ATİNA Olimpiyat Oyunları’nın 5.günü dolarken, gazeteciler daha şimdiden perişan oldular.
Tesisler arasındaki mesafenin uzunluğu, müsabaka saatlerinin birbirine yakınlığı ve kendi ülkeleriyle oluşan saat farklılığı bir çok gazeteciyi uykusuz bırakırken, basın mensupları çareyi tesisler arasında gidip-gelen otobüste uyuyarak buldu.
Atina’nın en çok yorulan grubu olan gazeteciler 28 ayrı branşın bir arada yapılmasının çok zor olduğunu ve müsabakaları izlenilmez hale getirdiğini söylüyor. Bu yüzden olimpiyatlar bir çok gazeteci için ızdırap haline dönüşüyor.
Yüzme elden geçmeli
Neyse biz kendi problemlerimizi bir kenara bırakalım ve ülkemizi burada temsil eden sporcuların durumuna bir göz atalım.
İlk 5 gün sonunda ayakta kalan tek spor dalımız halterdi. Yüzmede her olimpiyatta olduğu gibi burada da köpük yutarken, bu spor dalının ciddi bir yapılanmaya ihtiyacı olduğu bir kez daha belgelendi. Yıllardır aynı isimlerle temsil edilen yüzmenin artık yeni sporcular çıkartmasının zamanının çoktan geçtiğine inanıyorum.
Aynı şekilde burada karavana atıp, rüzgar bahanesine sığınan okçularımızın da yeni bir yapılanma dönemi içine girmeleri şart gibi gözüküyor. Sanırım olimpiyat sonrası genel müdürlük ve federasyonlar gerekli toplantıları yapıp bu aciz durumun ortadan kaldırılması için kolları sıvayacaktırlar.
Atina’da tüm spor dallarına örnek olan ve hepimizin heyecandan heyecana sürükleyen halter belki bireysel spor ama sporcularımızın hemen hepsi bir takım gibi birlikte hareket edip, inanılmaz bir dayanışmayla başarıya yürüyorlar.
Günde 8 saat çalışıyorlar
Halil Mutlu’nun liderliğinde tam bir sporcu dayanışması gösteren halterin bu beraberliğinin en güzel örneği ise ilk bayan şampiyonumuz Nurcan Taylan’ın tüm arkadaşlarının çamaşırını yıkamasıydı.
Dün uzunca bir süre Halter Federasyonu Başkanı Kenan Nuhut ve Milli Takım Antrenörümüz Ergün Batmaz ile sohbet edince halterin başarısının sırrını biraz daha iyi anladım.
Dayanışmalarının yanı sıra sporlarını çok seven ve çalışmaktan bıkmayan haltercilerimiz günde yaklaşık 8 saat idman yaptıklarını antrenörleri Batmaz ifade etti.
Para ikinci planda
Daha da önemlisi hemen hepsi maddi değerlerden çok madalyayı önde tutuyorlar. 4. olan Aylin Daşdelen ve rekoru kaçıran Halil Mutlu’ya ödül verileceği genel müdür tarafından açıklanınca her iki sporcunun ‘Biz hak etmediğimiz ödülü almayız’ demeleri onların ne kadar iyi sporcu olduklarının kanıtı oldu.
Halter sporunun sorunu yok mu? Elbette var. Başkan Nuhut öncelikle sponsorların haltere yönelmesini istiyor. ‘Bize destek olsunlar, biz onları dünyaya en iyi şekilde tanıtırız’ diyen Nuhut sanırım yerden göğe haklı. Atina’da Türkiye’nin tanıtımını en iyi şekilde yapan haltercilerimize gerekli sponsor desteği sağlanırsa madalyaları tekellerine alırlar.
Tek korkuları işsizlik
Naim ve Halil ile başlayan sistemli çalışmanın ödülünü toplayan haltercilerin yoğun çalışma temposu içinde gelecekle ilgili kaygıları da var. Çoğu üniversite öğrencisi olan sporculara iş olanağı sağlanması da bu alanda sağlanacak başarılara büyük katkı yapacaktır.
Başkan Nuhut bu konuda ciddi bir çalışmanın yapıldığının müjdesini verirken, halterde başarıların artarak süreceğini belirtip, bu zaferlere Türk antenörlerle ulaştığımızı söylerken, antrenörlerimize bir çok yabancı ülkeden teklif gelmesinin de bu sporda hangi noktaya gelindiğinin göstergesi olduğunu vurguladı.