Paylaş
Türk siyasetinde tarihi konuşmayı ‘kim yapacak?’ diye.
Millet egemenliğinden çoğulcu demokrasiye geçişin işaret fişeğini kim yakacak?
Demokrasi manifestosuna kim imza atacak diye.
Dün bu beklentiyle Ankara’nın yolunu tuttum.
Meclisin açılış törenine bizzat tanıklık etmek istedim.
Naif bir beklentiydi belki de, ama yanılmadım.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kürsüye çıkmadan önce dağıttığı uzun konuşma metnine heyecanla daldım.
Türk siyasetinde yaşanan değişimi doğru okumak istiyorsanız Gül’ün dün Meclis’te yaptığı konuşmaya ve açılış töreninde yaşananlara mim koyun.
Çünkü uzun zamandır içten içe fokurdayan siyaset kazanı artık eskiler ve yeniler, eski dil ve yeni dil arasında kristalize oluyor.
Meclis prizmasında artık yeni siyasetin ışığı daha parlak yanıyor.
İki CHP vardı mesela.
Eski ve yeni CHP.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü protesto eden eski CHP’yi Deniz Baykal temsil ediyordu.
Cumhurbaşkanı salona girdiğinde eskiden de ayağa kalkmıyordu Deniz Baykal dün de kalkmadı.
Buna karşılık CHP’nin yeni Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hiç tereddüt etmeden Cumhurbaşkanı içeri girdiğinde ayağa kalktı. Onunla birlikte CHP grubu birkaç istisna topyekün ayaklandı.
Sembolik gibi görünse de yeni siyasetin ayağa kalkışıydı bu.
* * *
Sadece bununla da sınırlı değil.
Baykal akşam düzenlenen Meclis açılış resepsiyonuna da katılmazdı. Dün akşam da katılmadı. Ama Kılıçdaroğlu bu anlamsız protestolara resepsiyona katılacağını açıklayarak son verdi.
Eski CHP’nin değil yeni CHP’nin tavrını ortaya koydu.
* * *
Gelelim Gül’ün demokrasi manifestosuna.
Tavsiyem girin cumhurbaşkanlığının internet sitesine ve 29 sayfalık metni altını çizerek okuyun.
Türkiye’nin temel sorunlarına demokrasi temelinde esaslı bir yaklaşım sergiledi.
Dikkat ettim Gül konuşurken Başbakan Tayyip Erdoğan konuşma metninden altını çizerek takip ediyordu.
Çoğunluğa dayalı demokrasi ile çoğulcu demokrasi arasında çok net bir ayrım yaptı.
Hem AK Partiye hem eski ve yeni CHP’ye hem de BDP ile PKK arasına sıkışan Kürt hareketine çok net mesajlar verdi.
Özetlemeye kalksam sayfalar tutar.
“Ülkenin tüm önde gelen siyasi akımlarının temsil edilmediği bir Meclis, eksik bir Meclis olacaktır” diyerek resmen seçim barajını düşürün demeye getirdi.
AK Parti’nin de eski siyasetle yeni siyaset arasında artık bir tercih yapması gerektiği çağrısıydı konuşmanın özeti.
Eski ile yeni dün mecliste kristalize oldu.
Bir tek Bahçeli eksikti bu fotoğrafta.
Ama kazan orada da kaynıyor. Eski tip siyaset yerini sancılı da olsa yeniye bırakıyor.
Akıntıya kürek çekmek isteyenlere duyurulur...
Paylaş