Birliği döneminde ülkeyi terk eden iki çılgın Rus ressam Vitaly Komar ve Alexander Melamid, yanlarına aldıkları uzman bir ekiple, bir telefon santralının başına geçip Amerikalılara şu soruyu sordular:
“Evinizin duvarında nasıl bir resim olsun istersiniz?”
Aslında 11 gün süren 102 soruluk ‘renkten şekle, soyuttan somuta, eskiden yeniye, tabiattan insana’ birçok soruyu barındıran çok detaylı bir anketti bu.
Amerikalıların sanat zevkini duvarlarında ‘en çok görmek istedikleri ve hiç görmek istemedikleri resimler’ üzerinden anlamaya çalışan.
Sonuçlar öylesine şaşırtıcıydı ki Komar ve Melamid ellerindeki verileri kullanıp New York’ta ‘Halkın Seçimi’ başlıklı bir sergi açmaya karar verdiler.
Sadece iki resim olacaktı salonda.
Sorulara verilen cevaplar doğrultusunda hazırlanan iki resim.
1- Amerikalıların en çok beğendiği resim.
2- Amerikalıların en az beğendiği resim.
Ortalık birbirine girdi.
Sanat eleştirmenleri bu iki çılgın Rus ressamın bilimsel metotlar ve birtakım rakamlar kullanarak Amerikalıların resim zevkini analiz etmesinden hiç hoşlanmadı.
Fakat ortaya çıkan sonuç en çok Komar ve Melamid’i şaşırttı.
Çünkü aslında rakamlarla arası iyi olan bu iki kafadar benzer bir projeyi 1970’lerin sonunda Sovyetler Birliği’nde gerçekleştirmek istemişlerdi.
Toplumun farklı segmentlerine göre farklı resimler yapacaklardı.
Amaçları komünist sistemin herkesi benzeştiren ideolojik propagandasına kafa tutmaktı.
Politbüro’ya “Siz sınıfsız bir toplum yaratmaya, herkesi aynılaştırmaya çalışsanız da insanlar farklı” diyeceklerdi.
Olmadı, sansür ve baskı yüzünden ülkelerini terk ettiler...
Özgürlükler ülkesi Amerika’da kafayı “Acaba insanların gelir durumu, demografisi, ırkı vb. özelliklerine bakarak resim üretebilir miyiz?” sorusuna taktılar.
Başladılar bir yandan resim yapıp diğer yandan matematik modeller geliştirmeye.
İşte Amerikalıların resim zevkini anlamaya dönük 102 soruluk anket böyle çıktı.
Fakat sonuç en başta Komar ve Melamid’i şoke etti.
Çünkü Amerikan toplumunun neredeyse tamamı otomatiğe bağlanmış gibi evinin duvarında ‘bulaşık makinesi büyüklüğünde mavi renkli doğa manzarası’ görmek istiyordu.
Anket sonucuna göre ‘Amerikalıların en beğendiği resmin’ oranları şöyle...
Göl, nehir, okyanus ya da denize uzanan tabiat diyenler: % 88.
Doğal ortamlarında hayvanlar
olsun: % 89.
Gezinti yapan giyinik bir grup insan olsun: % 68.
Yumuşak ve uyumlu renkler
olsun: % 68.
Bulaşık makinesi büyüklüğünde manzara: % 67.
Gerçekçi görünsün: % 60.
Mavi: % 44.
Sonbahar: % 33...
Peki ya Amerikalıların çoğunun duvarında asla görmek istemedikleri resim?
“Kitap büyüklüğünde, soyut obje ve farklı görüntülerden oluşan, altın sarısı-turuncu renklerinde, keskin açılı geometrik şekillerden oluşan karanlık gölgeli resim...”
Oranlar % 1 ile 20 arasında değişiyor.
Bu da Amerikalıların % 80’den fazlasının duvarında asla görmek istemediği resim.
Şimdi anladınız mı iki kafadarın neden şaşırdığını?
“Anket sonucunda bireysel özgürlük ve farklılıklarıyla ün yapmış Amerikan toplumunun bu kadar büyük bir oranda benzerlik göstermesi bizi şoke etti. Komünizm ütopyasını yıktık derken, kendimizi demokrasinin sanal gerçekliği ile savaşırken bulduk...”
Yanlış anlaşılmasın, Komar ve Melamid’i şaşırtan Amerikalıların zevk düzeyi değil. Hatta tam tersi onlar elitist sanat anlayışına karşı.
Sanatın toplumun her katmanında karşılığı olduğuna inanıyorlar.
Anketin amacı da bu.
Onları şaşırtan bireysel farklılıklarıyla ün yapmış bir toplumun bu oranda benzeşmesi.
Peki, bu benzeşmenin sebebi ne?
Dahası ‘kitap kapağı büyüklüğünde soyut resme karşı bulaşık makinesi büyüklüğünde mavi renkli doğa manzarası’nda buluşan sadece Amerikalılar mı?
Nâzım, Saman Sarısı şiirinde “sen, mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” diyordu.
Mesela siz duvarınızda en çok hangi resmi görmek ya da görmemek istersiniz?
Türk toplumunun ‘en beğendiği ve hiç beğenmediği resim’ ne?
Varsa bir cevabınız yazın...
Benim cevabım haftaya ‘Rakamlarla Resim’ de...
Paylaş