Paylaş
Toplantı tam bir saat onun yüzünden gecikmişti. Ortağı yine geç kaldın diyerek Engin’e saati gösterdi. Engin öfkelenerek, burada en iyi fikirler benden çıkıyor ve bu iş yeri benim sayemde kar ediyor. Gerekirse bir saat değil daha bekleseniz de değer bence diyerek yerine oturdu. Hazırladığı reklam senaryosunun sunumunu yaptı, gerçekten güzel olmuştu, asistanlarından biri eksik bulduğu bir noktayı söylemek istedi, ona göre reklamda kullandığı müzik insanlara itici ya da kafa karıştırıcı gelebilirdi, çünkü üründen çok müzik dikkat çekiyordu. Engin yüzünde alaycı bir gülümsemeyle asistanın müzik konusundaki deneyimine rağmen onu aşağılayacak bir sürü şeyle birlikte son olarak düşüncelerini kendisine saklamasını söyleyip toplantıyı bitirdi. Akşam eve gittiğinde eşi karşıladı. Eşi de çalışıyordu, avukatlık yapıyordu. Gün içinde yaşadığı bir problemi anlatmaya başlamışken eşinin sözünü yarıda kesip onu çok duygusal ve zayıf olmakla suçladı. Hukuk hakkında ondan daha çok şey biliyormuş gibi davranmaya başladı, kendisi bu mesleği yapmış olsaydı ne kadar ünlü olacağından ve kazanamayacağı hiçbir dava olamayacağından bahsetti. Eşinin yaptığını söylediği hiçbir şeyi beğenmez ve sürekli eleştirirdi. Eşini yine bu şekilde susturduktan sonra, o günkü başarılarından, çevresindeki insanların ona ne kadar hayran olduğundan bahsetti, eşinin yüzünde beliren hayranlık onu oldukça iyi hissettirmişti. Akşam yemeğinde eşi, eski ortağının bu yıl aldığı ödülden bahsetmeye başladığında ise Engin’in ağzından öfke dolu sözler döküldü, çok sinirlenmişti. Aslında onun kendi fikirlerini çaldığını, hile yaparak o ödülü aldığını ve onun gerçekte başarısız biri olduğunu söyleyip odasına geçti. Eski ortağının aldığı ödül onu çok sinirlendirmişti. Bu konuda en üstün oydu, kim bilir ne hilelerle o ödülü aldığını düşünerek iki uyku hapı aldı ve uykuya daldı.
Narsistik kişilik bozukluğu olan kişiler fiziksel ve ruhsal yönden kendilerini aşırı beğenen ve üstün gören, sürekli olarak diğer insanların beğeni, ilgi ve onayını bekleyen, her zaman her yerde özel ilgi hak ettiğine inanan ve bu beklentide olan kişilerdir. Peki karşımızdaki kişi size mi yoksa kendine mi aşık olduğunu nasıl anlayacağız? İşte en belirgin yedi özellik:
1- Her zaman en iyiyi onlar bilir.
İster doktor olun ister avukat olun, bu eğitime sahip olmasalar da sizin uzman olduğunuz konuda karşıt bir fikir savunacaktır. Her zaman her konu hakkında en doğruyu bildiklerini düşünürler. Kendi fikirlerine karşı çıkanlara öfke duyup, bu kişileri değersizleştirebilirler.
2- En güzel, en üstün, en zeki onlardır.
Üstün, özel ya da eşi bulunmaz kişiler olduklarına inanırlar ve başkalarının da kendilerini öyle görmesini beklerler. Kendilerini olduklarından daha yetenekli görürler ve başarılarıyla böbürlenirler. Benlik saygıları ise her zaman çok kırılgandır. Sürekli olarak ne kadar iyi işler yaptıklarını ve çevrelerinden ne kadar iyi değerlendirmeler aldıklarını vurgularlar. Sürekli ilgi görme ve beğenilme gereksinimi duyarlar.
3- Çok güçlü bir ilk intiba yaratır ama bir süre sonra özlerine dönerler.
Narsistik kişiler tanıştıkları kişilerin beğeni ve övgülerini kazanmak için bütün iyi özelliklerini, başarılarını abartarak, kendilerini özel göstermek için bir gösteri hazırlayabilirler. Fakat zaman içinde bencil ve sadece övgü bekleyen, eleştiriye tahammülsüz tarafıyla çevrelerindeki insanların uzaklaşmasına neden olurlar.
4- Kendi egolarını başkalarını aşağıda görerek şişirirler.
Hemen herkesi kendilerinden aşağı görürler ama herkesin de onlara saygı duymasını ister, özel davranılmayı ve beğenilmeyi beklerler. Böyle bir karşılık alamazlarsa şaşkınlığa düşerler ya da çok öfkelenirler. Örneğin sırada beklemek zorunda olmadıklarını, kendi önceliklerinin daha önemli olduğu ve başkalarının buna saygı göstermesi gerektiğini düşünürler. Çok özel insanlar olduklarına inandıkları için onlara özel bir takım ayrıcalıklar tanınması için zorlamalarda bulunabilirler.
5- Başkalarının duygularını ve gereksinimlerini anlama konusunda isteksizdirler.
Bu kişiler genelde empati yapamazlar ve başkalarının isteklerini ve duygularını anlamakta ve öznelliklerini tanımakta zorluk çekerler. Söyledikleriyle diğer insanları incittiklerinin farkında bile olmayabilirler. Başkalarının ihtiyaçlarını, isteklerini ya da yaşadıkları duyguları gördüklerinde eleştiren bir tutumla, bunları zayıflığın ya da kolay incinebilir olmanın birer belirtisi olarak görürler. Duygusal olarak soğuk ve ilgisiz görünebilirler.
6- Başkalarını kıskanır ya da başkalarının kendisini kıskandığına inanırlar.
Diğer insanların daha başarıları olmalarından ya da onların sahip oldukları şeylerden rahatsızlık duyarlar. Başkalarının elde ettikleri bu başarılara ve beğeniye kendilerinin layık olduğunu düşünürler. Onların başarılarını ve katkılarını değersizleştirmeye çalışır, her zaman en kıskanılan, en imrenilen kişinin kendileri olması gerektiğini düşünürler.
7- Sadece üstün bulduğu kişilerle arkadaşlık kurarlar.
Özel ve eşi bulunmaz biri olduklarını düşündükleri için sadece toplumsal olarak üstün ya da özel kişilerin kendilerini anlayabileceğini düşünüp, bu kişilerle arkadaşlık etmeleri gerektiğine inanırlar. İlişki kurdukları kişilere mükemmel ya da üstün yetenekli gibi nitelikler yükler ve böylece kendi benlik saygılarını güçlendirirler.
Narsist kişilik bozukluğu tedavi edilebilir mi?
Narsistik kişilik bozukluğu olan kişi, rahatsızlığını çoğu zaman kabullenmez, yanlış davranışlarının nedenlerini haklı göstererek üste çıkar ve karşısındakini suçlama yoluna gider. Psikoterapi desteği almak narsistler için küçümsenecek bir durumdur. Ancak kriz anlarında, yani istediğini elde edemediğinde ya da elindekileri kaybettiğinde ortaya çıkan depresyon hallerinde tedaviyi bir seçenek olarak görebilir. Başvurdukları terapistin de kendilerini beğenmesini, takdir etmesini ve onaylamasını isterler. Egoları yeterince beslenmezse terapiyi bırakabilirler. Eğer terapide narsistik kişiyle dengeli bir iletişim sağlanırsa ancak kişilik yapısında gelişim sağlanabilir.
Paylaş