İki, anadilde eğitim meselesi... Aklı başında herkes “Terörün gölgesinde bu sorun çözülmez” diyor. Fakat anadilde eğitim meselesi kafa karıştırmaya devam ediyor. * * * Dün AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda Başbakan Tayyip Erdoğan önemli bir konuşma yaptı. Mahalle baskısından bölünmeye, korkuları dağıtan önemli açıklamalar yaptı. Seçimlerden sonra uzlaşmaya dayalı yeni bir anayasa yapılacağı müjdesini bile verdi. Fakat yeni anayasada anadilde eğitime kapıları baştan kapattı. Anayasa değişikliğine ‘evet’, anadilde eğitime ‘hayır’ dedi. “Anadilde nerede isterseniz orada kurs açabilirsiniz ama bizden resmi olarak anadilde eğitim beklemeyin. Türkiye’nin resmi dili Türkçedir. Anadilde eğitime gitmenin ülkeyi bölmeye yönelik bir girişim olduğunu söylüyoruz.” * * * Doğrusunu söylemek gerekirse başbakanın bu açıklamasını anlamakta güçlük çektim. Mevcut anayasa içinde ‘olmaz’ dese anlarım. Çünkü anayasa değişmeden Kürtçe, İngilizce ve Fransızca gibi seçmeli ders olarak bile okutulamaz. Sebebi 42. madde: “Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına anadilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez.” İyi ama anayasa baştan aşağı değiştikten sonra neden olmasın? Bu noktada yanlış anlamalar ve korkular devreye giriyor. * * * Önce bir yanlış anlamayı düzeltmek gerekiyor. Erdoğan “Kimse bizden resmi olarak anadilde eğitim beklemesin, Türkiye’nin resmi dili Türkçedir” dedi. Anadilde eğitim talep edenler Türkiye’nin resmi dili Kürtçe olsun demiyorlar ki. Türkçe resmi dil olarak kalmaya devam edecek. Fakat isteyen, okulda tıpkı İngilizce ya da Fransızca gibi seçmeli ders olarak Kürtçe alabilecek. Bölünme korkusunu bir kenara bırakabilirsek bunda ne mahzur var? Anadilde öğrenim, BM sözleşmesinden AHİM kararlarına en doğal hak. Kanada’dan Amerika’ya, Fransa’dan Almanya’ya çok farklı uygulamalar var. Bütün mesele Türkiye’nin kendisine uygun bir model geliştirmesi. Fakat daha baştan yanlış bir önermeyle kapıları kapatırsanız, konuşacak bir şey kalmaz. * * * Türkiye bölünme korkusuyla Kürtçe müzikten, Kürtçe yayıma yıllarca birçok şeyi yasakladı. Oysa TRT Şeş, AK Parti iktidarında açıldı. Peki, ne oldu? Devlet, Kürtçe televizyon kanalı kurdu diye ülke mi bölündü? Eğer Erdoğan ‘bölünür’ diyenleri dinlese, bugün TRT Şeş de olmazdı. Ama dinlemedi ve sonuçta korkuların değil, gerçeklerin konuşulduğu bugünün Türkiyesi’ne geldik. Şimdi benzer bir cesaretin evrensel bir hak olan anadilde eğitim konusunda gösterilmesi gerekiyor. Erdoğan’ın bir politikacı olarak cesaretini herkes biliyor, belli ki sorun cesaret değil. Öyle olsa içeride onca reforma imza atmaz ve en önemlisi iki yıl önce Almanya’ya gidip Merkel’e “Anadilde eğitimden niye korkuyorsunuz?” demezdi. “Almanya’da hem Almanca hem de Türkçe eğitim veren kuruluşlar niçin olmasın?” Aynı soruyu ben de Erdoğan’a soruyorum. “Sayın Başbakan, resmi dil Türkçe kalmak şartıyla, okullarda Kürtçe seçmeli ders olarak neden okutulmasın? Anadilde eğitimden niye korkuyoruz?”