Enerjide zam da kriz de kapıda!

Her şey Cengiz Çandar'ın perşembe günü Başbakan Tayyip Erdoğan'la Lübnan'a yaptığı seyahatin ardından heyecan içinde aramasıyla başladı: "Yaa başbakan uçakta senin ilgini çekebilecek şeyler söyledi. Ben ekonomiden anlamam, not aldım istersen bir konuşalım..."

Haberin Devamı

"Hemen" dedim ve Çandar'la öğle yemeğinde buluştuk.

Meğer Erdoğan Lübnan dönüşü kendisine eşlik eden gazetecilere siyasi sorulardan fırsat buldukça ekonomiyle ilgili bilgiler vermiş.

"Uzun uzun işsizlikle nasıl mücadele ettiklerini anlattı ve bir takım rakamlar verdi" dedi önündeki minik not defterine bakarak.

"Başka?" dedim.

"Valla bir de enerjide çok ciddi atılımlar planlanıyormuş, elektrik dağıtım ihalesini şimdilik iptal etmeyi düşünüyorlarmış" dedi.

"Ne!!!" dedim panikle.

Heyecanımı fark eden Çandar not defterini tekrar aldı önüne ve Erdoğan'ın sözlerini aynen aktardı: "Benzin fiyatlarındaki artışla hiçbir ilgimiz olmamasına rağmen vatandaş bizi sorumlu tuttu. Aynı durum elektrikte de yaşanabilir. Bu nedenle şu an enerji özelleştirmesi düşünmüyoruz."

Haberin Devamı

Doğrusu birkaç ay önce başbakan İstanbul Sanayii Odası'nda "elektrik dağıtımında özelleştirme sanayicilerin aleyhine olur" yollu laflar ettiğinde kuşkulanmıştım fakat, iki yıldır hazırlığı yapılan, onlarca yerli ve yabancı şirketin katılmak için milyonlarca dolar para harcadığı bir ihale için Erdoğan'ın bu kadar net "özelleştirme yok" diyebileceğini beklemiyordum.

Sadece ben mi, hiç kimse beklemiyormuş...

Nitekim cuma günü Referans'ın manşetine taşıdığımız "elektrikte şu anda özelleştirme yok" haberi piyasaların allak bullak olmasına yol açtı.

Bayram ertesi olmasına rağmen borsa yüzde 1,46 düştü.

İhaleyle ilgilenen iş adamları ardı ardına "Ya başbakan hakikaten böyle bir laf etti mi?" diye bizzat beni arayarak haberi çek etme ihtiyacı hissetti.

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan bile gazetecilerin ısrarlı soruları karşısında "benim haberim yok ama başbakan söylemişse artık bakana laf söylemek düşmez" dedi.

Aradan 3 gün geçti şaşkınlık hâlâ devam ediyor.

Bir yanda IMF'ye verilen söz, diğer yanda 19 Ocak'ta ihalesi ilan edilmiş 3 dağıtım bölgesi...

Piyasalar şaşkın, yerli ve yabancı şirketler şaşkın, bürokratlar şaşkın, bakanlar şaşkın...

Acaba Erdoğan henüz Bakanlar Kurulu'nda neticeye bağlamadığı bir konuyu uçak sohbetinde öylesine ağzından mı kaçırdı?

Haberin Devamı

Çandar'a sordum, "İyi de o konuyu açan kendisi" dedi.

Yani direk enerji özelleştirmesiyle ilgili bir soru üzerine yapmamış bu açıklamayı.
Peki o halde Erdoğan durduk yerde neden karıştırdı piyasaları?

Senaryo muhtelif. Fakat meselenin bamteli şu; genelde devletin özelde ise AK Parti hükümetinin doğru dürüst bir enerji stratejisi yok!

Tam bir yap-boz mantığı hakim enerji politikalarında.

Konuyla ilgili konuştuğum Elektrik Üreticileri Derneği Başkanı Önder Karaduman, hem arz yönünde hem de dağıtım ve tüketim yönünde tam bir karmaşa yaşandığını söylüyor: İhaleye çıkıp iptal etmeyi kötü bir huy haline getirdik. Böyle yaparak adeta üçüncü dünya ülkelerine dönüyoruz.

Haberin Devamı

Sizleri rakamlara boğmak istemiyorum, işin özeti şu Türkiye tam anlamıyla bir enerji darboğazına doğru yol alıyor.

Bir kere ürettiğimizden fazlasını tüketiyoruz. Açık her geçen gün artıyor.

Bırakın 10 yıllık projeksiyonları eğer havalar böyle devam ederse şubat ve martı kazasız atlatırız ama temmuzda klimaların devreye girmesiyle kesinlikle kesinti başlar.

Müneccim olmaya da elektrik mühendisi olmaya da gerek yok. 2006 Temmuz'unda Ege'de başlayan elektrik kesintilerini ve bir anda sanayiinin durma noktasına geldiğini unutmadık. Dua edelim kış ılık yaz da serin geçsin! Yoksa bu yap-boz mantığı ve mevcut üretim kapasitesiyle işimiz Allah'a kaldı.

Haberin Devamı

İkincisi zam yapmamak adına özelleştirme idaresi fonlarından kullandırılan kaynak artık taşınamaz bir noktaya geldi. AK Parti Hükümeti'nin 4 yıllık elektrik sübvansiyonu ustalıkla gizlenmesine rağmen 15 katrilyonu bulmak üzere.

İşin daha komiği hükümet zam yapmak yerine gizli kara delikler açarken sanayici dünyanın en pahalı elektriğini kullanmaktan şikayetçi!

Çünkü Türkiye konutlara ve sanayide aynı ücret politikasıyla elektrik satan ender ülke. Hakkını yemeyelim bir de Meksika var bizim gibi sanayicisine sahip çıkmayan. Oysa Avrupa'da bu oran yarı yarıya.

Peki vatandaş memnun mu durumundan?

Sokağa çıkıp rast gele sormak yeterli!

Anlayacağınız mevcut enerji politikasıyla hükümet ne İsa'ya yaranabiliyor ne de Musa'ya.

Haberin Devamı

İşte bütün bu çarpık tablo hükümeti zoraki bir zamma ve elektrik krizine adım adım yaklaştırıyor.
Ben bu satırları yazarken Bakanlar Kurulu hâlâ devam ediyordu. Hararetli bir biçimde bu işin içinden nasıl çıkacağız diye tartışıyorlarmış.

Buraya yazıyorum; Erdoğan'ın açıklamasından sonra geri adım atılamayacağı için dağıtım ihaleleri rafa kaldırılacak. Hükümet işi kurtarmak için şıklık yapıp "iptal" yerine belirsiz bir tarihe doğru "erteleme" diyecek.

Kara deliği kapatmak için zammın kaçınılmaz olduğu kabul edilecek.

Zam haberi verilmese de zam sinyali verilecek.

Haa kriz mi?

Dedim ya elektrik kesintilerinde işimiz tamamen Allah'a kaldı!

Ben Bakanlar Kurulu'ndan bu konuda bir açıklama beklemiyorum.
Yakalarsam bu aralar gelecek tahminciliğine soyunan Cengiz Çandar'a "bir papatya falıda enerji için aç abi" diyeceğim.

Bakarsınız yılların dış politika duayeni Cengiz Çandar son günlerde ekonomi gazeteciliğinde sergilediği başarılı performansı elektrik kesintilerinde de gösterir.

Biz de mumları yedekte tutup ışıksız kalmayız.

Yazarın Tüm Yazıları