Paylaş
Tam unutuldu derken, teatral öfkesi, gerçek üstü söylemleri, dobra ve küfürbaz üslubuyla televizyon programlarının gediklisi haline geldi.
Yeni kuşaklar için tam anlamıyla bir karikatürdü.
Ama o bir döneme neredeyse tek başına damgasını vurdu.
Çünkü 1980’li yıllarda yaşanan banker krizinin baş aktörüydü.
Cüneyt Arkın gibi ünlüleri kullandığı ilginç reklam kampanyalarıyla bankalar adına halka mevduat sertifikası sattı.
Enflasyonun %30’larda olduğu bir dönemde aylık %10 faizle para topladı.
Binlerce banker o dönemin parasıyla 50 milyarı zor bulurken, o eksantrik kişiliği ve yaratıcı vaatleriyle tek başına 100 milyar lirayı aştı.
Dün sabah saatlerinde Kadıköy’deki ofisinde silahını kafasına dayayıp 75 yıllık inişli çıkışlı yaşamına son verdiğinde bile Cevher Özden adıyla değil yarattığı ‘yarı şaka-yarı ciddi-epey dramatik efsaneyle’ anıldı.
Ajanslar haberi şöyle geçti: Banker Kastelli intihar etti!
Oysa daha önce defalarca intiharı denemişti.
Birkaç ay önce oğlunun mezarı başında, defalarca aşk-nefret ilişkisi yaşadığı karısının huzurunda.
Hiç birinde başarılı olamadı.
Hep birilerini suçladı.
Seksenli yılların başında 550 bin kişiden topladığı milyarlarca doları batırdı, yatıranları suçladı.
24 Ocak Kararları’yla Türkiye’de serbest piyasa ekonomisinin dolayısıyla bankerliğin önünü açan Turgut Özal, iş çığırından çıkınca bankerlere mevduat sertifikası satma yasağı getirince, Özal dahil dönemin tüm politikacılarını suçladı.
Halk vadesi gelen ana para ve faizlerini isteyince, ‘ödeme yapmıyorlar’ diye o güne kadar çalıştığı başta Hisarbank ve İstanbul Bank olmak üzere bankaları suçladı.
Yurt dışına kaçtı, sahip olduğu yalılar dahil tüm malvarlığına el koyduğu için devleti suçladı.
Elleri kelepçeli Türkiye’ye getirildi, davası 8 yıl sürdü, hakkında çıkan haberlerden dolayı bir dönem reklama boğduğu medyayı suçladı.
Yıllar süren mahkemelerden sonra nihayet beraat etti, bu kez de mahkemeleri suçladı.
‘Türkiye’nin en mühim adamları kredi almak için kapımda kuyruk oluyordu’ diyerek bir dönem komisyon karşılığı kredi verdiği iş adamlarını suçladı.
2000’li yıllarda TMSF’nin el koymak zorunda kaldığı bankaları gördükçe ‘Benim kimseye borcum yokken 5 milyar dolarımı yediler. İçim yanıyor, resmen damarıma basıyorlar!’ diyerek TMSF’yi ve batık bankacıları suçladı.
Hatta geçenlerde Şirin Sever’e verdiği söyleşide hızını alamadı kendisine bankerliğin yolunu açan karısını suçladı: ‘Karım sayesinde Banker Kastelli oldum ben. Ama dünyaca zengin bir adam olmama engel de karımdır. Çünkü çok kıskançtı!’
Ne garip tesadüf.
Onca badireyi atlattı. İş Bankası’nda çalışan bankacı karısının açtığı yolda bir dönem Türkiye’nin en zengin adamlarından biri oldu, karısının kıskançlığına rağmen ‘çay da içerim neskafe de’ diyerek hovardalığın dibine vurdu, gün geldi aile saadeti ve kurduğu saadet zinciri hep birlikte tepe taklak oldu.
Yurt dışına kaçtı, mallarına el kondu, şan ve şöhretle terk ettiği ülkesine elleri kelepçeli döndü.
Hapse girdi, yıllarca mahkemelerde süründü, yalılardan 75 metre karelik apartman dairesine taşındı.
Yıllarca manşetlerden inmedi.
Ama o yılmak bilmedi.
Ona karikatür muamelesi yapan benim gibi yeni kuşak gazetecilere ‘Türk halkına tasarrufu öğreten, borsa ve sermaye piyasasını kuran, repo ve köprü finansı yaratan benim’ mesajını verdi.
Dedim ya garip tesadüf.
Geçenlerde epeydir ayrı yaşadığı karısının evine kendi borçları yüzünden haciz gittiği haberi medyaya yansıyınca çılgına dönmüş.
Onca ‘yıkılmadı ayaktayım’ açıklamasından sonra ilk kez yıkılmış.
Avukatı Tufan Atlı’nın anlattığına göre geride söyle bir not bırakmış.
“Ölümümden kimse sorumlu değildir.”
Cevher Özden namı diğer Banker Kastelli 75 yıllık filmlere konu olmuş çalkantılı yaşamında belki de ilk kez başkalarını suçlamak yerine tüm sorumluluğu üzerine aldı.
Türkiye’de serbest piyasa ekonomisinin gelişimini, bankacılığın nereden nereye geldiğini Banker Kastelli Fenomeni’ni anlamadan anlamak mümkün değil.
O halde bugün onun bu trajik ölümünden sonra bizlere düşen Banker Kastelli Fenomeni’nin yaratılmasında üzerimize düşen sorumluluğu aynı yalınlıkla almak.
Ölümünüzden hepimiz sorumluyuz Cevher Bey.
Çarpık siyaset anlayışımız, kuralsız serbest piyasa ekonomimiz, saadet zincirlerine para kaptırmaya hevesli vatandaşlarımız, ‘kabul olmayacak duaya amin’ diyerek para yatıran mudilerimiz, anlayacağınız hepimiz sorumluyuz.
Madem siz ilk kez olsun sizi yaratan çarpık sistemi suçlamak yerine yaptığınız yanlışlardan dolayı tüm sorumluluğu üzerinize aldınız, yeni Banker Kastelliler yaratmamak adına şimdi sıra bizde.
Banker Kastelli’yi biz öldürdük.
Paylaş